Basın Konseyi Yüksek
Kurulu,
Hürriyet gazetesi yazarı
Yalçın Doğan'ın ''uyarılmasına'', ''www.sacit
aslan.com'' internet sitesi imtiyaz sahibi Sacit Aslan'ın ''kınanmasına'' karar verdi. Yüksek Kurul,
Habertürk Gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü
Nilüfer İleri ve muhabir Canan İşpir hakkındaki şikayeti ise ''yersiz'' buldu.
Basın Konseyinden yapılan açıklamaya göre, Samanyolu Yayıncılık Hizmetleri A.Ş'nin
avukatı Nazif
Aktaş, 18
Nisan ve 2
1 Nisan tarihlerinde
Hürriyet Gazetesi ve ''www.hurriyet.com.tr'' adlı web sitesinde Yalçın Doğan imzasıyla yayımlanan ''Yalanyolu TV'' ve ''O kanal olacakları biliyor'' başlıklı yazılarda, ''gerçek dışı, kötüleme, karalama, kamuoyundaki itibar ve güvenilirliği giderme amacına matuf yargısız
infaz niteliğinde iddiaların ortaya atıldığını, Basın
Meslek İlkeleri'nin ihlal edildiğini'' ileri sürerek şikayette bulundu.
Yalçın Doğan, şikayete ilişkin Basın Konseyi Genel Sekreterliğine gönderdiği yanıtta, ''Önceden bilme'' yazısının kaynağının
Yaşar Okuyan'ın bir TV kanalında yaptığı konuşma olduğunu belirterek, Samanyolu'nun sürekli kasıtlı yayınlar yaptığını, (Yalçın Doğan'ın yalanları) diye bir haber yayımladığını, Samanyolu TV'den arayan bir yöneticinin düzeltme yayımlanmasını istediğini ifade etti.
Kendisinin ''Siz düzeltirseniz ben de düzeltirim'' dediğini belirten Doğan, yazısında ''Onlar düzeltmedi, ben de onların düzeltmesini kullanmadım'' ifadesine de yer verdi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Yalçın Doğan'ın yazısındaki Samanyolu yerine ''Yalanyolu'' kelimesinin kuruluşları
küçük düşürmek için kullanıldığı ve Samanyolu TV'yi ''yalanyolu'' çağrışımı ile tanımladığı için Basın Meslek İlkeleri'nin 4. maddesinin, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın tutuklanması haberini önceden verdiklerini ifade ederken karşı tarafa bunun nedenini sormadığı için 6. maddenin, ''yalan-dolan haberler'' ifadesini hiçbir dayanağa bağlı olmadan yazması gerekçesiyle 9. maddenin ihlal edildiği sonucuna vardı.
Yüksek Kurul, sözü edilen düzeltmeyi ''Siz benimkini yayınlayın ben de sizinkini yayınlayayım'' gibi bir pazarlığa girişip ''Onlar yayınlamadı ben de yayınlamadım'' gibi bir bahaneyle yayımlamadığı için Yalçın Doğan'ın ''uyarılmasına'' karar verdi.
-SACİT ASLAN'A ''KINAMA''-
Mehmet Aslan'ın vekili avukat
Ufuk Sıtkı da başvurusunda ''www.sacitaslan.com''
internet sitesinde 26
Mart tarihinde yayımlanan ''Mehmet Aslan'a 10,5 yıl
hapis istemi'' ve ''Mehmet Aslan'ın yalan rüzgarı'', 1 Nisanda ''Midem bulanıyor'', 2 Nisanda ''Ünlü playboya ağır
suçlama'', 4 Nisanda ''Böyle yakalandı, işte kare kare o an'', 5 Nisanda ''Mehmet Aslan tutuklanmalı'', 11 Nisanda ''Çakma
mafya playboy Mehmet Aslan'a
adalet tokadı'' başlıklı yazılarla ilgili olarak, müvekkilinin onur ve haysiyetini rencide edici, aşağılayıcı ve alaycı kelimelerle küçük düşürüldüğünü ileri sürdü.
Sacit Aslan, Basın Konseyi Genel Sekreterliğine gönderdiği yanıtta, ''Midem bulanıyor'' başlıklı yazı dışındaki yazıların, mahkemeden
tedbir kararı gelince siteden kaldırıldığını belirterek, bu yazıda ise kimseye
hakaret bulunmadığını iddia etti.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, ''Midem bulanıyor'' başlıklı yazı dışındaki yazıların siteden ve arşivinden kaldırıldığı, ancak sunulan ve şikayet edilen yazılarda kullanılan ifadeler, insanları incitici, küçük düşürücü bulunduğu için şikayetçilerin söz etmemesine karşın 4. maddenin ihlal edildiği görüşüne vardı.
Yazıların tedbir kararından sonra kaldırılmasının da bu maddeyi ihlal durumunu ortadan kaldırmadığını bildiren Yüksek Kurul, yazılarda kullanılan ifadeler, suçu sabit olmamış bir kişi hakkında adeta hüküm vererek suçlu ilan edildiği gerekçesiyle 9. maddeyi de ihlal ettiğinden Sacit Aslan'ın ''kınanmasına'' oy birliğiyle karar verdi.
-İLERİ VE İŞPİR HAKKINDAKİ ŞİKAYET-
Meral Muhayyeş'in avukatları Uğur Koçlu ve Özer Köseoğlu, başvurularında 16 Mart 2009 tarihinde
Habertürk Gazetesi'nde yayımlanan ''Doğu Ekspresi'nde
cinayet Muhayyeş Yalısı'nda mı yazıldı?'' başlıklı yazının, müvekkillerini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürdü.
Haberin içeriğinde,
dava konusu yalının mahkemece açık artırma yolu ile satılmasına karar verildiği yönündeki iddianın gerçek dışı olduğunu vurgulayan avukatlar, başvurularında, ''Dava halen
Sarıyer 2.
Asliye Hukuk Mahkemesi 2005/189 E sayılı dosyası ile derdest olup, delillerin toplanması aşaması dahi tamamlanmış değildir. Haber yakın çevresi ve kamuoyu tarafından müvekkilimizin güç duruma düştüğü, mallarının, icra yolu ile satıldığı şeklinde algılanmış ve müvekkilimiz maddi ve manevi zarara uğramıştır'' ifadesine yer verdi.
Muhabir Canan İşpir, Basın Konseyi Genel Sekreterliği'ne gönderdiği yanıtta, söz konusu haberin dayanağının, Sarıyer 1 Nolu Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/778 Esas ve 2009/189 sayılı kararı olduğunu belirtti.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, habere ilişkin yaptığı değerlendirmede, kişilerin özel hayatına dair gerçek dışı bir şey bulunmadığı görüşüne vararak, Habertürk Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nilüfer İleri ve muhabiri Canan İşpir hakkındaki şikayetin ''yersizliğine'' karar verdi.
AA