GENELKURMAY Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarında TSK içinde ‘Darbeci’ bir zihniyetin barınamayacağını söylemesi kamuoyunda olumlu bir izlenim bırakırken,
Ergenekon davasına ilişkin yaklaşımı tartışmaya sebep oldu. Başbuğ, Ergenekon
iddianamesindeki suçların belgeye dayalı olmadığını, mevcut gizli tanıkların ve itirafçıların güvenilirliğinin de
şüpheli olduğunu savunarak yargı sürecindeki bir
soruşturmaya yönelik ciddi eleştirilerde bulundu. Başbuğ’un, ‘Mahkeme kararı’ diyerek ‘Ergenekon’ isminin kullanılmasına tepki göstermesi,
mahkeme kararını yanlış yorumlaması ve kamuoyundaki yaygın uygulamadan haberdar olmayışına bağlandı.
1-) MAHKEMENİN KARARI
ERGENEKON ile ilgili soru soran star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Karaalioğlu ve
Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan
Aktaş’a, Başbuğ, ‘Davanın özel isimle anılmasının yanlış olduğunu ve ilgili mahkemenin ‘davanın özel izinle anılmaması yönünde kararı bulunduğunu’ söyledi. Ancak davaya
bakan İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi’nin kararı ‘Ergenekon kelimesinin kullanılmamasını’ değil, kullanım şeklinin belirlenmesini içeriyordu. Mahkemenin,
Ergenekon Terör Örgütü tabiri yerine ‘İddia olunan Ergenekon
terör örgütü’’ tabirinin kullanılması yönünde kararı bulunuyor.
2-) ÖZEL İSİM BASIN GELENEĞİ
BAŞBUĞ’UN Ergenekon soruşturmasına yönelik eleştirisinde, kullandığı ‘CMUK’a göre davalara özel isim verilemez,
dosya numarası verilir’ uyarısıysa, kamuoyunda uzun yıllardır yaygın bir şekilde yapılan uygulamadan haberdar olmadığı değerlendirmesine neden oldu.
Türkiye’deki tüm davalar kamuoyunda özel adlarıyla anılıyor.
Gazi davası,
Şemdinli davası gibi...
3-) İTİRAFÇILAR GÜVENİLİR Mİ?
BAŞBUĞ, süren bir soruşturma ve davanın yanında veya karşısında olamayacağını söyledi. Ancak Başbuğ, iddianamedeki suçların belgeye dayalı olmadığını, mevcut gizli tanıkların iddialarıyla sanıklar arasında bir bağ kurulamadığını savundu. Fakat dava kapsamında hazırlanan her iki iddianamede ve iddianame klasörlerinde gizli tanıklar ve itirafçıların verdiği ifadeler ile açık tanıkların verdiği ifadeler birebir örtüşüyor. Başbuğ gizli tanıklar ve itirafçıların ifadelerinin güvenilirliğini de sorguladı...
4-)AYRINTILI BİLGİ MEVCUT
1993 yılında
Bingöl’de 33 erin şehit edilmesi olayını davayla bağdaştıramadığını söyledeyen Başbuğ itirafçı iddialarına da tepki gösterdi. Ancak iddianamede olayla ilgili ifade veren gizli tanığın Kıskaç saldırının arkasında Ergenekon sanıklarından
emekli Albay Fikri
Karadağ’ın olay yerine giden ilk isim olduğunu belirtiyor. Olayın iddianamede
PKK-Ergenekon bağlantısı nedeniyle konulduğu belirtiliyor.
STAR