Konuya ilişkin olarak hazırlanan raporda,
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'dan
Baydemir'in
Anayasa ve TCK hükümlerine göre yargılanması için hakkında işlem yapılması istendi.
Baydemir'in Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatını kullanarak
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan ve üyeleri ile çeşitli devlet erkanına "Sersala We Piroz Be" (Yeni yılınız kutlu olsun) yazılı
yeni yıl kutlama tebriki göndermesi iddiaları üzerine
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişlerince
soruşturma açılmıştı.
Soruşturma sonunda hazırlanan ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen raporda şöyle denildi:
“Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir'in resmi belediye başkanı sıfatını kullanarak
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan ve üyeleri ile çeşitli devlet erkanına göndermiş olduğu, 2006 yılına ait yeni yıl kutlama tebrikinde "Sersala We Piroz Be" (Yeni yılınız kutlu olsun) şeklinde
Kürtçe cümle kullandığı ve resmi belediye başkanı sıfatı ile gönderilen
yılbaşı kutlama kartında kullanılan Kürtçe sözcüklerinin
Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 3. maddesinde yer alan "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili
Türkçe'dir." şeklindeki düzenlemelere açıkça aykırı olduğu ve yine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun, 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında Kanun ve 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununa aykırı hareket ettiği gerekçesi ile genel hükümlere göre yargılanması için ilgili Başsavcılıkça işlem yapılması gerekmektedir.”
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişleri, Baydemir başta olmak üzere, Demokratik Toplum Partisi üyesi 56 Belediye Başkanı tarafından ortak kaleme alınan ve
terör örgütü
PKK çizgisinde yayın yapan ROJ TV'nin kapatılmamasını isteyen bir mektubun, Diyarbakır Belediye Başkanı BAYDEMİR tarafından
Danimarka Başbakanı'na gönderilmesi iddiası ile ilgili olarak da hazırladıkları raporu tamamladılar.
Söz konusu mektubun Baydemir tarafından kaleme alındığı ve 55 belediye başkanının
imzası ile Baydemir tarafından Danimarka Başbakanı Rasmussen'e gönderildiğini tespit eden müfettişler, mektubu inceleyerek, Baydemir ve 55 belediye başkanının yargılanması gerektiği sonucuna vardıkları raporda gerekçe olarak şunları gösterdiler:
“PKK çizgisinde yayın yaptığı, çoğu kez PKK/KONGRE-GEL
terör örgütünü öven, yaptığı faaliyetleri
destekleyen ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kolluk kuvvetlerini aşağılayıcı yayınlar yaparak, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğüne doğrudan saldırı niteliğinde birçok yayın yaptığı çeşitli devlet birimlerden alınan bilgilerle doğrulanan ROJ TV'nin kapatılmaması için, bu televizyon kanalının yayınını gerçekleştirdiği Danimarka Başbakanı'na bir
mektup yazarak, bu istek ve dileklerini dile getiren; bu TV kanalına açıkça destek veren ve yayınlarını savunur bir
takım ifadeler kullanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman BAYDEMİR ve mektuba imza atan Demokratik Toplum Partisi üyesi 55 Belediye Başkanının, Anayasanın 3. maddesinde yer alan, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milleti ile bir bütündür." hükmüne ve yine Anayasanın 14. maddesinde yer alan "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, din ve mezhep ayınım yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar." hükmüne ve yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 301, 302, 303, 305, 309,313, 314, 315, 318. madde hükümlerine ayrı ayrı aykırı hareket ettikleri gerekçesi ile dilekçede imzası bulunan Belediye Başkanları haklarında Ceza Muhakemesi Kanununun 250-C maddesi gereğince ilgili Başsavcılıkça işlem yapılması gereklidir.”