Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Sabancı ve TÜSİAD International Başkanı Aldo Kaslowski'nin AB sürecinin sekteye uğramaması için ‘herkesin üstüne düşeni yapması talebi', iş dünyasından destek gördü. Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, küçük de olsa kesinti meydana gelmesinin tüm kazanımları kaybettireceği uyarısında bulunurken TUSKON Başkanı Rızanur Meral, yabancı sermayeyi Türkiye’ye çeken en önemli unsurun AB sürecinde olumlu gidiş olduğunu vurguladı. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat da, kıyasıya rekabetin yaşandığı bir ortamda başarı için istikrarın önemine dikkat çekti. Yıl sonuna kadar olumsuz bir durum beklemeyen Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, bazı kurumların gerginlik oluşturabilecek davranışlar içine girebileceğini kaydetti. İKV Başkanı Davut Ökütçü, hükümetten AB için önceki gayretini sürdürmesini isterken, muhalefete de uzun vadeli çıkarları önde tutması çağrısında bulundu. TESEV Başkanı Can Paker ise Türkiye'nin dışarıda imajına zarar veren 301. maddenin yoruma açık olduğu eleştirisinde bulunarak, AB karşıtlarının ve AB taraftarlarının birbirlerine alışması gerektiğinin üzerinde durdu. TÜSİAD Başkanı Sabancı, Zaman'ın dün manşetten duyurduğu açıklamasında,AB ile müzakereler konusunda bazı kesimlerde uyum korkusu gözlendiğine dikkat çekerek, “Bu konuda kendi kendimize çelme takmaktan vazgeçelim.” talebini dile getirmişti. Zaman'a açıklamalarda bulunan TÜSİAD International Başkanı Kaslowski de, iş dünyasının istikrar istediğini vurgulamış ve son dönemde gündeme gelen bazı konuların AB sürecine zarar verebileceği uyarısında bulunmuştu. Patronlar kulübünün değerlendirmelerine destek veren TUSKON Başkanı Rızanur Meral, AB müzakere sürecinin kesintiye uğramamasının, yabancı yatırımcılar açısından önemine dikkat çekti.Meral, yıllık 1 milyar dolarlık yabancı yatırımın 10 milyar dolara yaklaşmasında müzakere sürecindeki Türkiye'ye olan güveni gösterdiğini dile getirdi. “AB ile müzakere sürecini aksatacak girişimlerde bulunursak kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz.” diyen Meral, bunun ülkeyi telafisi zor sıkıntılara sokabileceğini kaydetti. Diğer taraftan kamuoyunda ‘postmodern darbe' 28 Şubat sürecini hatırlatır bir havanın oluşturulma gayretlerine de dikkat çeken Meral, şöyle konuştu: “Türkiye demokrasi ile bir yerlere geldi. Halkıyla,iş dünyasıyla, demokrasi ile bir yerlere gelmiştir. Demokrasi dışı yaklaşımların oluşturacağı tahribatların telafisi yoktur. Yeni yeni toparlanmaya başlayan Türkiye'de yeni bir ekonomik sıkıntının tetikleyicisi olur, bunu kaldıracak ekonomik ve sosyal toleransı yok.” Türkiye'de istikrarsızlığın kural, istikrarın istisna olduğunu söyleyen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Bolat, “İstikrarı koruma konusunda kişi ve kurumların azami gayret göstermesi gerekir.” dedi. Bolat Avrupa'da Türkiye aleyhtarlarının üyelik sürecini sekteye uğratmak için zaten yeterince uğraştığını sözlerine ekledi. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü, yabancı yatırımların gelmesinde AB ile müzakerelerin etkisine dikkat çekerek, “AB üyelik perspektifi istikrarlı bir ekonomiyi ve siyasi platformu cazip kılıyor.” ifadesini kullandı. Ökütçü, reformların yavaşladığına dair kanaatte eksiklikler kadar, yapılanların tam anlatılamamasının da etkili olduğunu kaydetti. Ökütçü, hükümetin AB yolunda 2002 ve öncesinde gösterdiği gayretin şimdi de gösterilmesini istedi. “Türkiye'nin en önemli ihtiyacı istikrar, istikrar yine istikrardır.” diyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu da, olumlu havanın devam ettirilmesi gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “Yabancı yatırımcının Türkiye'ye bakış açısı çok değişti. Bunun sürdürülmesi gerekiyor. Ufak da olsa bir kesinti kazanımlarımızı kaybetmemize yol açabilir.” İç politikada gergin bir hava beklemeyen Zorlu, demokraside herkesin bildiklerini söyleyebileceğini vurguladı. Zorlu, AB sürecinin Türkiye'nin menfaati adına baltalanmaması için tüm kurumların elinden gelen gayreti göstermesi gerektiğini söyledi. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, ekonomide yakalanan başarıya dikkat çekerek, olumsuz hava oluşturanlara şu sözlerle karşı çıktı: “Türkiye'de niye gerginlik olsun ki? Gerginliği oluşturacak herhangi bir ortam mevcut değil.” Hükümetin 4 yıllık iktidarını başarılı bulan Konukoğlu'na göre işler koalisyon hükümetlerinden daha iyi gidiyor. Avrupa Birliği sürecinde yol kazalarına uğramamak için dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Konukoğlu, “Bu süreç başlamış, devam edecektir. İş dünyası her zaman AB'ye girilmesinde yarar olduğunu düşünüyor. Bu sürecin baltalanmaması için her kesim elinden gelen gayreti göstermeli.”diye konuştu. Kibar Holding Başkanı Ali Kibar, Türkiye ekonomisinde yıl sonuna kadar anormal bir durum görmediğini söyledi. “Ülke içerisinde yaşanan hadiseler, dönem dönem verilen mesajlar ve AB süreci ekonomiye etki ediyor.” diyen Kibar, iş dünyasının en büyük temennisinin bu süreçten en az etkilenerek istikrarın bozulmaması olduğunu vurguladı. Gelecek hafta AB ile ilgili önemli bir haftaya girildiğini belirten Kibar, ilgili bakan ve sivil toplum örgütlerinin burada yapacağı temasların büyük önem taşıdığı görüşünde: “Bazı negatif mesajlar alınsa da bunu iyileştirmek için tutarlı hareket edilmeli.” 301. madde yoruma açık Avrupa Birliği uzmanı Can Baydarol, sorunun kaynağı olarak, ‘gündemi başkalarının belirlemesini' görüyor. Baydarol şu uyarılarda bulundu: “AB süreciyle ilgili konular, Türkiye aleyhine açıklamalar yapıldığı zaman aklımıza geliyor. Sonra da herkes kendine göre garip garip pozisyonlar alıyor. Başkaları bir şey söyleyince reaksiyon gösteriyoruz. 301. madde yoruma açık bırakılmamalı. Yargıçlara bu kadar geniş yorum alanı bırakırsanız yargıyı siyasileştirirsiniz.” Arı Hareketi Koordinatörü Haluk Önen, AB gündeminden uzun bir süredir uzaklaşma olduğunu kaydederek, “17 Aralık'taki heyecan artık ne hükümette ne toplumda var.” şeklinde konuştu. AB sürecinden sapma olmadığını söyleyen TESEV Başkanı Can Paker ise, “AB sürecinde, muhalif seslerin çıkması doğal. Onlar nasıl bize alışacaklarsa bizim de onlara alışmamız gerek.” dedi. Öte yandan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 301'inci maddesinin kaldırılması için harekete geçti. Görüşlerini bir mektupla Başbakan Tayyip Erdoğan'a ileten patronlar kulübü, en azından suçun somut bir şeklide tanımlnmasını istedi. Dün Hürriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre Dernek Başkanı Ömer Sabancı, Başbakan'a, Meclis başkanına, AK Parti ve CHP'nin Meclis Grup başkan vekillerine gönderdiği mektupta, “301'inci madde davalarının sanıklarının tanınmış yazarlar olması, uluslararası kamuoyunda ülkemizin ifade özgürlüğü ihlalleriyle anılmasına neden olmaktadır.” dedi.
TUSKON BAŞKANI RIZANUR MERAL
AB ile süreci aksatacak girişimlerde bulunursak kendi bindiğimiz dalı kesmiş oluruz. Türkiye demokrasi ile bir yerlere geldi. Demokrasi dışı yaklaşımların oluşturacağı tahribatların telafisi yoktur. Yeni yeni toparlanmaya başlayan Türkiye'de ekonomik sıkıntının tetikleyicisi olur, bunu kaldıracak ekonomik ve sosyal toleransı yok.
İKV BAŞKANI DAVUT ÖKÜTÇÜ
SSon yıllarda yabancı yatırımların gelmesinde Avrupa Birliği ile müzakerelere başlamış Türkiye imajı etkili oldu. AB üyelik perspektifi istikrarlı bir ekonomiyi ve siyasi platformu cazip kılıyor. Reformların yavaşlamasına ilişkin kanaat hem Avrupa'da hem de yurtiçinde var. Hükümet daha önce gösterdiği gayreti şimdi de göstermeli.
MÜSİAD BAŞKANI ÖMER BOLAT
Türkiye’de istikrarsızlık kural, istikrar ise istisna. İstikrarı koruma konusunda kişi ve kurumlar azami gayret göstermeli. Avrupa'da Türkiye aleyhtarları üyelik sürecini sekteye uğratmak için yeterince uğraşıyor. Ülke içerisinden de bunun sekteye uğramaması için yetkili kişi ve kurumların dikkatli olması gerekiyor.
KİBAR HOLDİNG BAŞKANI ALİ KİBAR
Ülke içerisinde yaşanan hadiseler, dönem dönem verilen mesajlar ve Avrupa Birliği süreci ekonomiye etki ediyor. İş dünyasının en büyük temennisi Türkiye'nin bu süreçten en az etkilenerek istikrarın bozulmaması. Gelecek hafta AB ile ilgili önemli bir haftaya giriliyor. İlgililerin burada yapacağı temaslar büyük önem taşıyor. Zaman