Başbuğ: AB tarafsız değil

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, AB'nin Kıbrıs konusunda tarafsızlığını ve yaptırım gücünü kaybettiğini söyledi.

Başbuğ: AB tarafsız değil

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, KKTC ziyaretini tamamladı. Kıbrıs'a geliş amacının, KTBK Komutanlığının icra ettiği "Barış 2007 Plan Semineri"ne katılmak ve KTBK ve birliklerini denetlemek olduğunu anımsatan Orgeneral Başbuğ, Kıbrıs'a yaptığı ziyaretin başka amaçlarla ilişkilendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Kıbrıs'ta çözümün, BM çerçevesinde, kapsamlı, adil ve kalıcı olması gerektiğini belirten Başbuğ, Avrupa Birliğinin (AB), Kıbrıs Rum yönetimin AB üyeliğinin 24 Nisan referandumundan yaklaşık bir yıl önce 16 Nisan 2003'te Atina'da imzalanmasıyla Kıbrıs konusunda tarafsızlığını tamamen, yaptırım gücünü de büyük ölçüde kaybettiğini söyledi. İlker Başbuğ, Kıbrıs sorununun çözüm yerinin BM olduğunu ifade etti. Kıbrıs sorununa çözüm aranırken Kıbrıs'ta ırk, dil din ve kültürel açıdan iki ayrı ve farklı halkın bulunduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini kaydeden Orgeneral Başbuğ, geçmişte yaşananların sonucunda iki halkın arasında, özellikle nüfus açısından daha zayıf durumda olan Kıbrıs Türk halkının Rum halkına karşı güven içinde olduğunu söylemenin zor olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: "Elbette iki halk arasındaki güvenliğin artırılmasına çalışmak düşünülebilir, gayret edilmelidir. Ama burada önemli olan nokta, güvenliğin artırılmasına çalışılması başka bir şey, çalışılsın, itiraz olmaz, ama geçmişte olanları unutmak, geçmişte olanlardan ders almamak ise başka bir şeydir. Bu ikisinin birbirinden ayırt edilmesinde yarar mütalaa ediyoruz." 16 Ağustos 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde göreceli huzur ve güvenlik ortamının ancak 1963 yılının sonuna kadar sürdüğünü, Aralık 1963'te Rum saldırılarının başladığını ve 1974 yılına kadar sürdüğünü anlatan Orgeneral İlker Başbuğ, KTBK'nın adadaki varlığının, 1974 yılından bugüne kadar Kıbrıs'taki huzur ve güvenin sağlayıcısı ve teminatı olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak sorumluluklarının başında, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin ve savunulmasının sağlanmasının geldiğini vurguladı. Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri (KTBK) Komutanlığının icra ettiği "Barış 2007 Plan Semineri"ne katılmak ve askeri birliklerde denetlemelerde bulunmak üzere pazartesi günü KKTC'ye gelen Orgeneral Başbuğ, adadan ayrılamadan önce KTBK'da basın açıklaması yaptı. KKTC'de bulunduğu süre içinde başta Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat olmak üzere, diğer devlet yetkilileriyle çok yararlı görüşmelerde bulunduğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, gezisi sırasında Kıbrıs Türk halkından da yakın ilgi gördüğünü belirterek, Kıbrıs Türk halkına teşekkür etti. Başbuğ, "KTBK ve birliklerinde yapmış olduğum denetlemeler sonucunda, gerçekten birliklerimizin üstün bir moral, düzen, kendilerine güven ve disiplin içinde kendilerine verilecek bütün görevleri mükemmel şekilde yerine getirebileceklerini görmekten de büyük bir mutluluk duydum. Bu duygularla, KTBK'ya ve Kıbrıs Türk halkına güven duygularım daha da artarak bugün adadan ayrılacağım" dedi. Orgeneral Başbuğ, "Bugünlere ulaşılması uğrunda canlarını vererek şehit olan kahraman mücahitler ve askerler ile başta Dr. Fazıl Küçük olmak üzere, bu uğurda unutulmaz emekleri bulunup da hayatta olmayanların hepsini rahmet ve minnetle; KKTC'nin bugünlere gelmesinde en büyük rolü oynayan başta kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş olmak üzere, bu amaç uğrunda emek veren herkesi de şükran ve saygıyla andığını" kaydetti. "İYİ ANLAŞILMALI" Kıbrıs'ın 1960 sonrası ve içinde bulunulan dönemin doğru değerlendirilebilmesi için 16 Ağustos 1960 tarihinde imzalanan Kıbrıs Cumhuriyetinin Kuruluş, Garanti ve İttifak antlaşmalarının iyi anlaşılması ve iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Orgeneral Başbuğ, Garanti Antlaşması ile, Garantör Devletlere verilen hak ve sorumlulukların başında, Kıbrıs'ın güvenliğinin garanti edilmesinin geldiğini belirtti. Orgeneral Başbuğ, "Mutlu Barış Harekatının da 1974'te Garanti Antlaşmasına dayandırılarak icra edildiğinin" altını çizdi. İttifak Antlaşmasının girişinde, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyetinin bölgedeki barışı ve her üç devletin güvenliğinin korunmasını, temel olarak kabul ettikleri ifadesinin yer aldığını kaydeden Başbuğ, "bu noktadan hareketle, bugün için de geçerli olan Türkiye'nin Kıbrıs'a ilişkin geleneksel tutum ve davranışlarını" şöyle özetledi: "Türkiye'nin, Kıbrıs Cumhuriyetinin Kuruluş, Garanti ve İttifak antlaşmaları çerçevesinde; Kıbrıs'a karşı tarihi, ahdi ve hukuktan doğan sorumlulukları ve hakları bulunmaktadır. Sorumluluklarımızın başında, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, Kıbrıs Türk halkının güvenliğinin ve savunulmasının sağlanması gelmektedir. 1960'da bu antlaşmalar imzalandığı zaman ne kadar geçerli ve yürürlükte ise bugün 2007 yılında da aynı şekilde geçerliliktedir ve geçerliliğini de koruyacaktır. Diğer sorumluğumuz ise İttifak Antlaşmasının girişinde de ifade edildiği gibi, Kıbrıs, Türkiye'nin güvenliğinin sağlanması ve Doğu Akdeniz'deki mevcut dengenin korunması açısından da tarihi, stratejik bir istikrar ve denge rolü oynamaktadır. Bunun hiç bir zaman unutulmaması lazım." "MİLLİ VE ORTAK KONUMUZ" Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin ve KKTC'nin güvenliklerini ilgilendiren milli ve ortak konusu olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:, "Bu ortak hedefe ulaşılması ve korunması için ise, Kıbrıs'ta güçlü bir Türk halkının varlığının daha da güçlendirilerek devam ettirilmesi fevkalade önemlidir. 1983 yılında kurulan KKTC'nin egemenliği, güvenliği ve siyasal eşitliğine de her zaman sahip çıkılmasının gerekliliğine inanmaktayız." Bugün Kıbrıs'ta, uluslararası toplum tarafından tanınan devletin, 1959-1960 antlaşmalarının asıl konumundaki "1960 Kıbrıs Cumhuriyeti" olmadığının altını çizen Başbuğ, uluslararası toplumun 1960 antlaşmaları gereği, Kıbrıs Rum halkının Kıbrıs Türk halkı adına söz söylemesine ve karar almasına izin vermemesi gerektiğini kaydetti. Orgeneral Başbuğ, aynı anlaşmalar kapsamında iki halkın ortak iradesi olamadan Kıbrıs Cumhuriyetinin iradesinin oluşamayacağını da vurguladı. RUM SİLAHLANMASI Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve savunulmasının sağlanması görevinin KTBK'ya verildiğini, bu görevin anayasa çerçevesinde yerine getirildiğini ve getirilmesine devam edileceğini belirten Orgeneral İlker Başbuğ, Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusunun son zamanlarda artan silahlanma faaliyetlerine de dikkat çekti. Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu: "Bizim tespitlerimiz, son dönemlerde Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusunun silahlanma faaliyetlerinde oldukça ciddi artışların olduğu noktasındadır. Bu açıdan Kıbrıs Türk halkının haklı nedenlerle Kıbrıs Rum tarafına karşı güven duymaması, duyamaması, gerçekten üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birisidir. Bugün dünyada buna benzer birçok olaylar yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. En canlı devam eden örneği ise maalesef Irak'ta görülüyor. Etnik ve mezhep farklılıkları ile karşılıklı güvenin olmamasının yarattığı çatışma ortamını net olarak bugün Irak'ta görmekteyiz. Aynı kanlı olayları Bosna'da da yaşadık." Garanti ve İttifak antlaşmalarıyla Kıbrıs Cumhuriyetinin bağımsızlığının sınırlandırıldığını, cumhuriyetin tek başına gerekli güven ortamını sağlayamayacağını ve bu nedenle 1960 Antlaşmasında güvenliğin garantör devletlere bırakıldığını anlatan Orgeneral Başbuğ, 24 Nisan 2004'te referanduma sunulan Annan planında da "her ne kadar biraz sulandırılmaya çalışılmakla beraber, Garanti ve İttifak antlaşmalarının muhafaza edilmesinin" prensip olarak kabul edildiğini anımsattı. Başbuğ, bunun, güvensizlik ortamının halen devam ettiğini gösterdiğini, Rumların Annan planına yüzde 76 oranında "hayır" demesinin de Rumların Kıbrıslı Türkler için iyi niyetli olmadığını gösterdiğini belirtti. Başbuğ, çözüm için atılacak her adımda, Kıbrıs Türk halkının güvenlik sorumluluğunu devamlı dikkate almak ve hassas olmak zorunda olduklarını vurgulayarak, geçmişte yaşananların kendilerini bu noktada düşünmeye zorunlu kıldığını vurguladı. Orgeneral Başbuğ, "Çözüm çalışmalarında, özellikle, iki kesimlilik, Garanti ve İttifak antlaşmalarının delinmeden ve sulandırılmadan korunmasını hiçbir zaman unutmamamız lazım. Eğer bu hususlarda hata yapılırsa, bu hususlara gerekli dikkat verilmezse, kanaatimizce Kıbrıs Türk halkının geleceği ipotek altına alınabilir. Bu geçmişten alınması gereken, bizce en büyük derstir" dedi. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, temaslarını tamamladıktan sonra KKTC'den ayrıldı.
<< Önceki Haber Başbuğ: AB tarafsız değil Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER