2100 yılında ise Kara
deniz’e daha çok yağmur yağarken
Akdeniz ve Ege kuraklaşacak, İç
Anadolu yani
Konya ovası çölleşecekmiş. Dünyada ise küresel
ısınma sebebiyle 2100 yılında
buzulların büyük kısmı eriyecekmiş. Fırtınalar olacak, seller, kuraklıklar baş gösterecekmiş. Bunlar Nostradamus’un kehanetleri ya da fal değil. Bilakis bilim adamları söylüyor. Hatta bunları yüzlerce sayfalık, binlerce çizelgeli
raporlara dayandırarak açıklıyorlar. Gün geçmiyor ki
NASA bir rapor hazırlamasın ve geleceğe dair iklim felaket
senaryosu sunmasın. Tamam
Kuzey Kutbu’ndaki buzullar eriyor, ozon tabakası deliniyor ve
sera gazları atmosfere zarar veriyor da, bilim adamları 100 ya da 200 yıl sonra dünyada neler olacağını nasıl biliyor? 2110 yılında yağmur yağıp yağmayacağını,
İstanbul’da ya da
Londra’da hava sıcaklığının kaç derece olacağını nasıl tespit ediyorlar ve neye göre bunlarla ilgili yüzlerce sayfalık raporlar yazıyorlar?
Bilimsel senaryo yazılıyor
Gelecekte iklimin nasıl olacağına dair söylenenler aslında birer bilimsel senaryo. İleri teknolojiye sahip bilgisayarlar ve bilimsel veriler kullanılarak bu senaryolar üretiliyor.
İklim değişimlerini tespit eden bu bilgisayarlardan dünyada sadece 239 adet var. 200 tanesi
Amerika’da, 239. ve sonuncusu da 2006 yılından beri
Türkiye’de
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bulunuyor. Bu bilgisayara iklimi etkileyen etmenlere ait bilgiler yükleniyor; kara-deniz ve
okyanuslar, havadaki su ve buhar oranı, buzulların erimesi, bitki örtüsü, şehirler, atmosfer, sera gazları, rüzgâr… Bu bilgiler ile ileri teknoloji, fizik-
kimya, atmosfer bilimi, okyanus bilimi, jeoloji ve coğrafya bilimi ışığında yüksek matematik ve akışkanlar mekaniği gibi sistemler kullanılarak birtakım senaryolar üretiliyor. Bunlar film senaryosu gibi değil tabii. Çeşitli çizelgeler ve rakamlardan elde edilen verilerden oluşuyor.
Bilgisayarın sunduğu bu matematiksel ve
sanal bilgiler yukarıda adı geçen bilimlerin ışığında iklim bilimciler tarafından yorumlanıyor ve senaryolar oluşturuluyor. Bu çizelgeler, rakamlar ve ihtimallerin oluşturulma süreci çok uzun ve zahmetli. Yüksek teknoloji ve bilgi birikimi gerektiriyor. Hazırlanan senaryoların gerçeğe ne derece yakın olduğu hakkındaki sağlama, geçmiş dönemler içinde iklim simülasyonları (benzeşimi) ile yapılıyor. Elde edilen sonuçlar, geçmiş yıllardaki iklim şartlarıyla uyuşuyorsa gelecek dönemlere dair sonuçların da uyuşacağı öngörülüyor. Örneğin Türkiye için
Çevre ve
Orman Bakanlığı,
TÜBİTAK ve
Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün İstanbul Teknik Üniversitesi’yle birlikte yürüttüğü Gelecekteki İklim Değişimleri raporunun sağlaması için bu yapıldı. 1960 ve 1990 yılları iklim şartları aynı şekilde tespit edildi. İklim bilimcilerin elde ettikleri sonuçlar bu yıllarda yaşanan iklim şartlarıyla uyuşunca günümüzden 2100 yılına kadar olan süreçteki iklim tahminlerinin de gerçekle uyuşacağı öngörüldü.
Projenin başında bulunan İTÜ
Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nden iklim bilimci Prof. Dr. Mehmet
Karaca ve İTÜ
Ulusal Yüksek Başarımlı Hesaplama Merkezi’nden Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, 2006 yılı
Mart ayında başlayan ve bu yıl sonunda bitirileceği tahmin edilen iklim değişimleri simülasyonları (benzeşimleri) için bize birtakım bilgiler veriyor.
Karadeniz’deki geçtiğimiz hafta yaşanan yağıştan önce görüştüğümüz Dalfes ve Karaca, bize Karadeniz’de yağışların artacağını ve şiddeti sebebiyle sellerin ve heyelanların olacağını söylemişlerdi. Geçen hafta
Samsun’un yaşadıkları için, iklim bilimcilerin anlattıklarına bakılırsa
2020 ve 2050 hatta 2100 yıllarında yaşanacakların
küçük bir numunesi denilebilir. Zira 2100 yılında Karadeniz’de yağmurun yüzde 50 oranında artacağı ve şiddetli olacağı tahmin ediliyor. Ege, Akdeniz ve
Marmara’da sıcaklığın 3-4 derece artacağı, yağışların yüzde 20 oranında azalacağı sonucuna varılmış. Doğu Anadolu’da ise sıcaklık 3-4 derece artarken yağışların aynı oranda kalacağı fakat daha çok yağmur olarak düşeceği tahmin ediliyor. Tıpkı Karadeniz gibi Doğu Anadolu’da da seller yaşanacak. Buna karşılık kesin sonuçlar olmasa da haberlere yansıdığı gibi İç Anadolu yani Konya Ovası çölleşmeyecek. Daha doğrusu bu bölgede herhangi bir değişiklik öngörülmüyor.
İklim sebebiyle şehirlerin yerleri değişebilir
Hazırlanmakta olan ‘gelecek için iklim simülasyonu’
ülkemiz için bir ilk ve çok önemli bir gelişme. Zira iklim değişikliği raporu hazırlayabilmek için ileri teknoloji ve uzman bilim adamları gerekiyor. Böyle bir raporun hazırlanıyor olması Türkiye’nin muasır medeniyetlerde olan bu iki unsura sahip olduğunu gösteriyor. Rapor açıklandığı zaman Türkiye’nin su, şehirleşme ve tarım politikaları yeniden şekillenecek. Belki de su politikası çerçevesinde İstanbul ve
Ankara’da küçülmeye yönelinecek. Karadeniz’de sel ve heyelanlara karşı önlemler alınıp suyun kontrolü için projeler geliştirilecek. Batıdaki nüfus daha sulak ve serin olacak olan Doğuya kaydırılacak. Yani bugüne kadar yaşanan Doğudan Batıya göç tersine dönecek ve Batıdan
doğuya doğru nüfus hareketi yaşanacak.
Bir bardak suda fırtına mı koparılıyor?
Küresel ısınma, iklim değişikliği kelimelerini duyunca tüylerimiz diken diken oluyor. Geleceğin hep felaketlerle geçeceğini düşünüyoruz. Sanki yaptıklarımıza darılan dünya birden iklimini değiştirmeye karar verdi. Bunların hepsi birer yanılsama. Evet, insanlar iklimin değişmesini hızlandıracak olumsuz etkiler yaptılar; ama iklim zaten dünya var oldu olalı hep değişiyor. Hiçbir zaman da her yıl aynı olmadı. Örneğin bu yazki sıcaklık ve kuraklık bu yıla has değildi. Aynı derecede sıcaklığı bu ülke 1983 ve 1998 yılları yaz aylarında da yaşadı. Ama o zaman İstanbul ve Ankara’nın nüfusu bu kadar değildi ve bu kadar insanı sıcaklık ve
susuzluk etkilememişti. İklim değişikliklerinin bu kadar olumsuz algılanmasının en büyük sebebini nüfus artışına ve belli bölgelerde nüfusun yoğunlaşmasına bağlayan Prof. Dr. Mehmet Karaca, hazırlamakta oldukları iklim değişmeleri simülasyonunun sonuçlarına göre ülke politikalarının değişeceğini vurguluyor.
Geleceği tahmin eden bilgisayar!
İklim değişimlerini tespit eden bu yüksek teknoloji bilgisayarlardan dünyada sadece 239 adet var. 200 tanesi Amerika’da, 239. da 2006 yılından beri Türkiye’de İTÜ’de bulunuyor. İklimi etkileyen unsurlara ait bilgiler bilgisayara giriliyor, gelecekteki iklim değişimleri simülasyonları (benzeşimleri) tespit ediliyor.
ZAMAN/CUMAERTESİ