İşte o konuşma:
- Bir süredir dokunmuyoruz izliyoruz sadece.
Türkiye tarihi bir hukuk süreci yaşıyor.
Ergenekon davasına kamuoyumuz artık ilgisini kaybetmiş gözüküyor. Eski yayın söz konusu değil. Ama bu konu olağanüstü bir konu olmaya devam ediyor. Bu konuyu gündemden düşürmemeliyiz.
Ergenekon davası ta başından beri bizim cumhuriyet tarihinin en büyük itham mekanizmasını işleten süreçte ortaya çıktı. Bu dava hukuk adamlarının yetkili savcılarının,
emniyet görevlilerinin gayret göstermesi ile görülmüş bir dava değildir. Bu dava siyasi
sipariş davasıdır. Tepeden
inme davası. Bunlar uzun uzun konuştuk. Bunu bir kitap halinde yazıp ortaya koyacağız.
- Böyle
iddianame olur mu. Bu davada bütün bu sistemin altında bir isim var.
Karanlık bir isim. Savcılık bunu bize Kanada'da bir haham olarak bilgisini verdi. Her şey onun elinden çıkıyor. Bu olaydan Türkiye'deki
Musevi cemaati rahatsız oluyor. Araştırıyorlar, Haham olarak bir isim yok. Musevi cemaati üyesi değil. Ama bu adam televizyonlara çıkıp konuşuyor. Savcının iddialarının temelinde yatan adam ortada yok.
- Dava devletin en yüksek noktalarında
şaka konusu. 70 milyonun gözü önünde bunu çağın
faciası olarak yaşatıyorlar ben de bundan ızdırap duyuyorum. Örgütün kasası dediler. Öldü cenazesini kaldıracak para yok. Jandarma komutanı büyük bir sağlık sorunu ile karşı karşıya. Ben de bundan büyük bir azap duyuyorum.
- İddianame öncesi gazeteler
manşetler atıyordu. Şimdi sanıklar ifade veriyor. Neden yazılmıyor. Ergenekon davası neden televizyonlarda canlı yayınlanmıyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Cumhurbaşkanı boyuna konuşuyordu.
Başbakan konuşuyordu. Şimdi niye konuşmuyorlar. Orada bir facia devam ediyor. Bu Ergenekon yıllarca vicdanları sızlatacak konudur.