Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ,
Poyrazköy’de İSTEK Vakfı’na ait
arazide bulunan
silahların
Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine kayıtlı olmadığını ve araziye yabancılar hariç isteyen herkesin girebileceğini söyledi. Bu açıklama üzerine
Radikal ekibi bir
sivil vatandaş gibi araziye girmeye çalıştı. Ancak başarılı olamadı. Bölge halkı arazinin askeriyeye ait olduğunu bildiği için kimsenin o
bölgeye gitmeye cesaret edemeyeceğini söylüyor.
Ormanlık alanda yürüyerek, üstelik hiçbir askere fark edilmeden kazı yapılan araziye girmek neredeyse imkânsız.
Ergenekon soruşturması kapsamında Poyrazköy’de yapılan kazılarda çok sayıda silah ve
patlayıcı bulunmuş ve silahlarla ilgili olduğu öne sürülen üçü
muvazzaf dört asker tutuklanmıştı.
Genelkurmay Başkanı Başbuğ, güncel gelişmeleri değerlendirdiği geçen haftaki basın toplantısında silahların bulunduğu Poyrazköy’deki araziyle ilgili şunları söyledi: “Poyrazköy’deki arazi
Milli Savunma Bakanlığı’na ait arazi değildir. Bir vakfa ait bir arazidir. Statüsü nedir. İkinci derecede askeri
yasak bölge statüsündedir. İkinci derece askeri yasak bölgelere sadece yabancılar giremez.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes girer. Hatta
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları imar iznini alırsa , TSK’dan da izin de alırsa; burada bina da yapar, oturur da, faaliyet de yapar. Bu konuda karışık bilgiler var.”
İlk
durak Anadolu Kavağı
Başbuğ’un sözlerini üzerine araziye girmeyi denedik. Bölgedeki köylüler bölgenin askeri bölge olduğunu, bu nedenle kimsenin oraya giremeyeceğini söyledi.
Anadolu Kavağı’ndaki Soroz Kalesi önünden, kazı yapılan araziye
asfalt bir yol gidiyor. Kazı yapıldığı sıralarda tüm kazı ve güvenlik ekipleri bu yolu kullanmıştı. Yolun bir bölümünden sonra askeriyenin güvenlik alanı bulunuyor.
Güvenlik alanında iki asker
nöbet tutuyor. Burası cephaneliklerin bulunduğu sırada polis ve askerin güvenlik şeridini çektiği yer. Gazeteciler burada bekletilmişti. Asfalt yolun her tarafında ‘askeri bölge girilmez’ uyarıları bulunuyor.
Askerlerin ikisi de aracımızı görür görmez önümüzü kesti. Birinin elinde
telsiz, ikincisinin elinde ise G-3
piyade tüfeği vardı. Askerler girişin yasak olduğunu söyledi. Kazı yapılan alana ise girişin yasak olmadığını ifade etti.
‘Burası yasak’
Genelkurmay Başkanı’nın sözlerini askerlere hatırlatarak, ‘
piknik yapmaya’ gitmek istediğimizi söyledik. Ancak
nöbetçi askerler, bölgenin ‘askeriyeye ait olmadığını ancak bulunduğumuz noktadaki yolu kullanamayacağımızı’ söyledi. ‘Nasıl gidebiliriz’ sorusuna ise askerler, ‘Poyrazköy tarafından bir orman yolu olduğunu ancak bir bölümüne kadar araçla gidilebileceği, sonrasında yürümemiz gerektiğini söyledi. Askerler bunun üzerine aracın plakasını ve ismimizi alması gerektiğini belirtti. Nedenini sorduğumuzda da, ‘Eğer bir
yangın veya
hırsızlık olursa sorumlusunun bizim olacağımızı’ söyledi.
Plaka ve isim vermek istediğimizi söylediysek de askerler ‘gerek yok biz zaten plakanızı aldık’ cevabını verdi.
Orman yolu kapalı
Poyrazköy’deki ormanlık yoldan kazı yapılan araziye girmeyi denedik. Poyrazköy’den yaklaşık 1 kilometre kadar araçla
toprak yoldan gidilebiliyor ancak sonrasında yol kötü olduğundan gidilemiyor. Üstelik yolun bir bölümünde kimin tarafından konulduğu belli olmayan bir ‘girilmez’ tabelası da yer alıyor. Ormanlık alanda saatlerce yürüyerek araziye girmek, üstelik askerlere görünmeden, bölge halkının anlatımlarına göre pek mümkün değil. Yani piknik yapmak bir kenara, gezmek, kazı alanı görmek neredeyse imkânsız.
‘Denizden bile yaklaşılmıyor’
Anadolu Kavağı’ndaki bir restoranı işleten
Ziya Eliçevik,bölgeye girmenin mümkün olmadığını şu sözlerle anlattı: “SAT komandoları orada eğitim yapıyor. Kimse oraya giremez. Geçen gün restoranda yemek yerken, Başbuğ’un açıklamalarını dinledik. Bir arkadaşım ‘Ben de gireceğim, bakalım nasıl giriliyormuş görelim, girilmez kardeşim’ dedi. Yani Başbuğ’un dediği gibi değil. Biz
denizden tekneyle bile şamandıralara kadar (SAT birliğinin deniz kıyısı) yaklaştığımızda bile hemen uyarıyorlar.” Doğma
büyüme Anadolu Kavağı’nda yaşayan ve bir kıraathanede çalışan Zafer Ergeç ise son 15-20 yıldır o bölgenin askeriyeye ait olduğunu ve kimsenin oraya gitmediğini belirtti. Ergeç, “Ormandan girilebilir belki ancak saatlerce yürümek gerekir. Onda da askerler görürse uyarır” dedi.
Poyrazköy’de esnaflık yapan Ömer Kalafat, “Buralarda herkes, oranın askeri bölge olduğunu bilir, o yüzden de kimse oralara gitmez” diyor. Poyrazköy’deki kıraathanenin sahibi Osman Torlak ise, araziye girilebileceğini şöyle savunuyor: “Bir yol var tepenin başına kadar çıkıyor, ondan sonra yürümen gerekiyor. Duyduğumuza göre kazı alanı tellerin dışındaymış. Telleri geçmediğin sürece ve şaibeli bir şekilde ortalıkta dolaşmadığın sürece kimse bir şey demez.” Kahveci Osman’ın bu sözleri, diğer masalarda oyun oynayanlar tarafından hemen bölünüyor.
Tufan Torlak, “Osman abi kimse oraya giremez. Askeriyenin alanına kim girebilir?” diye soruyor.
RADİKAL