Cumhuriyet Halk Partisi (
CHP) Genel Başkanı Deniz
Baykal,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı bir kez daha televizyonda tartışmaya davet ederek, "Kendine güveniyorsan televizyona çık, milletin önünde, 70 milyonun önünde konuşalım'' dedi.
Partisinin
Adıyaman'da düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Başbakan'ın kendisini meydanlara çağırdığını hatırlatan Baykal, "Beni meydanlara çağırmıştı, koştum geldim. İşte Adıyaman, işte CHP! Benim aleyhimde söyleyecek lafın varsa karşıma çık. Dünyanın her yerinde bunun usulü var. Ekrana çıkarız, tarafsız gazeteciler sorar, vatandaş izler. Sen sor,
cevaplayayım. Sonra ben sorayım, sen cevap ver. Halkı inandırabiliyorsan inandır. Kaçıyor. TC Başbakanı kaçar mı? 'Meydana gel' diyor. Geldik ne oldu. Sen kendi meydanında konuyorsun, ben de kendi meydanımda. Böyle olmaz. Birlikte televizyonda konuşalım. Vatandaş hükmünü versin ben razıyım sende razı mısın?" biçiminde konuştu.
Başbakan'ın verdiği sözleri tutmadığını dile getiren Baykal, "Adıyaman'a verdiği sözleri tuttu mu? Önce bir defa 'kotayı kaldıracağım' dedi, kaldırmak bir yana tütünü bitirdi. Önceki
seçimlerde bu meydanlarda '
köprü yapacağım' dedi. Dört yıl sonra unuttu. Sonra 'ne köprüsü benim haberim yok' diyor. Adıyaman, 4 milletvekili gönderdi onların işi ne. Geçen seçimlerde ona söyle demişler o da dudağıyla söylemiş, yüreğiyle değil, beyniyle değil. Şimdi hatırlatılınca hatırlamıyorum diyor. İktidarın manzarası Adıyaman'dan bakıldığında en güzel şekilde gözüküyor." ifadelerini kullandı.
"ÇOK OYLA ŞIMARDILAR"
Baykal, hükümetin aldığı oyun gereği olan
hizmetleri ortaya koyamadığını öne sürdü. ''Aldığı oyla şımaran hükümetin yanına varılamaz olduğunu'' savunan Baykal, ''(Ne de olsa millet bize oy veriyor) diye kimsenin lafını, sözünü dinlemez oldu'' diye konuştu. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çok oyla şımardılar, yanlarına yaklaşılmaz oldu. Çok oyu taşımak
iktidarlar için kolay değildir. Çok para insanı, çok oy
siyasi partileri bozar. Yani birisi hiç aklına gelmedik bir yerden
spor totodan, milli piyangodan büyük bir para bulursa şaşırabilir. Aile düzeni bozulur, çoluğuyla çocuğuyla ilişkisi bozulur, (vay ben ne oldum) der ve gider İstanbul'da bir yer tutar, zevki sefaya kaptırır kendini. Üç gün sonra elde avuçta bir şey kalmaz, sonra süklüm püklüm
döner geri değil mi? Bu arada da hastalanır,
tedavi olur, ruh sağlığı bozulur.
Allah muhafaza. Siyasi partiler de birden bire hak etmeden büyük oy sahibi olunca ne oldum demeye başlarlar. Şuna çatarlar, buna çatarlar, ortamı karıştırırlar, millete hükmetmeye kalkışırlar. Seçime girerken mesela (
Oyunu bana vereceksin ha, oyunu bana vermezsen sana gösteririm, sana hizmet vermem) derler.
Milleti tehdit etmeye, millete
şantaj yapmaya başlarlar değil mi? Sen milleti ne hakla tehdit ediyorsun. Seçim niye yapılıyor, seçim yapmanın anlamı ne? Seçimi yapacaksın, millet kimi istiyorsa onu getirecek.''
-''HİZMETİN ERBABI''-
Baykal, Adıyaman Belediyesinin iktidarla aynı siyasi görüşten olmasına karşın Adıyaman'ın sorunlarını çözmede başarılı olamadığını, daha önce söz verilmesine karşılık Adıyaman'ın sorunlarının çözülmediğini öne sürdü. CHP'li belediyelerin daha iyi hizmetler verdiklerini ve bulundukları bölgelerin ''sevgilileri'' olduklarını ifade eden Baykal, şöyle konuştu:
''Hizmet, erbabı tarafından getirilir. Bu işi de bizim belediyelerimiz en iyi şekilde bilir ve uygular.
Türkiye'nin gidişatı da bir iktidar değişikliğine doğru yelken açmış durumda. İnşallah önümüzdeki dönemde yeni bir Türkiye ortaya çıkacak, yeni bir Adıyaman ortaya çıkacak. Yeni bir Türkiye'ye doğru yola koyulacağız.''