TAM DA İSTENİLDİĞİ GİBİYİZ
Hakkari'de verdiğimiz 11 şehitten sonra
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu da sınıra gitti.
Şimdi
Genelkurmay medya yöneticileri ve yazarlarını da bölgeye götürmeye hazırlanıyor. Muhtemelen basına
mevziler gösterilecek, fotoğraflar çekilecek.
Kimi çömelecek kimi ayakta duracak. Genelkurmay başkanı ve askerlerle pozlar verilecek.
Bu iş şova dönüştü. Tartışmadaki seviye de yerlerde sürünüyor.
Hem
iktidar hem de muhalefet birbirlerine laf yetiştireceğiz derken orada şehit olan 11 Mehmetçiğin kemiklerini sızlattıklarını hiç düşünüyor mudur acaba ?
Açıkçası ne
Başbakanın ne de Kılıçdaroğlu'nun sınıra gidip mevzi dolaşması, fotoğraf çektirmeleri vatandaşın umurunda değil.
Oralarda şehit olan askerlerimizin ailelerinin de bu olayın dönüştüğü polemik eminim içlerini acıtıyordur.
Kum torbalarının gerisinde çömel-kalk oynanması terörle mücadeleye ne kadar önem verdiğimizi göstermeye yetiyor ?
Terörün bile çömelme polemiğine alet edildiği tuhaf bir
siyaset anlayışının var olduğu bir
ülke burası.
İktidar da muhalefet de bu tartışmanın yersiz olduğunu her fırsatta söylüyor ama karşıdakinin üzerinden konuyu sürdürmekten de zevk alıyor.
Maalesef yine birilerinin düşünmemizi istediği rotaya girdik, bazı gerçekleri sorgulamayı unutuverdik.
Şimdi biraz düşünelim;
Fotoğraflar ve görüntülerden gördüğümüz kadarıyla mevzide
komutanlar hem başbakana hem de Kılıçdaroğlu'na uzakları işaret edip birşeyler anlatıyorlar.
Bir yerleri gösteriyorlar.
Başbakana brifing veren bölgenin komutanı aslında teröristleri daha önceden gördüklerini fakat onları
çoban sandıklarını söylüyor.
Ne Genelkurmay başkanı ne de TSK bu açıklamayı yalanlamıyor.
Yani teröristlerin çoban sanıldıkları doğru.
Sonra, çoban sanılarak boşverilen teröristler o mevzilerden görülen karakollara saldırıyor.
Muhtemelen başbakana da Kılıçdaroğlu'na da komutanların elleriyle gösterdikleri bölgeler, çoban sanılan teröristlerin geldiği yerler.
Maalesef ne başbakan ne de Kılıçdaroğlu gittikleri mevzilerde, girdikleri siperlerde çok önemli bir ayrıntıyı sorgulamadılar.
Orada olmanın heyecanıyla akıllarına mı gelmedi, yoksa o atmosferden çok etkilendiler de cesaret mi edemediler ?
Başbakan kendisine "teröristleri çoban sandık" diyen komutana "dalga mı geçiyorsun" diye çıkışmadı.
Üstelik aynı komutanın 7 askerin şehit olmasına yol açan mayınların TSK'ya ait olduğunun ortaya çıkması sonrası "olur böyle kazalar" demesi hala hafızalarda.
Dikkat
çekici bir nokta da; Başbakan'ın mevzi dönüşü, askerin hükümetten istediği ne varsa yerine getirdiklerini hiçbir talebi geri çevirmediklerini açıklaması oldu.
O halde bütün teknolojik ekipmana sahip olan askerin teröristi çoban sanması sonucu 11 vatan evladının şehit olmasının hesabını birilerinin vermesi gerekmiyor mu ?
Başbakan'dan 15 gün sonra mevziiye giden Kemal Kılıçdaroğlu da ne yazık ki aynı soruyu sormadı.
Ya da soramadı.
Kılıçdaroğlu'nun da oraları incelerken "teröristleri nasıl çoban sandınız" demek aklına gelmedi.
Mevzide çömelme tartışması yerine bizi asıl ilgilendiren bu olmalı değil mi ?
Orada bunu sormadıktan sonra mevziiye gidip gitmemenin de, ayakta durup durmamanın da, çömelip çömelmemenin de hiçbir önemi yok.
Hem başbakanın hem de Kılıçdaroğlu'nun bu sorulara verecek cevabı var mı ?
Aksi halde istediğiniz kadar mevziye gidin, başlarında teröristi çoban sanan komutanları olduğu sürece oradaki askerlerin içini rahatlatabilir misiniz ?
Askerlerimizin şehit olmasını, “teröristi çoban sandık” diyerek açıklayan bir komutan nasıl hala o askerleri komuta etmeyi sürdürebiliyor ?
Başbakan teröristi çoban sanmanın hesabının sorulmasını da açılımın bir parçası olarak görmeyi düşünür mü acaba ?
Parası olan ağanın oğullarına para karşılığı Marmaris'te askerlik ayarlayan generali açılımın neresine koyacağız ?
Köylüden, emekliden, halktan, garibandan, işsizden bahseden Kılıçdaroglu'nun da gittıği mevziiyi koruyan askerlerin hakkını savunup teröristi çoban sanan komutana bunun hesabının sorulmasını sağlaması gerekmiyor mu ?
Komutanın çoban sandığı teröristlerin şehit ettiği askerlerin ana-babaları, Kılıçdaroğlu'nun ilgi alanına girmiyor mu yoksa ?
Siyasetçilerimiz; iş terörü bitirmek için görüşmeye gelince laf yarıştırmasını iyi biliyor.
Terörle mücadeleki ihmalleri sorgulamadığınız ve sorumluların
hesap vermesini sağlamadığınız sürece hangi mevziiye gittiğinizin de, çömelip çömelmediğinizin de hiçbir önemi yok.
Maalesef birilerinin bizi formatladığı gibi düşünmeye devam ediyoruz ve hala siperlerin boyuyla uğraşıyoruz.
Mevzii turizmi gözümüzü ne kadar boyadı değil mi ?
Çoban sanılan teröristleri unutuverdik.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]
İLGİLİ FOTOGALERİLER:
TSK'NIN KILIÇDAROĞLU SEVGİSİ BAMBAŞKA-TIKLAYIN
TSK ERDOĞAN'IN ADINI BİLE KOYMADI-TIKLAYIN