24 yaşında olan ve rol aldığı dizide oldukça iyi performans gösteren Ferit Çağrı Mengüç, kısa zamanda Samanyolu seyredenlerin gözdesi oldu.
Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu, 1985 doğumlu Çağrı Mengüç, daha önce Tek
Türkiye, Beşinci Boyut ve Köprü dizilerinde rol aldı. İlk uzun soluklu dizisi ise “Kendi
Okulumuza Doğru”. Çekimleri
Beşiktaş Anadolu Lisesinde gerçekleştirilen dizinin setinde, Kendi Okulumuza Doğru’nun parlayan
genç yıldızlarıyla, dizide rol aldıkları karakterleri üzerine konuşuyoruz.
“Benimde Berkleştiğim dönemler olmuştu ama çevremdeki abi diyebileceğim arkadaşlarım ve ailem bana eğitime giden yolu gösterdi.”
Oynadığı dizide oldukça yaramaz bir öğrenci “Berk “ kişiliği canlandıran Çağrı Mengüç’e “Berk’i soruyoruz. Ve değişik bir açıdan bakılmış yorumunu alıyoruz.
“ Berk” asla kötü biri değil. Berk’e kötü bir insan olduğu söylenemez. Dikkat ettiyseniz Berk, yeri geldiği zaman yüzü kızaran, içinde anne sevgisi olan, merhametli bir çocuk. Fakat ailesi ile yaşadığı problemler onu
psikolojik olarak etkilediğinden okul ve eğitimden uzakta aklı fikri zarar vermekte olan bir çocuk.
Annesi babası boşanmış, ablasının nerede olduğundan haberi olmayan ve engelli bir ağabeyi olan bir çocuk Berk. Bu olaylardan dolan Berk, kendi çapında hayattan intikamını alıyor.
Peki Berk’i bu yoldan ne döndürür?
Muhakkak ama muhakkak sağlam değerlere sahip bir aile bir çocuğu bütün kötü gelişimden uzak tutabilecek yeterli destektir.
Çevre de çok önemli. Berk’e ailesi sahip çıkar ve çevreden de olumlu telkinler alırsa her gencin içinde olan cevher ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Çağrı Mengüç, kendinden örnek vererek ekliyor;
“Rolümde geçmişimden kareler görüyorum, orta sona kadar başarılı bir çocuktum. Fakat daha sonra bende ergenliğin verdiği fevrilikleri yaşadım. Derslerden, okuldan uzaklaştım denilebilir. Fakat çevremdeki benimle ilgilenen abi diyebileceğim arkadaşlarım ve en başta ailemin desteğiyle tekrar toparlanıp başarılı bir hayata sahip oldum.”
Dizi sektörünün sanat kaygısından uzakta sadece maddi gelir mantığıyla yapılmasına karşı olan Çağrı Mengüç, topluma olumlu
mesajlar vermeyi amaç eden gerçek bir okul dizisi projesinde rol almaktan oldukça keyifli.
Çağrı Mengüç’e gerçek Berklere ne söylemek isterdiniz diyoruz ve Mengüç, şunları söylüyor;
“ Aslında Berklere söylenecek çok laf var. Ama hiçbir şey söylemeye gerek yok. Çünkü onlar ergenliğin havailiğindeler. Ne söyleseniz söyleyin bir yere kadar dinleyecekler. Birçok problemle uğraşan, ailesi parçalanmış, hayata daha yeni yeni adapte olan gençler onlar. Ergenlik dönemi geçtikten sonra onlar ne kaybettiklerini ya da ne kazandıklarını kendileri anlayacak. Şanslı olan doğruyu bulmuş olacak, varsa hatası düzeltecek. Aile her şey ben tıpkı rolümdeki gibi aile değerine oldukça bağlı biriyim. En az Berkler kadar ailelerde sorumluluk sahibi. Berklerden daha çok ailelerin nasihate ihtiyacı var. O gencecik çocuklar haber sayfalarında bir
facia faili olarak gözüküyorsa ailelerine de bir dönüp bakmak lazım.”
Birçok hayranı ile Samanyolu fanları sitesinde “Çağrı Mengüç ile Hasbihal’de muhabbet eden Çağrı Mengüç, ilk kez kötü bir karakterde rol alan ve rolünü oldukça başarılı bir şekilde oynayan bir
oyuncu. Dizideki başarısının yanı sıra söylediği her söz ve düşünceden onu çok parlak bir geleceğin beklediğini söyleyebiliriz.
Dizi setinden yine başarılı bir oyuncu Anıl Çelik’e dizide rol aldığı Murat karakterinden sorular soruyoruz.
ÖSS çok şey ama her şey değil. İyi bir
ressam, iyi bir
futbolcu, iyi bir balerin, iyi bir marangoz olmak insanı çok güzel yerlere getirir. Yeter ki insanın içindeki yetenek keşfedilsin.
Murat ve Futbol üzerine söylemek istedikleriniz neler?
Anıl: “Bu konuda söylenecek en önemli şey, her işin ve sanatın bir okulu olduğunu hatırlatmaktır. Futbolcu olmak için
eğitime ara vermeye gerek yok, futbol okulları var. Hem fenni ilimler hem de futbolu bir arada götürebileceğimiz bu okullar futbol merağı olan gençler için ideal.”
Anıl, başka bir sosyal meseleye de değiniyor: “ Bir çocuk çok fazla eğitime meyil etmiyorsa, matematik,
Türkçe gibi ana
derslerden hoşlanmayıp okumak istemiyorum diyorsa ya da ders notları kötü geliyorsa onu okumak zorundasın değip zorlamanın bir alemi yok. Her şey bilimsel ilimden ibaret değil. O çocuğun içindeki yeteneği keşfedip o yönde sanat okullarına onu yönlendirmek onu topluma kazandırmanın en güzel yoludur diye düşünüyorum. Okumak çok önemli, ama istediğin ve ilgi duyduğun alanda okumak, sadece okumak kavramından çok daha önemli. İyi bir yerlere gelmek için illa bir doktor,
avukat, öğretmen olmak zorunda değil çocuklar. İyi bir ressam, iyi bir
futbolcu, iyi bir balerin, iyi bir marangoz olmak da insanı çok güzel yerlere getirir. Yeter ki insanın içindeki yetenek keşfedilsin.
Sevenlerine “Muhakkak bu diziyi izleyin” diyen Anıl ve hayranlarına çok selamlar gönderen Çağrı Mengüç ile vedalaşıp, Beşiktaş Anadolu Lisesinden ayrılıyoruz.