Org. basın toplantısı için
Radikal sorular...
TSK'YA MÜHİMMAT SORULARI
Ergenekon soruşturmasında iki yıldır ortaya çıkarılan cephanelikler Genelkurmay'dan
yanıtı beklenen şu soruları doğurdu: Bu
silahlar TSK depolarından nasıl ve kimler tarafından çıkarıldı? Sorumlular tespit edildi mi? Denetimde aksaklıklar mı var?
Ümraniye'de
12 Haziran 2007'de bulunan bir
sandık dolusu askeri
mühimmat, daha sonra adı 'Ergenekon' adı verilen operasyonu başlattı. O günden bu yana adım adım ilerleyen operasyonda, önce depolardan, sonra da kazılan çukurlardan cephanelikler fışkırdı. Çoğu
şüpheli, mühimmatları sahiplenmedi, geriye birçok yanıt bekleyen soru kaldı: Acaba mühimmatlar
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) envanterine mi
kayıtlı? Mühimmatlar TSK cephaneliklerinden mi kaçırıldı? TSK, bu kayıplardan haberdar mı? Şüpheliler hakkında hangi işlemler yapıldı?..
LAW silahları, MKE veya NATO yapımı el
bombaları,
Kalaşnikof ve Kanas
marka tüfekler, TNT, C4 ve C3 patlayıcılar, bubi tuzakları, mermiler, fişekler...
Çoğu Makina Kimya Endüstrisi'nce (MKE) sadece Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için üretilen bu mühimmat, Ergenekon kapsamında basılan adreslerde, kuytu depolarda ve kazılan çukurlarda ele geçirildi. Sırasıyla; Ümraniye'deki bir gecekondunun çatısında, Eskişehir'de bir evde, Beykoz'da depoda,
Ankara Gölbaşı ve Sincan'da ormanlık alanda, Sapanca'da bağ evinde, en son da İstek Vakfı'na ait olan ama askeriyenin eğitim alanı olarak kullandığı Poyrazköy'de bir arazide, kazılan çukurda bulundu. Bulunan son cephanelikle ilgili olarak tutuklanan şüphelilerden üçü
muvazzaf yedi
subay, bir de
emekli polis şefiydi.
1 yıl 8 ay ceza yeter mi?
Bunlardan sadece biri, Eskişehir'deki evde bulunan mühimmatların sahibi olan
emekli Binbaşı Fikret Emek, askeri mahkemede ceza aldı. O da sadece, 'askeri malzemeyi saklamak'tan 1 yıl 8 ay! Oysa Eskişehir'de ele geçirilen el bombalarından birisi ile
Cumhuriyet gazetesine atılan üç
el bombasından biri, aynı kafiledendi.
TSK, Emek'e verdiği bu 'ceza' ile yetinip suskunluğunu korurken, kamuoyunda, yanıtı beklenen birçok soru kaldı. Yanıtını arayan o sorular şöyle:
Suskunluk sürecek mi?
4-Son dönemde yeraltından çıkarılan silahlar, kim tarafından gömülmüş olursa olsun, neticede TSK'nın envanterinden çıkma değil mi? TSK neden o silahların nasıl edinilmiş olabileceğine dair tek satır açıklama yapmıyor?
5-O silahlar TSK'dan çalındı mı? Eğer öyleyse nasıl çalınmış olabileceği incelendi mi? Çalınma yöntemleri biliniyorsa, bir daha gerçekleşmemesi için gerekli önlemler alındı mı?
6-Hırsızlığa yol açan şey, saklama koşulları, saklama yetkilileri ve saklanan malzemenin sayım, kayıt ve denetim sistemindeki aksaklıklar olabilir mi?
7-Hem çalınan silahlara, hem silahları çalanlara hem de çalma koşullarını azaltmaya yönelik araştırma ve soruşturmalar var mı? Varsa niye açıklanmıyor, kamuoyuna, "TSK'dan çalınmış olsa bile, bir daha olmayacak" güvencesini TSK'dan başka kim verebilir?
8-Silahlar, 'Ergenekon' soruşturmasını yürüten savcıların denetimindeki operasyonlarda bulunuyor. Dolayısıyla, 'Silahlar, Ergenekon örgütünün amaçları için kullanılacaktı' iddiası kuvvetle benimsenmiş oluyor, bu ihtimalin 'kanıtlanması' halinde, şu andaki sessizlik TSK'ya daha büyük zarar vermeyecek mi? Buna rağmen sessizlik niye?
'Ele geçirilen' silahlar
9-TSK, sarf malzemelerinin gerçekten kullanılıp kullanılmadığı gibi konularda çok daha sıkı denetim yöntemleri geliştirmesi gerekmiyor mu?
10-Ergenekon şüphelisi Fikret Emek'te ele geçirilen bir el bombası ile Cumhuriyet'e atılan el bombasının aynı 'kafileden' olduğu belirlendi. TSK'nın bir bombası nasıl oluyor da bu tip şiddet eylemlerinde kullanılıyor? Sorumlulara dair inceleme, araştırma var mı?
11-PKK'ya karşı savaş vermiş emekli
Albay Arif Doğan ve emekli Binbaşı Fikret Emek, kendilerinde ele geçirilen cephanelikleri operasyonlarda topladıklarını söylüyor. Bu şekilde ele geçen silahların TSK depolarına girme koşulları neler? Bunların bir kısmı TSK depolarına girmemiş olabilir mi?
12-Bugüne kadar örgütlerden elde edilen silahların bir bölümünü saklayan herhangi bir
personel tespit edildi mi?
RADİKAL