Başlıkların tükendiği nokta...

Yürekleri dağlayan hain baskın sonrası kamuoyundaki şaşkınlığın sürdüğünü belirten Milliyet, kurulan tuzağa dikkat çekti.

Başlıkların tükendiği nokta...

Türk-Irak sınırındaki Aktütün Karakolu’nu kontrol eden Bayraktepe noktasına PKK tarafından yapılan baskında 17 askerimizin şehit olması Türkiye’nin yüreğini bir kez daha dağladı. Acının derinliğini ifade etmek için gazete manşetlerinin artık yetmediği, yeni başlıkların bulunamadığı bir noktaya gelmenin karamsar ruh hali kapladı ortalığı. Yaşanan sarsılmanın gerisinde, geride bıraktığımız dönemde girilen rahatlamanın birden altüst olması yatıyor. Geçen yıl sonunda gerçekleştirilen sınır ötesi harekât ve artık sayısı bilinmeyen onlarca hava harekâtından sonra PKK’nın Kuzey Irak’taki varlığı çok önemli ölçüde çökertilmişti. Bütün resmi açıklamalar bu yöndeydi. Son saldırı, aldığı bütün ağır darbelere rağmen, örgütün bu ölçüde bir saldırıyı gerçekleştirecek lojistik altyapıya ve askeri yeteneğe hâlâ sahip olduğunu göstermesi bakımından düşündürücüdür. * * * Bu kez Türk kamuoyunda yaşanan şaşkınlıkla birlikte ilk kez ortaya çıkan bir davranış dikkat çekiyor. Pek çok vatandaş, örgütün böyle bir darbeyi vurabilmiş olması karşısında “Nasıl böyle oldu?”, “Yanlış giden ne?” sorularını yöneltiyor. Kuzey Irak’tan Türkiye’ye en önemli geçiş yolu üzerinde olan Aktütün karakolu, geçmişte sayısız saldırıya hedef olmuştu. Bugüne dek bu askeri noktada verilen şehit sayısı 45’tir. Ayrıca neredeyse tabur büyüklüğünde 350 kişilik bir grupla ve ağır silahlarla düzenlenecek bir baskın önemli bir hazırlığı da gerekli kılar. Sınırın yanı başında böyle bir hazırlığın yürütülebilmiş olması karşısında istihbarat zafiyetinin bulunduğu kuşkusu yaygındır. Genelkurmay karargâhında ilk kez büyük bir şeffaflık içinde bu çatışmayla ilgili bilgilerin geniş bir şekilde basınla paylaşılmış olması, kamuoyundaki hissiyatın algılandığını gösteriyor. * * * Tepki göstermeden önce terör örgütünün bu saldırıyla neyi amaçladığının doğru bir şekilde tespit edilip PKK’nın hedeflerine yardımcı olmayacak bir siyasi basiretin sergilenmesi şarttır. PKK’nın en çok arzuladığı senaryo, kuşku yok ki, Türkiye’nin duygularına kapılarak karşılık vermesidir. Türkiye, bu tuzağa düşmemeli, tepkisini ne demokrasiden, ne de AB hedefinden uzaklaşmadan ve içe kapanmadan göstermelidir. Bu arada önemli bir tehlike göz ardı edilmemelidir. 1990’lı yıllarda, PKK terörünün en şiddetli günlerinde bile toplumda bir Türk-Kürt gerginliği yaşanmamış, Türkiye o zor günleri toplumsal birliğini bozmadan atlatabilmiştir. O dönemde yaşanmayan bir duruma bugün hiç izin vermemeliyiz. Terör örgütünün Balkanlar’da yakın tarihte yaşandığı türden bir iç çatışmayı tahrik etmek istediği aşikâr. Geçen hafta Altınova’da yaşanan olaylar, iç barışın ne kadar kırılgan olduğunu hepimize göstermiş olmalıdır. Etnik farklılığa dayalı bu tür çatışmaların yayılmaması, Türkiye’nin belki de en önemli hedefi olmalıdır. Her vatandaş, bu sorumluluk duygusuyla hareket etmelidir. Askeri önlemlerle nereye kadar gidilirse gidilsin, bir noktada terör örgütünün sıfırlanamadığı görülüyor. Son saldırı, hükümetin -adını ister Kürt, ister Güneydoğu sorunu deyin- bu meselenin bütün yönlerini ele alan yeni bir bakışa yönelmesi için bir vesile olmalıdır. MİLLİYET
<< Önceki Haber Başlıkların tükendiği nokta... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER