126 sayfalık raporda, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Yönetim Kurulu Başkanı ve İşletme Dairesi Başkanı aslî kusurlu bulundu. Gerekçe olarak TKİ’nin, asıl işi olan kömür üretimini, iş güvenliğini gözardı ederek maliyet kaygısıyla alt işverene devretmesi gösterildi.
Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği 13 Mayıs 2014’teki maden faciasıyla ilgili bilirkişi raporu, Soma ve Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaştı. 126 sayfalık rapora, maden bilirkişileri Prof. Dr. Ercüment Yalçın ve Prof. Dr. Ahmet Hakan Onur, elektrik bilirkişisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar, A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Alpaslan Ertürk imza attı. Raporda, iş güvenliğinin göz ardı edildiğine dikkat çekilirken, Türkiye Taşkömürü İşletmeleri faciadan sorumlu tutuldu. Konuyla ilgili şu tespite yer verildi: “Asli görevi kömür işletmeciliği olan, gerekli bilgi birikimi ve teknik desteğine sahip TKİ’nin asıl işi olan kömür üretimini, hizmet alım sözleşmesiyle iş güvenliğini göz ardı ederek, maliyet kaygısıyla alt işverene devretmesi nedeniyle TKİ Yönetim Kurulu Başkanı ve TKİ İşletme Dairesi Başkanı asli kusurlu.”
Bilirkişi raporunda, ocaktan çıkarılan cenazeler üzerinde yapılan otopsi sonuçları da ele alındı. Ölümlerin yüzde 70 ile yüzde 85 arasında değişen miktarlarda karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklandığına vurgu yapıldı. Soma Kömürleri İşletmeleri AŞ’ye ait 2013 ve 2014 yılları Termin Takip kayıtlarının incelendiği belirtilirken, aylar ve yıllar bazında programlanan üretimden 2 ve 2,5 kat fazla üretim yapıldığının anlaşıldığı ifade edildi. (2013 yılı için programlanan üretim 1 milyon 500 bin ton, fiili üretim 3 milyon 566 bin 456 ton).
Konuyla ilgili bölümde şu bilgilere yer verildi: “Bu sonuçlar işletmede ‘üretim zorlaması’nın olduğunu ve işçilerin ifadelerinde belirttiği fazla çalışmaya zorlandıkları savını doğrulamaktadır. Üretim zorlaması beraberinde alınması gereken tedbirlerin alınmamasına ve tehlikeli çalışma koşullarının oluşmasına yol açmıştır.”
Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, bilirkişi raporunu değerlendirirken, “Rapor gördüğümüz kadarı ile çok kapsamlı biçimde hazırlanmış, fakat bu raporu en ince ayrıntılarına kadar incelemeye başladık. Tabii ki bu rapor sonrasında bizim de söyleyeceklerimiz olacak.” dedi.
GÖZALTINA ALINAN 24 KİŞİ SERBEST
Maden faciasına ilişkin bilirkişi raporunun Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilmesinin ardından, dün soruşturmayı yürüten savcının talimatıyla aralarında Soma Kömürleri AŞ ve Ege Linyitleri İşletmesi çalışanlarının da bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden tamamı serbest bırakılırken, 6 kişiye yurt dışına çıkış yasağı getirildi. Gözaltına alınanlardan 18’inin denetimli serbestlik kapsamında salıverildiği öğrenildi. Yurt dışına çıkış yasağı getirilenlerin de TKİ’ye bağlı olan Ege Linyit İşletmesi’nde çalıştığı belirtildi.
Yetki belgesindeki imza sahte çıktı
Soma faciasının ardından tutuklanan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile Genel Müdür Ramazan Doğru arasında, karşılıklı suçlamaya yol açan yetki belgesindeki imzayla ilgili kriminal inceleme sonuçlandı. İmzanın Doğru’ya ait olmadığı belirlendi. Bu sonucun ardından Manisa Barosu’nun Alp Gürkan için bir kez daha suç duyurusunda bulunacağı açıklandı. Faciadan sonra gözaltına alınan Gürkan, tek sorumlunun Ramazan Doğru olduğunu, Yönetim Kurulu’nun bu görevi ona devrettiğine dair karar belgesini savcılara sunmuştu. Bunun sonrasında ise soruşturmaya dahil edilen Ramazan Doğru gözaltına alınmıştı. Doğru, söz konusu imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştü. Bunun üzerine ikisi de tutuklanmıştı. Savcılık da yönetim kurulu belgesini kriminal incelemeye göndermişti. Yaklaşık 4 ay sonra gelen rapora göre, belgedeki imza Doğru’ya ait çıkmadı.
Alp Gürkan yargılanabilir
Soruşturmanın ana delili olan ve soruşturmanın yönünü değiştirecek belgelerdeki imzaların sahte çıkmasından sonra Soma Holding patronu Alp Gürkan’ın soruşturmaya dahil edilmesi, yeni bir yargılama sürecinin başlaması bekleniyor. İzmir Barosu Başkanı Ercan Demir, dosyaya giren bu yeni belgenin davanın seyrini değiştirebileceğini ve sorumlular hakkında yeni suç isnatları yaratabileceğini kaydederek, “Bu zaten sorumluluğu yerine getirmemekle ilgili bir ceza yargılaması. Şüpheli olan, ‘Atadık’ diyenler, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten; sahte imza ve belgelerle bir kişiyi kurtarmak ya da bir diğerini sorumlu göstermek ve evrakta sahtecilikten sorumlu olurlar” dedi. Soma’daki maden faciasıyla ilgili yürütlen soruşturmaları yakından takip eden Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozaağaçlı ise “Biz başından bu yana aynı şeyi savunuyorduk. Yönetim kurulunun madeni bu şekilde işletmek için gerekirse orada olmayan bir kişiyi yetkili atadığını söylüyorduk. Herkes bu adamın (Ramazan Doğru’nun) katılmadığı bir toplantıda sahte imzalarla atandığını biliyordu. Bu sadece Alp Gürkan’ı değil, yönetim kurulunun tamamını sorumlu yapar. Madenin bu şartlarda, bu şekilde yönetim kurulu baskısıyla çalıştırıldığı bir kez daha ortaya çıkmış oluyor. Ayrıca imza yolsuzluğundan da sorumludurlar” görüşünü savundu.