Memur lehine ayrımcılık yaptığı için eleştirilen Yüksek Mahkeme'nin, 23 maddesinin iptali istenen
kanunda, başvuru yapılmayan bir maddeyi de görüşme kapsamına aldığı belirlendi. İptal edilen söz konusu maddenin
yüksek yargı organlarının
emeklilik
ikramiyesi gibi özlük haklarıyla ilgili olduğu ortaya çıktı. Hakkında başvuru olmamasına rağmen
mahkeme üyelerine takılan 105. madde, yüksek yargı organları mensuplarının makam tazminatı, emekli ikramiyesinin hesabı, aylık göstergeler ile yaşlılık aylığı gibi özlük haklarını düzenliyordu.
Kamuoyunda Sosyal
Güvenlik Reformu olarak bilinen Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali için Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer 21 Haziran 2006'da,
CHP de 14 Temmuz'da başvurmuştu. Her iki başvuruda iptali istenen maddeler
emeklilik yaşının kademeli artırılması, emekli aylığının bağlanması gibi hükümleri içeriyordu. Sezer, 14 maddenin (3, 28, 29, 31, 40, 46, 55, 63, 80, geçici 1, geçici 2, geçici 4, geçici 6, geçici 9), CHP ise 10 maddenin (18, 19, 27, 30, 40, 67, 68, 73, 81, 106) iptalini istemişti. Başvuruları birleştirip görüşmeye başlayan Yüksek Mahkeme, iptali istenen maddeler arasında bulunmamasına rağmen, yüksek yargı organları mensuplarının özlük haklarını düzenleyen 105. maddeyi de gündemine aldı. Mahkemenin 2006/111 esas ve 2006/112 karar sayılı 15
Aralık tarihli kararı, başvurulan diğer maddelerle birlikte 105. maddenin de iptali şeklinde çıktı. Bu gelişme, Ana
yasa Mahkemesi üyelerinin kendilerini ve diğer yüksek yargı mensuplarının çıkarını düşünerek maddeyi gündeme aldığı yönünde soru işaretlerine sebep oldu.
Anayasa hukuku profesörü ve
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı
Burhan Kuzu, "Esas olan, Yüksek Mahkeme'nin, önüne gelene göre hüküm vermesidir. Prensip olarak talebe bağlı olarak bakar. Bununla beraber, eğer bir veya bazı maddeleri iptal ettiği zaman başka bazı maddeler de anlamını yitirip hükümsüz kalıyorsa, o maddeleri de iptal edebiliyor. Geçmişte bazı örnekleri var." dedi. Böyle bir tesadüfün nasıl oluştuğu hususunda kafasında soru işaretleri bulunduğunu kaydeden Kuzu, "105. maddenin içeriği itibarıyla kendileriyle ilgili bir durum gibi gözüküyor. Ama sanırım onu memur kavramı içinde ele aldılar. Yine de bu kadar tesadüf nasıl olmuş, iptal talebinde bulunanlar madem hukuki gerekçelerle başvuruyor, taleplerine neden sokmamışlar merak ediyorum." şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesi, 105. maddenin talep olmamasına rağmen gündeme alınmasıyla ilgili ipuçları veriyor. İlgili maddede şu hüküm bulunuyor: "Anayasa Mahkemesi; kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve
Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğü'nün Anayasa'ya aykırılığı hususunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmaya mecbur değildir. Anayasa Mahkemesi taleplere bağlı kalmak kaydıyla başka gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık kararı verebilir. Ancak, başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya içtüzüğün sadece belirli madde veya hükümleri aleyhinde yapılmış olup da, bu belirli madde veya hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya içtüzüğün bazı hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, Anayasa Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya içtüzüğün
bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün iptaline karar verebilir."
'Memurun hakları sürmeli'
Anayasa Mahkemesi'nin, ilgili maddelerin yürürlüğünü durdurma kararı 26 Aralık 2006, gerekçeli
iptal kararı ise 30 Aralık tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Gerekçede, memurların görevleri sırasında elde ettikleri ayrıcalıklı statünün emeklilikte de sürmesi gerektiği belirtildi. Mahkeme, farklı hukuksal statüde olan memurların, SSK ve Bağ-Kur'lularla aynı
sisteme bağlı olmasının Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmetti. Sosyal güvenlik hakları sağlanırken, yararlanacak olanların, hukuksal farklılıklarının gözetilmesi gerektiği belirtilen kararda, yasa önündeki eşitliğin, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamı taşımadığı savunuldu. Aynı hukuksal durumların aynı, ayrı hukuksal durumların farklı kurallara bağlı tutulmasının Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesini zedelemeyeceği kaydedildi.
Yüksek Mahkeme'nin kararına
itiraz eden üyeler ise karşı oy gerekçelerinde devletin asli görevlerini yapmaları sebebiyle çeşitli haklar elde eden memurların bu haklarının emeklilik statüsünün farklılığı için dayanak teşkil edemeyeceğini dile getirdi. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin emeklilikte de farklı kurallara tabi tutulması gerektiği ve diğer sigortalılardan ayrı olması görüşüne dayanak olarak Anayasa'nın ilgili maddelerinin gösterildiği belirtilen karşı oy yazısında, şu ifadelere yer verildi: "Bu maddeler incelendiğinde memurlara, toplu
sözleşme,
grev, siyasi partilere üye olma yasağı, görevlerinden çekilmedikçe
milletvekili adayı olamayacakları, kusurlarından doğan tazminat davalarının ancak idareye karşı açılabileceğine ilişkin özel düzenlemelerin kamu çalışanlarının emekli olduklarında da farklı kurallara tabi tutulmasının anayasal dayanağı olarak gösterilmesi, zorlama bir yorumun ötesinde, Anayasa'da bu konuda bir dayanağın olmadığının açık bir göstergesidir."
İkramiyeyi yükselten maddeye dokunmadı, aynı kalanı iptal etti
Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği 105. madde
Emekli Sandığı Yasası'nın 89. maddesine atıfta bulunarak, yüksek yargı organı mensuplarının emekli olurken ikramiyelerinin net aylık üzerinden hesaplanmasını öngörüyordu. Örneğin, 1.
sınıf bir hakimin brüt
maaşı yaklaşık 5 bin 250 Yeni Türk
Lirası iken ortalama 3 bin 400 YTL maaş alıyor; ama emekli ikramiyesi hesaplamasında bunun yaklaşık bin 850 YTL'si esas alınıyordu. Çalışma yılının bin 850 yeni lira ile çarpımı kadar ikramiye öngörülüyordu. Diğer bir ifadeyle "Her tam fiili
hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir." diyen Emekli Sandığı Yasası'nın 89. maddesine atıfla, eski sistem aynen devam edecekti. Ertelenen
Sosyal Güvenlik Kanunu'nun 88. maddesi ise emekli ikramiyesi hesaplamasını brüt maaş üzerinden yapmayı öngörüyor. Örneğin bütün hakedişleriyle birlikte brüt maaşı 5 bin 250 yeni lira olan bir hakim, emekli olurken brütün çalışma yılıyla çarpımı kadar ikramiye alacak. Bu durumda Anayasa Mahkemesi 88. maddeye dokunmayıp 105. maddeyi iptal ederek ilginç bir
tercih yapmış oldu. Mahkeme böylece yüksek yargı mensuplarının emeklilik ikramiyesi hesaplamalarının 88. madde üzerinden yapılmasının yolunu açmak istedi
ZAMAN