Üçok, "Sayın Başbuğ'un dönemi, kanaatimce,
Türk Silahlı Kuvvetleri tarihinde, personelinin en acımasız hukuksuzluklara, aşağılanmalara ve zulümlere maruz kaldığı dönem olmuştur" dedi.
Birleşen
Balyoz davasının
tutuklu sanığı hakim
Albay Ahmet
Zeki Üçok dinlendi.
Üçok, suçlamaları kabul etmedi.
İstanbul 11. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülen, "Sahte
çürük raporu" davası kapsamında da yargılanan Üçok'un hakkındaki iddialara
cevap verdi.
HAKİM, SANIK ÜÇOK'U UYARDI
Beşiktaş'da bulunan CMK'nın 250. maddesiyle görevli
mahkemeleri ve kararlarını da eleştiren Üçok, "Beşiktaş
Adliyesi'nde görev yapan hakim ve savcılar kendilerini Türkiye'deki bütün mahkemelerden hatta Yargıtay'dan bile üstün görmektedirler" şeklinde konuştu. Bu sözler üzerine mahkeme başkanı
Ömer Diken de, "Savunma sınırlarını aşarak
hakaret ediyorsun. Bizi
hedef alamazsın. Siz burada hakim ve savcıları hedef alamazsınız" diyerek
sanık Üçok'u uyardı. Bu uyarı üzerine Üçok'da kimseye hakaret etmediğini belirterek", "
Hakim ve savcıların görevle ilgili maddeleri dikkate almadıklarını söyledim" diye cevap verdi.
ÜÇOK ESKİ GENELKURMAYBAŞKANLARINI ELEŞTİRDİ
Ahmet Zeki Üçok, dönemin eski
Genelkurmay Başkanları
Yaşar Büyükanıt ve
İlker Başbuğu sert sözlerle eleştirdi.
"İDDİA DOĞRUYSA BAŞBUĞ KAHRAMAN ASKERLERİNİ SATMIŞ DEMEKTİR"
Üçok, "Sayın
Yaşar Büyükanıt ve
İlker Başbuğ döneminde, askeri yargının en temel kanunlarında değişiklik yapılmıştır. Böylece askeri mahkemelerin bütün yetkileri elinden alınmış ve adeta görev yapamaz hale getirilmeye çalışılmışlardır. Meydana gelen olumlu görev uyuşmazlıklarının kesin çözümü için, Uyuşmazlık Mahkemesine gidilerek gerçek görevli mahkemelerin tespit edilebilmesine olanak sağlanmasını istedim. Fakat dönemin Sayın
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ tarafından, bu önerilerimin hiç birisi dikkate alınmamıştır. Görevsiz ve yetkisiz
sivil savcılıklar ve mahkemelerce yürütülen
soruşturmalar ve kovuşturmaların hiçbirisi ile ilgili olarak askeri savcılıklara soruşturma emri verilmemiştir. Hatta, ne acıdır ki, kendisine gönderdiğim mektubum, bir gazetede yayımlanmıştır. Kaderin ne acı oyunudur ki, yüzlerce askerin tutuklanmasına katkıda bulunan Genelkurmay Adli Müşaviri de, benzer suçlamalara maruz kalmış ve tutuklanarak
Hasdal Cezaevine konulmuştur. Arkadaşları tarafından kendisine, niçin ısrarla askeri yargının bu sürecin dışında tutulduğu ve gerçek görevli mahkemelerin tespit edilebilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gidiş yolunun engellendiği sorulmuştur. Kendisi, Hasdal'da tutuklu bulunan arkadaşlarına, bu hususta dönemin Genelkurmay Başkanı olan İlker Başbuğ'un emir verdiğini ve askeri yargının bu sürecin dışında tutulmasını istediğini söylemiştir. Eğer bu doğru ise,Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başkomutanı olan İlker Başbuğ, generallerini, amirallerini, subaylarını, astsubaylarını verdiği emirler doğrultusunda hiç çekinmeden hayatlarını feda eden bu kahraman askerlerini satmış demektir" ifadelerini kullandı.