Son günlerde yaşadığımız birçok olayın, fotoğrafa tepeden baktığımızda aynı puzzlenin bölümleri olduğunu ve hepsinin kendi içinde tamamlandığında büyük resmi oluşturduğunu görüyoruz.
Deniz
Baykal ile ilgili ortaya çıkan görüntüler ve Baykal'ın
istifa etmek zorunda bırakılması da bu büyük resmin bir parçası.
Bu büyük resim aslında bir
takım güçlerin kendi
kontrollerinden çıkan Türkiye'yi yeniden dizayn etme, yeniden kontrolleri altına alma çabasını ortaya koyuyor.
Deniz Baykal'ın görüntüleriyle
CHP'nin sürüklendiği süreç aslında çok planlı bir sonuç.
Niçin
Ergenekon'un sadece Ak Parti'nin içine sızmaya çalıştığını düşünüyoruz ?
Bu yapı
iktidarı devirmek kadar muhalefeti de kontrol altında tutmak için çaba sarf ediyor.
Bunun sadece parti içi bir iktidar mücadelesinin sonucu olduğunu düşünmek çok hafif kalır.
Görüntüleri illa daha dışardan birilerinin eve girip tertibat kurarak elde etmesi gerekmiyor.
Bu görüntüler gayet tabi Baykal'ın yıllardır tanıdığı hatta güvendiği insanlar tarafından elde edilmiş olabilir.
Başbakan'ın en mahremine kadar girmiş her şeyini bilen kişi şimdi niçin Türkiye'ye gelemiyor ?
Başbakan'ın önce özel
kalem müdürü, sonra milletvekili olan bu isim şu anda Ergenekon sanığı ve kaçak.
Dolayısıyla ihanetin bu derin yapının içerideki işbirlikçilerinden gelmesi çok şaşırtıcı olmaz.
İçerden birisine bunu yaptırmak da her zaman en az riskli yöntemdir.
Görüntülerin ortaya çıkarılma zamanlaması sadece parti içindeki bir iktidar mücadelesinin sonucu olamaz.
Kurultaya bu kadar kısa süre kala teşkilatına bu kadar hakim bir genelbaşkana karşı içerden
operasyon yapmak akıllıca bir hareket değil.
Çünkü organize olup partililerin karşısına çıkamazsınız.
Bugün CHP'deki tablo da bu.
Kurultaya bu kadar kısa süre kala böyle bir operasyon ancak kaostan istifade etmek isteyen yapıların işi olabilir.
Bu da Türkiye'de uzun zamandır uygulanan bir yöntemi karşımıza çıkarıyor.
Toz
duman ortamından yararlanıp aradan sıyrılmak ve kimse ne olup bittiğini anlamadan amaca ulaşmak.
Dolayısıyla bu olay neresinden bakarsanız bakın gerek zamanlaması gerekse
tasfiye yöntemi açısından derin bir yapıyı adres gösteriyor.
Parti içinden Baykal'a çok yakın birilerini kullanan derin bir yapıyı.
Şimdi bu kısa zamanda CHP'nin organize olamaması sağlanacak.
İçerde bir birlik beraberlik havası oluşmaması ve 22 Mayıs'a kadar ortak bir
aday çıkarılamaması sağlanacak.
Öyle de oluyor zaten.
Ve zaman daraldıkça bu durum CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlerin işine yarayacak.
Baykal'ı deviren güç CHP'deki yeni yapılanmayı planladı.
Partinin başına kimin geçeceği belirlendi.
Bu isim şu anda tartıştığımız isimlerden hiçbiri değil.
Bu isim parti dışından bir kişi.
Daha
genç, yüzü değişime dönük, toplumun her kesimiyle
iletişim kurabilecek, siyasi zeminde partiyi toplumla kaynaştıracak, dinamik bir kişi.
Şu anda 22 Mayıs'a kadar parti içindeki isimlerin bu işi başaramayacağının ve kendi aralarından bir isim üzerinde uzlaşamayacaklarının anlaşılması bekleniyor.
Şu andaki tabloda Baykal'ın yeniden tek lider olarak işaret edilmesi derin yapının işine geliyor.
Çünkü Baykal zaten bu derin yapının eline düşmüş durumda.
22 Mayıs'a birkaç gün kala CHP'yi tanzim etmek isteyenler Deniz Baykal'a partinin başına geçirilecek bu ismi söyleyecek.
Ve Baykal'ın bu ismi partiye kabul ettirmesi istenecek.
Baykal'dan; teşkilatını kendisine getirilen isme emanet etmesi istenecek.
Baykal'dan partiyi yeni isme bırakması kendisinin de onursal genelbaşkan olarak bir üst kimliğe çekilmesi istenecek.
Baykal bunu kabul eder mi ?
Etmezse ne olur ?
Herhalde bu kadar derin bir tezgahı usul usul planlayan yapı, bunu Baykal'a kabul ettirecek donelere de sahiptir.
Bu olay tasfiye şekli ve istediğini yaptırma yöntemi bakımından hiç
yabancı olmadığımız bir olay.
Ergenekon'un amaca ulaşmak için bu tür gayri ahlaki olayları kayda alma ve bunlarla
şantaj yapma çok fütursuzca kullandığı bir yöntem.
İddianameleri okuyanlar bu yöntemin çok örneklerini görürler.
Hatta cuntanın TSK içinde sırf bu işlerle uğraşan bir yapılanma oluşturduğu, gayri ahlaki bu oluşumdan sorumlu bir generalin bile olduğu iddianamelerdeki işbölümü paylaşımında açık açık yazıyor.
İddianamelerdeki fişlemelerde kişilerin bu tür konulara düşkünlüğü hep önemli bir koz olarak yer alıyor.
Bu illegal yapıyı TSK içinde kuranların
siyaset içinde de herkesin en mahrem alanına girebilecek kadar profesyonelce ve sinsice bir yapılanmayı kurmuş olduklarından emin olabilirsiniz.
2011 genel seçimleri ve 2012
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi siyasette bu yöntemle çok farklı tasfiyelere gidilebilir.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]