CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal,
Isparta Süleyman
Demirel Üniversitesi'nde (SDÜ)
Cumhuriyetin 85'inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen sempozyumun açılışında konuştu. Din, mezhep, cumhuriyet ve
demokrasi üzerine konuşan Baykal, `Cumhuriyetin 5'inci kuşağı' dediği gençlere, tarihlerini suçlayanlara itibar etmemelerini öğütledi. Cumhuriyetin başarılı bir proje olduğunu vurgulayan Baykal, başarıyı inkar etmek isteyenlere izin vermemeleri uyarısını yaptığı gençlere, "Sizler bu kavgayı bitirecek kuşaklarsınız. `
Atatürk de, din de, cumhuriyet de demokrasi de bizim' diyin ve
Türkiye'nin birliğine sahip çıkın" diye seslendi.
CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, SDÜ'de
Ulusal Cumhuriyet Sempozyumu'nun açılışı ile
Türk tarihi araştırmalarıyla tanınan
İngiliz tarihçi Andrew Mango'ya fahri doktora payesi verilmesi nedeniyle düzenlenen törene katılmak üzere saat 10.30 sıralarında Isparta'ya geldi. Baykal, üniversitenin önünde ellerinde
karanfil ve CHP bayrakları olan kadınların çoğunlukta olduğu partililer tarafından karşılandı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Baykal, Türkiye'nin din, cemaat ve tarikat devleti olmadığını vurguladı. Cumhuriyetin bugünkü demokratik ve kalkınmış Türkiye'nin oluşumunda önemli bir rolü olduğuna dikkat çeken Baykal, bu emanetin korunması ve sahip çıkılması konusunda gençlere uyarılarda bulundu. Baykal, `Cumhuriyetin 5'inci' kuşağı diye seslendiği gençlere, "Atatürk de din de cumhuriyet de demokrasi de bizim' diyin ve Türkiye'nin bütünlüğüne sahip çıkın" uyarısını yaptı. Cumhuriyetle birlikte ümmetçilikten vatandaşlığa geçen Türk insanının, birçok kazanımlara sahip olduğunu kaydeden Baykal, siyasetin din anlayışının dışında kabul edilmesiyle Türkiye'nin önünün açıldığını belirtti. Baykal, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet projesi bir
toplumu, tarihi değiştirme
yenileme amacıyla gerçekleşmiş, dünyanın en iddialı projelerinden biridir. Köklü bir biçimde toplumu değiştirmeye çalışmak, çok yeni bir aşamaya taşımayı başaran evrensel düzeyde bir projedir. Atatürk'ün arkasında durduğu dünya çapında bir dönüşüm projesidir. Cumhuriyet ümmetten ve teba olmaktan vatandaş olmaya giden dönüşümü, bilinçli olarak uygulamıştır."
En son din olan İslam'ın da cahiliyye dönemi şartları içinde bir reform olarak ortaya çıktığını savunan Baykal, "Geçmişte ilerleme dinden olmuştur. Ancak ekonominin, siyasetin ilerlemesine engel olduğu noktasında bir anlayışa şahit olduk. 19'uncu yüzyılda
sistem sorgulandı. Dinin, toplum, eğitim,
yönetimle ilişkisi sorgulanmaya başladı. Devlet, dinin saygın önemli konumunu korumak için eğitimi, siyaseti ve hukuku dinin etkisi dışında belirlemek zorundadır. Yeni devletin hızla laik olması zorunluluğunu ortaya çıktı. Laiklik bizi yeni bir hukukla
buluşma şansına kavuşturmuştur" diye konuştu.
Laiklikle islamiyetin birlikte barışık yaşabileceği örneğini Türkiye'nin gösterdiğini vurgulayan Baykal, sözlerini şöyle konuştu:
"Kadının yeri yeniden şekillendirilmiştir, hukuki ve siyasi eşitliğe kavuşturulmuştur. Bu konuda Türkiye de yeni bir anlayış içine girecekse, din-toplum ilişkisini yeniden değiştirelim dersek, bizi ciddi bir sıkıntıya sokacağı kaçınılmazdır. Yeni arayışlara girmek kargaşa ve çekişmelere sürükler toplumu. Eğitimi ve hukuku, dini etkinin dışında tutmak gerekir. Dini hayatın her alanına dayatırsanız, o cenderenin içinden insan özgürlüğünü, bilimsel özgürlüğü çıkarma fırsatı bulamazsınız. Özgürlük kapısı açılmıştır. Bunun kıymetini iyi bilmek gerekiyor. Hepimiz bu kültürün, bu siyasetin bir parçasıyız. Böyle bir yapıda, `Biz etnik kimliğe göre ayrışacağız', `Bir siyasal ayrışım yapacağız', `Farklı bir ırktan geliyoruz' demek son derece yanlıştır. `21'inci yüzyılda bu kavgayı vereceğiz' demek yanlıştır. Milletimizin adı Türk Milletidir, hiç kimse kompleks duymasın."
Etnik kimliğe gör
e devleti, milleti bölmeyi düşünenlerin bu arayışlarının başarıya ulaşmayacağını vurgulayan Baykal, "Kim
Müslüman, kim
Alevi sorgulamasına gidildiğinde, toplumsal bütünlük yanında en büyük zararı dine vermiş olursunuz. Eğitimi ve siyaseti, dinin dogmalarına bağlamamadır" dedi.
Baykal, demokrasi anlayışının cumhuriyetin içinde olduğunu da belirterek, zaman zaman demokrasinin kesintiye uğradığını, ancak bunların aşıldığını söyledi. Baykal sözlerini şöyle tamamladı:
"80'de askeri yönetim iş başına geldiğinde demokrasi kesintiye uğrayacak diye bir endişem olmadı. `nlar gidecek, demokratik işleyiş devam edecek'iye beklemişimdir. Cumhuriyetle demokrasiyi karşı karşıya getirmeye çalışan yanlış bir anlayış vardır. Demokrasinin olanaklarını, cumhuriyetin temellerini yıkmak için kullanırsak en büyük zararı veririz. Gençler, tarihinizi suçlayanlara itibar etmeyin. Tarihinizde başınızı önünüze eğdirecek bir mahcubiyet yoktur. Cumhuriyet büyük bir dönüşüm projesidir. Başarılı bir projedir. Başarıyı inkar etmek isteyenlere izin vermeyin. Sizler bu kavgayı bitirecek kuşaklarsınız. `Atatürk de, din de, cumhuriyet de, demokrasi de bizim' deyin ve Türkiye'nin birliğine sahip çıkın."
Adı programda yer almasına rağmen Isparta Valisi Şemsettin Uzun'un katılmadığı törende, Baykal konuşmasını yapıp protokoldeki yerine otururken, sehpada duran bardağı düşürüp kırdı.DHA