‘Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz’
Mehmet Akif’in mısraları bunlar..Cehennem olsa gelen
Göğsümüzde söndürürüz
Bu yol Hak yoludur
Dönme bilmez yürürüz
Başbakan’ın da canına ha tak etti ha edecek anlaşılan...
Konuşmak istemiyor...
Polemikten uzak durmaya özen gösteriyor...
Ya
sabır çekiyor.
Şimdi, ülkemizde milletin kayıtsız şartsız egemenliğini bir türlü içine sindiremeyenler var!
Bunu sağır
sultan da biliyor artık!
Ama milletin seçtiğini yaka paça aşağı indirmek için kollarını sıvayanların, bütün bu tezgahları
Atatürk adına kurmaları bağışlanacak bir davranış değil.
1.
CHP Anayasa Mahkemesine, kimi askeri suçların
sivil mahkemelerde yargılanmasını sağlayan yasayı iptal etmek için başvurduktan sonra, bunu Atatürkçülük adına yaptığını söylüyor. O Atatürk ki, TBMM’den içeri adımını atmadan sırtından üniformayı çıkarmış! O Atatürk ki, siyasete soyunmadan önce bir askerin mutlaka görevinden
istifa etmesini şart koşmuş. Tevekelli değil Başbakan CHP’den söz ederken, ‘Bunlar Atatürk’e de
hakaret ediyorlar’ diyor! Ve de haklı oluyor tabi!
2. Başta
Ergenekon olmak üzere, PKK’nın şehir yapılanması, KCK ve
faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmaları yürüten savcıların görevden alınmak istenmesi, milletin egemenliğine yönelik saldırıların hala korunma altına alınma çabasının bir işareti, en hafifinden.
Burada
HSYK’nın yapmaya kalkıştığını, Ergenekon davasını üzerine ölü toprağı serpmek, savcılara gözdağı vermek, onca rezilliği sümen altı etmek olarak nitelendirmek gerekir!
HSYK Üyesi Ali
Suat Ertosun’un Ergenekon sanığı Engin Aydın’la bir araya geldiğini gösteren ve başta STAR olmak üzere başka gazetelerde de sonradan yayınlanan fotoğraf bile, insanın içine
küçük (!) de olsa bir kuşku düşürmüyor mu?
3. Savcıları görevden alan
kararname, kimilerinin bi zamanlar gündeme getirdiği istemlere de ışık tutuyor galiba. Örneğin,
Sabih Kanadoğlu’nun üç ay önce Almanya’da ‘
Ergenekon soruşturması Şemdinli gibi olmaya mahkum!’ buyurmuştu. Tabi bu arada üç buçuk okuyucusu olmasına karşın, sanki milyonların elinden düşmüyormuş izlenimin veren Doğu Perinçek’in yayın organlarında, bir yanlış bilgilendirme, gerekçeleri sündürme yani bilgi kirliliği (disinformation) yaratma girişimlerini de gözden uzak tutmamak gerek!
Bütün bunları alt alta yazdığınız zaman, TBMM’de duvara çakılı, Hakimiyet Kayıtsız Şartsız
Milletindir sözünü Atatürk’ün, Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Bizimdir... Millet de Kim Oluyormuş! diye değiştirmek isteyen, gerçekten de kökü devletin ta derinlerine inen bir yapılaşma olduğunu artık kimse inkar etmemeli!. Bunlarla savaşımı sonuna değin sürdürmekse o hakimiyetin asli sahibi olan millete ve onun seçtiklerine düşüyor!
AZİZ ÜSTEL - STAR