Başbuğ'a açık bedelli mektubu

ÜÇ yıl önce hayatımın ve kariyerimin “en kritik” aşamasında kısa dönem er olarak askere gittim.

Başbuğ'a açık bedelli mektubu

Neden mi “en kritik”... Yeni kurulmuş bir gazetenin yayın yönetmeniyim. Yeni evliyim... Eşimle birlikte yeni bir eve taşınmışız... Ve en önemlisi henüz 5 aylık bir kızımız var... * * * Yıllarca kariyer peşinde koşan birçok Türk genci gibi ben de askerlik görevimi yüksek lisans, yurtdışı eğitimi, doktora derken hep erteledim. Bu arada bir umut “Bedelli askerlik çıkar” diye bekledim. İnanmayacaksınız belki ama 1999 Marmara depreminden sonra çıkan son bedelli askerlik imkânını bir günlük farkla kaçırdım. Sonunda dayanamadım eşim ve işyerimle konuşup hayatımın “en kritik” aşamasında askere gitmeye karar verdim. * * * Manisa’da 1 ay acemilik, Kıbrıs’ta 5 ay çavuş olarak askerliğimi tamamladım. Merak etmeyin size askerlik anılarımı anlatacak değilim. Ama inanın baştan aşağı lüzumsuz gördüğüm 6 aylık askerlik deneyiminden ben çok şey öğrendim. Buna rağmen bana “Bir gün daha kal” deseler kalmamak için elimden gelen her şeyi yapardım! * * * Askerlik hakikaten öğretici “olumlu” ve “olumsuz” taraflarıyla... En verimli çağında ülkenin en önemli insan kaynağının nasıl israf edildiğini de, en kalıcı dostlukların hayatta kalma mücadelesi verilirken edinildiğini de en iyi askerlik yaparken öğreniyorsunuz. Dolayısıyla askerlik önemli bir deneyim. Ama Türkiye’de askerlik, kelle hesabı gibi çağın gerisinde kalmış zorunlu bir görev anlayışına hapsedildiği için giderek “gençlerin kâbusu” olmaya başladı. * * * E-mail kutum her gün dolmasına rağmen şimdiye kadar bedelli askerlikle ilgili yazı yazmadım. Bu yazıyı da Başbakan Tayyip Erdoğan bedelli askerlikle ilgili “olumlu” bir sinyal verdiği için yazmıyorum. Benzer olumlu sinyaller her seçim döneminde verilir. Bedelli askerliği çıkarmak AK Parti’nin seçim vaadiydi. Erdoğan Genelkurmay’ı ikna edemediği için bu sözünü yerine getiremedi. Şimdi getirebilir mi? Belki... Açıkçası ben işin bu boyutuyla ilgili değilim. * * * Buradan direkt Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a sesleniyorum. Sayın Başbuğ belki farkındasınız belki de değilsiniz... Bedelli askerlik kampanyası gençler arasında hiç olmadık bir şekilde orduya karşı bir önyargı ve nefret söylemine dönüşüyor. Girin bedelli askerlikle ilgili site ve blog’lara... TSK’ya karşı kullanılan dilin giderek daha öfkeli ve zehirli olduğunu göreceksiniz. Ordunun ihtiyaçlarını elbette dikkate alacaksınız. “İlla bedelli çıkarın” demiyorum ama hiçbir alternatif üretmeden sırf “kelle sayısıyla övünen bir ordu” mazeretine sığınmanız, inanın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gençler arasında en az Ergenekon davası kadar zarar veriyor. “İmkânı olmayanlara haksızlık olmasın” derken imkânı olan 400 bin eğitimli genci her geçen gün orduya karşı daha da bilemiş oluyorsunuz. * * * Cumhuriyet’in ilk yıllarında 1927’de bile bedelli askerlik uygulaması var. Şimdiye kadar 10 kez bedelli askerlik çıkmış. Eğer 11’incisini çıkarmayacaksanız orduyu “gençlerin kâbusu” olmaktan çıkaracak alternatif bir planı hemen duyurmanız ve uygulamaya geçirmeniz gerekiyor. Çünkü gençlerin öfkesi giderek nefret söylemine dönüşüyor... Son olarak şunu da belirteyim... Bu yazıyı kariyerinin “en kritik” döneminde askerlik görevini yapmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın huzuru ile yazıyorum. Karar sizin... EYÜP CAN-HÜRRİYET
<< Önceki Haber Başbuğ'a açık bedelli mektubu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER