Aktütün Karakolu'na yapılan baskının, istihbarat raporları ve insansız uçakların görüntülerine rağmen önlenmediğine ilişkin iddialar
Genelkurmay Başkanı'nı kızdırdı.
Dün Balıkesir'de
basın toplantısı düzenleyen
Org.neral
İlker Başbuğ,
Taraf Gazetesi'nin gündeme getirdiği iddialara
cevap vermezken, medyayı sert bir üslupla eleştirdi. Bu tür haberleri yapanların 'akan ve akacak kandan sorumlu olacağını' savunan
Genelkurmay Başkanı, "Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum. Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum." dedi.
Aktütün'de yaşananlar hakkında inceleme başlatıldığını söyleyen Başbuğ, medyada
terör örgütünün başarılı gibi gösterildiğini ileri sürdü. Baskına ilişkin bilgileri sızdıranlar ve kullananlar hakkında adlî işlem başlatıldığını söyleyen Başbuğ'un açıklamasında kullandığı üslup, aydınlar tarafından 'sert ve tehdit edici' olarak değerlendirildi. Genelkurmay Başkanı'nın merak edilen hiçbir soruya cevap vermediğine dikkat çeken gazeteciler, demokratik bir ülkede sorumluluk makamındaki herkesin millete
hesap vermek zorunda olduğunu dile getirdi.
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ, Kara
Kuvvetleri Komutanlığı Astsubay
Meslek Yüksekokulu sancak
devir teslim törenine katıldı. Törene Başbuğ'un yanı sıra
Kara Kuvvetleri Komutanı
Işık Koşaner,
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Aydoğan Babaoğlu,
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Atila Işık ve Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral
Erdal Ceylanoğlu da katıldı. Orgeneral Başbuğ, törenin ardından iki uçakla Balıkesir'e getirilen gazetecilere
basın açıklaması yaptı. Başbuğ, toplantıda Aktütün Karakolu'na yapılan saldırı ile ilgili medyada yer alan haberlere tepki gösterdi. Genelkurmay Başkanı, Aktütün'ün emniyetini sağlayan Bayraktepe'de meydana gelen olayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: "İlk önce şunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Bu olay, Bayraktepe'de meydana gelen olay, bölücü
terör örgütü açısından adeta bir
intihar saldırısıdır. Bunu açın okuyun, öğrenin. Bayraktepe'de çarpışan askerlerimiz açısından ise daha önce de ifade edildiği gibi bu bir kahramanlık destanıdır. Olayın hemen akabinde, her zaman olduğu gibi olayın bütün boyutlarının incelemesi görevi
Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından, İkinci
Ordu Komutanı'na verilmiştir. İncelemenin sonuçlanmasını müteakip, kendine güvenen bütün kurumlar gibi, ki Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendine olan güveni tamdır... Dolayısıyla kendine güveni tam olan kurumlar gibi bu incelemenin sonuçlanmasını müteakip elbette, kamuoyuyla paylaşılması gereken hususlar kamuoyuna bilgi olarak verilecektir."
Bilgileri sızdıranlar ile kullananlar hakkında adli işlemler başlatıldığını aktaran İlker Başbuğ, "Şimdi bu noktaya, şu söyleyeceğim hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bütün bunlara rağmen, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum, başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum, başarılı gibi gösterenler, akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar. Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir. Bu açıdan, son sözüm şudur, dolayısıyla herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum."
Kışlada konuşur gibiydi
Sedat Ergin (Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Bu kızgın üslup benim çok tasvip ettiğim bir üslup değil. İster
sivil, isteri asker, ister de politikacı olsun, kamu görevlilerinin, kamuoyuna karşı, bu kadar çok yüksek ses perdesinden konuşmasını onaylayamam. Komutan, karargâhında maiyetindeki astlarına karşı böyle bir üslup kullanabilir. Bu üslubu kamuoyuna karşı, çok doğru bulmuyorum.
Emir verme, cevap ver
Yasemin Çongar (Taraf Gazetesi): Genelkurmay'ın en üst düzeyde Aktütün baskınından haberdar olduğu, hatta bu hazırlıkları insansız araçlardan gelen video görüntülerinden neredeyse naklen izledikleri doğru mu? Bunlar doğruysa gereği neden yapılmadı?
Kamuoyu bunların cevabını bekliyor. Genelkurmay Başkanı'nın bunların cevabını vermeden 'doğru yerde durun' gibi emir vermesi kabul edilemez.
Birikmiş stresin dışa vurumu
Ahmet Hakan (Hürriyet Gazetesi): Açıkçası çok fazla yadırgamadım, birikmiş bir stresin dışa vurumu gibi geldi bana. Bu
eleştiriler arasında makul olanlar da vardı, olmayanları da. Genelkurmay Başkanı, makul olmayan kısmını
hedef alarak sert bir açıklama yaptı. Üslup biraz öfkeliydi. Bunlardan yola çıkarak bir değerlendirme yapılabilir belki ama metne baktığımızda orada sorun gözükmüyor.
Demokratik eleştiriye gelemiyor
Mehmet Altan (Star Gazetesi): Demokratik eleştiri niye saldırı olsun? Kapalı bir
toplum olduğumuz için övgüye alışmış bir kurum. Eleştirileri saldırı olarak algılıyor. Ortada işin iyi yapılmadığına dair çok ciddi emareler var. Böyle kuvvet
komutanlarıyla bir araya gelip toplantılar yapmak, üslubu, tonu yükseltmek, korkutmaya çalışmak olsa olsa insanları yadırgatır ve üzer. Samimi değiller.
Daha sakin olmalıydı
Emekli Korgeneral Salih Acarel: İlker Başbuğ, doğru konuştu, ancak sert konuştu. Buna gerek yoktu. Kendisi çok sevdiğim komutan ama daha sakin olabilirdi.
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Türkiye'de 24 yıldır akan kan var.
Millet bunun durmasını istiyor.
Medya halka doğru bilgiler vermiyorsa bu eleştirilir, doğrusu açıklanır. Doğru bilginin karşısına bilgi ile çıkmak lazım.
Tepki normal, üslup yanlış
Oktay Ekşi (Hürriyet): İlker Başbuğ'un TSK'yı yıpratmayı amaçlayan
kampanya nitelikli yayınlar nedeniyle tepki duyması normaldir. Bu yayınlara karşı, Silahlı Kuvvetler'imizin hukukunu koruması hakkı ve görevidir; ancak bu tepkinin medya dünyasını tedirgin etmeyi amaçladığı izlenimini veren bir üslupla dile getirilmesi doğru değildir. İfade özgürlüğüne herkesin saygı duyması lazım.
Bu tehdittir, kabul edilemez
Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı): Bu müdahaleler basına 'görevini yapma' demektir. Bu bir tehdittir, ölçüsü kaçmış bir açıklamadır, bu tip tehditleri kabul etmiyoruz. Şu sıralarda herkes medyaya
ders vermeye kalkıyor. Buna Başbuğ da dahil. Başbuğ 'herkes duracağı yeri bilmeli' diyor. Evet herkes duracağı yeri bilmeli. Buna Genelkurmay Başkanı da, hükümet de dahildir.
Çelişkileri açıklaması lazım
Sedat Laçiner: Ortada cevaplanması gereken basit sorular var. Aktütün'e saldırı ne zaman başladı? Uçaklar buraya ne zaman geldi?
İstihbarat bilgilerine göre hareket edildi mi? Karanlıkta kalanların ortaya çıkması gerekiyor. Maalesef yetkililer konuştukça soru işaretleri artıyor. Yapılan açıklamalar birbiriyle çelişiyor. Çelişkilerin ortadan kalkması için ortadaki soruları cevaplamak gerekiyor.
ZAMAN