Başkentte su seferberliği

Başkentin barajlarındaki doluluk oranının düşmesi ve Ağustos'tan itibaren su kesintilerine başlanmasının planlanması susuzlukla ilgili tedbirleri artırdı.

Başkentte su seferberliği

Ankara çevresindeki Çamlıdere, Kurtboğazı, Eğrekkaya, Akyar ve Çubuk 2 barajlarında su seviyesi yaklaşık yüzde 5'e indi. Su kapasiteleri toplam 1 milyar 509 milyon metreküp olan barajlarda şu anda 50 milyon metreküp civarında kullanılabilir su bulunuyor.Barajlardaki su seviyelerinin minimum seviyelere inmesine karşın hava sıcaklıklarının artan bir seyir izlemesi ise yeşil alanları olumsuz etkiliyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin, Başkenti süsleyen ağaçları ve yeşil alanları tankerlerle sulamaya çalışmasına karşın birçok park ve refüjlerde sararma görülmeye başlandı. Belediye ekipleri, yeşil alanların kuruması ve sararması nedeniyle kentin bazı bölgelerindeki refüjlerde kuraklığa dayanıklı peyzaj uygulamalarına başladı. Bu çerçevede, bazı alanlar çim yerine çakıl taşlarıyla donatılırken, sürekli su isteyen bitki ve çiçeklerin yerine kuraklığa dayanıklı olanlar dikildi. ZABITA GÖZ AÇTIRMAYACAK Öte yandan, Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı yetkilileri, su israfının önüne geçilmesi amacıyla denetimleri artırdıklarını bildirdiler. Suyla ilgili uyarı ve yasaklara rağmen suyu tasarruflu kullanmadığı, gece yarısı şebeke suyuyla bahçe suladıkları, halı ve otomobil yıkadıkları belirlenen kişilere para cezası uygulayamaya devam edeceklerini vurguladılar. Yetkililer, su yasağına uymadıkları tespit edilen kişi ve firmalara bugüne kadar 3 bin YTL civarında ceza kestiklerini ifade ettiler. BİDON FİYATLARI TAVAN YAPTI Ağustos'dan itibaren uygulanması beklenen kesinti nedeniyle susuz kalmaktan endişelenen vatandaşlar ise evlerine su bidonları ve yedek depolar alarak kesintilere karşı tedbir alma yoluna gidiyor. Toptan plastik ürünler satan esnaf İsmail Taştoka, su kesintilerine başlanacak olması nedeniyle son haftalarda vatandaşların su bidonlarına yönelik taleplerinin arttığını söyledi. Uzun zamandır rağbet görmeyen su bidonlarına bu yaz gösterilen talebi karşılamakta güçlük çektiklerini ifade eden Taştoka, her gün yüzlerce bidon sattıklarını belirtti. Ankara'daki bidon üretiminin yetersiz kalması nedeniyle Gaziantep ve Trabzon'dan bidon getirdiklerini anlatan Taştoka, ''Talep artışı beraberinde bidon fiyatlarını da astronomik ölçüde artırdı. Bizim toptan satışlarda tanesini 4-5 YTL'ye verdiğimiz bidonların, piyasada 30-40 YTL'ye satıldığını görüyoruz. Vatandaşlar abartılı bidon fiyatlarına aldırmasın. Ulucanlar'a geldikleri takdirde ucuz fiyatlara su bidonu alabilirler'' dedi. Su kesintisinden endişe duyan vatandaşlar ise susuz bir hayatı düşünemediklerini dile getirerek, ''Barajlarda su yok. Bidon almak, su deposu yaptırmak geçici çözüm fakat yapacak başka bir şey yok. Mecburen alıyoruz'' diye konuştular. SU KESİNTİLERİ ÖNCESİNDE ENFEKSİYON UYARISI Ankara'da Ağustos ayından itibaren uygulanacağı bildirilen su kesintilerinin insan sağlığına olumsuz etkilerinin önlenmesi açısından başta su depolarının bakım ve kontrolü olmak üzere bir takım önlemlerin alınması gerektiği bildirildi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol, su kesintilerinin her halükarda enfeksiyon riskini de beraberinde getireceğini söyledi. Enfeksiyon riskinin ortaya çıkmaması için halka ulaşan su ve gıdaların mutlaka sağlıklı olması gerektiğini ifade eden Şenol, sağlıklı suyun da ''temiz ve akan su'' anlamına geldiğini bildirdi. Su kesintilerinin, depolarda bekleyen suların kullanılması gereğini ortaya çıkaracağını ifade eden Şenol, ''Burada suyun bekletildiği deponun üretildiği maddenin suya karışması riskinin bulunduğu gözden kaçırılmamalı. Suyun uzun süre deponun içinde bekletilmesinden dolayı özellikle gebeler ve çocuklar için risk oluşturan ağır metal gibi yan ürünler ortaya çıkabilir. Bu da gebeler için düşük riskini beraberinde getirir'' diye konuştu. SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR SU İÇİN NELER YAPILMALI? Şenol, sağlıklı ve güvenilir su için alınması gereken önlemlerle ilgili şunlara dikkati çekti: ''-Emniyetli su, içindeki mikroorganizma içeriği kabul edilebilir düzeyde olan, ishal gibi sağlık sorunları oluşturma riski bulunmayan, ağır metaller içermeyen sudur. Madem su kesintileri kaçınılmaz hale geldi, evlerde su kontrol sistemlerinin kurulması zorunludur. -Uluslararası standartlardaki su kontrol sistemi, kullanılan depolardaki suyun arsenik, bakteri ve.kolibasili yönünden araştırılıp buna karşı önlemlerin alınmasını içerir. -Ayrıca kullanılan depoların sık sık bakım ve onarımı yapılarak, mikroorganizmaların üremesine zemin oluşturmaması ve klorun işlevini yitirmemesi için suyun sıcaklığının yükselmesi önlenmelidir. -Suyun sadece klorlanması da yeterli değildir. Ultraviyole ve ozonlama sistemi de mutlaka halka iyi anlatılmalıdır. -Evlerde kullanılan sular mutlaka kaynatılmalı, renk ve kokusunda herhangi bir değişiklik meydana gelen sular kesinlikle kullanılmamalıdır. -Enfeksiyonların önlenmesi açısından meyve ve sebzelerin yıkandığı, gıdaların temas ettiği suyun temiz olması çok önemlidir. Bunun için klor solüsyonları kullanılabilir. Bu yoksa meyve ve sebzeler, içine limon suyu ya da sirke damlatılmış 1 litre suda bekletildikten sonra tüketilebilir.'' Enfeksiyonların önlenmesinde mide asidinin yüksek tutulmasının da yararlı olduğunu ifade eden Şenol, ''Bunun için de özellikle çocuklara bolca limon suyu içirilebilir'' dedi. Enfeksiyonlardan korunmak için soğuk gıdalardan uzak durulması, ellerin sık sık yıkanması gerektiğini kaydeden Şenol, ''Her ülkede bu tarz sıkıntılar yaşanabilir. Ancak, bu tedbirlerin alınması su sağlama zorunluluğu yüklenmiş kurumlarca, yani belediyelerce gözetilmelidir'' diye konuştu. DEPO GÜVENLİĞİ İÇİN İŞ BİRLİĞİ Su depolarına yönelik güvenlik önlemleri açısından toplu bir organizasyon sağlanmasının yararlı olacağını bildiren Şenol, ''İş birliği ve paylaşımın mümkün olması açısından bakımı ve onarımı daha kolay olduğu için ortak kullanıma yönelik büyük su depoları tercih edilebilir'' dedi. ''SU KOKUSUZ, RENKSİZ, BERRAK OLMALI'' Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek de sağlıklı ve güvenli bir içme suyu tüketimi için mahalli idarelere büyük görev düştüğünü, bu bağlamda kontrol altındaki su kaynaklarının tüketime sunulmasının halk sağlığı açısından birinci görev olarak düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Ertek, şebeke suyu haricinde mümkün olduğu kadar ambalajlı suların tüketilmesinin daha güvenli olacağını ifade etti. İnsan sağlığı açısından zararsız bir suyun kokusuz, renksiz, berrak ve içiminin hoş olması gerektiğini bildiren Ertek, ''Sularda fenoller, yağlar gibi kötü koku ve tat veren maddeler, hastalık yapan mikroorganizmalar, sağlığa zararlı arsenik, kadmiyum, krom, kurşun ve cıva gibi kimyasal maddeler bulunmamalıdır'' diye konuştu.Bulanıklığın, askıda katı madde içeren suların ışık geçirgenliğinin bir ölçüsü olduğunu anlatan Ertek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bulanıklığın nedeni, suyun içerdiği askıdaki maddelerden, gözle görünecek büyük tortulara kadar her şey olabilir. Bu maddelerin bulunması suda bakteri oluşumunu destekler. Bakteri oluşumu da suda bulanıklığı artırır. Bulanıklık tamamen inorganik maddelerden kaynaklanabileceği gibi doğadaki pek çok organik madde de buna yol açabilir.'' Suda hastalık yapıcı bakteriler olup olmadığının sadece testle anlaşılabildiğini anlatan Ertek, ''Bir içme suyu kaynağı tahlil edildiğinde koli basili bulunmuşsa bu suyun insan, memeli hayvan veya kuşların dışkılarıyla kirlendiği anlaşılmaktadır'' diye konuştu. Ertek, zararlı mikroorganizmaların giderilmesinde, yani dezenfeksiyonunda ''Klorla arıtım, ozonla arıtım, ultraviyole ile arıtım'' gibi yaygın yöntemler kullanıldığını belirtti. ''SUDA AĞIR METALLER VE ORGANİK MADDELER BULUNMAMALI'' Kurşun, civa ve kadmiyum gibi ağır metal iyonları ve organik maddeler içeren suların insan sağlığına zararlı olduğuna dikkati çeken Ertek, ''Pestisitler, herbisitler gibi çözülmüş organik kimyasallar küçük miktarlarda bile insan ve hayvanlar üzerinde toksik etki göstermektedir. Trihalometanlar ve dioksin gibi suda çözünmüş organik maddelerin çoğu kanser yapıcıdır'' dedi. ''TEMİZ VE BAKIMLI SU DEPOLARI KANSER RİSKİ OLUŞTURMAZ'' Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Medikal Onkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik ise su kesintilerinde ağır metal zehirlenmesi ve enfeksiyon gibi rahatsızlıkların ortaya çıkma ihtimalinin daha fazla olduğunu belirtti. Boyası dökük ve küflü su depolarının sağlık açısından tehlike oluşturduğunu, bakımı ve boyası yapılmış, temizliğine özen gösterilen su depolarının ise kanser tehlikesi yaratmadığını ifade eden Çelik, ''Enfeksiyona karşı gerekli önlemlerin alındığı su depoları kanser açısından da risk oluşturmaz'' diye konuştu. (AA)
<< Önceki Haber Başkentte su seferberliği Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER