Darbe girişimlerini soruşturan savcı ve hakimlere, '
Ergenekon'un avukatıyım' diyerek cephe alan
CHP lideri Deniz
Baykal, iç kamuoyundan beklediğini bulamayınca
Avrupa Birliği (AB)'ne sarıldı. Baykal ve kurmayları, yargı üzerinde
baskı oluşturmak için AB yetkilileriyle temaslarını sıklaştırdı.
Önce Baykal'ın sağ kolu
Onur Öymen Almanya'ya giderek, yaklaşık bir hafta
kulis yaptı. Ardından Ergenekon sanıklarıyla yakın ilişkisiyle dikkat çeken
Manisa Milletvekili Şahin Mengü,
YARSAV Başkanı Ömer Faruk
Eminağaoğlu ve
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın'la birlikte Almanya'da çeşitli etkinliklere katıldı. Sırada Ankara'daki büyükelçiler var. Baykal, önümüzdeki günlerde bir araya geleceği AB üyesi ülkelerin büyükelçilerini, 'Ergenekon siyasi bir
davadır' tezine inandırmaya çalışacak.
Baykal, tüm çağrılara rağmen
Ergenekon davası konusundaki olumsuz tavrını sürdürüyor. Her fırsatta davanın siyasi olduğunu ileri süren Baykal, yeni bir strateji geliştirdi. Şimdiye kadar iç kamuoyuna yoğunlaşan Baykal, şimdi Avrupa'ya açılıyor. Geçtiğimiz günlerde kurmaylarına yaptığı değerlendirmede "Bu davayı hem
Türkiye hem dünya kamuoyuna anlatmalıyız." diyen Baykal, davanın '
AK Parti faşizminin ayak sesleri' olduğu tezinin özellikle AB'li yetkililer tarafından anlaşılması gerektiğini belirtti. Bu talimat üzerine CHP kurmayları bu yönde çalışmalara hız verdi. Geçen hafta Almanya'da temaslarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, görüştüğü AB yetkililerine partisinin Ergenekon konusundaki düşüncelerini anlattı. Bazı Ergenekon sanıklarıyla dostluğu bilinen Manisa Milletvekili
Şahin Mengü de YARSAV Başkanı
Ömer Faruk Eminağaoğlu ve
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın'la birlikte Almanya'da katıldığı panelde Ergenekon örgütünü savundu. Mengü, Avrupalı parlamenterlerin 'Ergenekon
terörü' sözlerine tepki göstererek "Anlaşılıyor ki, AB bu konuda yanlış yönlendirilmiş." ifadelerini kullandı.
CHP'nin
Brüksel'de açtığı temsilciliğin de "
Hükümet bu davayla muhaliflerini sindirmeye çalışıyor." propagandasını yaptığı belirtiliyor. Baykal, bir süre önce gerçekleştirdiği Brüksel ziyaretinde aynı tezi AB'li muhataplarına anlatmıştı. Telefon dinlemeye dayalı bir dava sürecinin kabul edilemez olduğunu savunan Baykal, "Saygıdeğer gazeteciler, yazarlar, işadamları, siyasi liderler hakiki suçlularla birlikte
terör örgütü mensubu oldukları şüphesi ile tutuklandılar." iddialarında bulunmuştu. Baykal, önceki gün TBMM'deki grup toplantısında ise dünya kamuoyunun Ergenekon konusunda kendileri ile aynı noktaya doğru gelmeye başladığını savundu. Baykal, "Uluslararası kuruluşlar, tarafsız gözlemciler giderek daha iyi anlıyorlar ki siyasi muhalifleri cezalandırmaya yönelik bir davayla karşı karşıyayız. Daha ilk bu dava açıldığı sırada 'bu siyasi davadır' demiştik." şeklinde konuştu.