Başbakan net konuştu: Arındıracağız !

Başbakan Erdoğan, toplum olarak, demokrasinin üzerine düşen gölgeleri tümüyle ortadan kaldırmayı daha fazla erteleyemeyeceklerinin farkında olduklarını söyledi.

Başbakan net konuştu: Arındıracağız !

Erdoğan, devleti karanlıklardan tümüyle arındıracak, hakkaniyetine inanılan, güvenilen istikrarlı bir yapıya kavuşturacaklarını vurguladı. Erdoğan, geçmişte yaşanan birtakım vahim olayları, insanlık onuru ve insaf ölçüleriyle bağdaşmayan birtakım uygulamaları bugünün Türkiye'sine kabul ettirmeye çalışmanın kimsenin haddi olmaması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti, bekası için asla zorbalığa, zulme ve haksızlığa ihtiyaç duymayacak kadar güçlüdür." dedi. Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında 'demokratik açılım' çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. İnsanın mutluluğunu toplumsal barışın en büyük teminatı olarak gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Bütün vatandaşlarımızın ülkelerine inanmalarını, güvenmelerini, ülkeleriyle gurur duymalarını istiyoruz. Tek bir insanımızın bile etnik kökeninden, inançlarından, hayat tarzından ve fikirlerinden dolayı mağdur edilmediği bir toplumsal zemin oluşturmakta kararlıyız. Türkiye'nin bu konuda geçmişten bugüne gelen birtakım sıkıntıları olduğunu kabul ediyoruz; ama bu gerçekle yüzleşmekten de kaçınmıyoruz." diye konuştu. "DEMOKRASİ ÜZERİNE DÜŞEN GÖLGELERİ DAHA FAZLA ERTELEYEMEYİZ" Erdoğan, toplum olarak, demokrasinin üzerine düşen gölgeleri tümüyle ortadan kaldırmayı daha fazla erteleyemeyeceklerinin farkında olduklarını vurgulayarak, "Adaleti ve özgürlükleri tartışılır olmaktan çıkarmadan geleceğe yürüyemeyiz. İnanç ve fikirlerin tasallut altında tutulmasının önüne geçmeden yolumuza devam edemeyiz. Türkiye, gerçekleriyle yüzleşmek, bu muhasebeyi en hakkaniyetli şekilde yapmak mecburiyetindedir." şeklinde konuştu. "HER SIKINTININ ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİYE İŞLERLİK KAZANDIRMAKTAN GEÇER" Hükümet olarak bir demokratik açılım sürecini başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: "Bu açılımla Türkiye'yi prangalarından kurtaracak iki temel hedefe ulaşmayı umut ediyoruz. Bu hedefler; terörün artık sona erdirilmesi ve ülkemizin demokrasi standartlarının en üst seviyeye yükseltilmesidir. Biz inanıyoruz ki ülkemizde yaşanan her türlü sıkıntının çözümü, demokrasiye tümüyle işlerlik kazandırmaktan geçer. Terörü bir yol olarak seçenlerle mücadelemizi elbette en etkin ve yetkin biçimde bundan sonra da sürdüreceğiz. Türkiye'nin bütünlüğünden de, insanlarımızın kardeşliğinden de asla taviz vermeyeceğiz." "DEVLETİ KARANLIKLARDAN TÜMÜYLE ARINDIRACAĞIZ" Terörle mücadelenin, askeri boyutu dışında başka boyutlarının da olduğuna işaret eden Erdoğan, "Öncelikle devleti karanlıklardan tümüyle arındıracak, hakkaniyetine inanılan, güvenilen istikrarlı bir yapıya kavuşturacağız. Teröre zemin hazırlayan sosyo-ekonomik sıkıntılara çareler üreteceğiz. Toplumsal ahengi zedeleyen her türlü ayrımcı hareket ve girişimi tartışmasız biçimde sona erdireceğiz. Demokrasiyi, adaleti, eşitliği ve hürriyeti gölgesiz biçimde tesis edeceğiz. Bunlar ülkemizin geleceği için olmazsa olmazlarımızdır. Yani bunlar sorun alanlarıdır, bu sorun alanlarını minimize etmek suretiyle kısa vadede, orta vadede, uzun vadede bu yola devam edeceğiz. Bunları başarabilirsek eğer, terör bu ülkenin tek bir karış toprağında bile kendine zemin bulamayacak, insanlarımız arasına nifak tohumlarını ekemeyecektir. İşte bizim demokratik açılım dediğimiz budur, bu açılımdan muradımız da bundan ibarettir. Milli birlik ve kardeşlik projesi olarak biz bunu ifade ediyoruz. Bir barış ve sevgi projesidir bu." ifadesini kullandı. Erdoğan, demokratik açılım adıyla gündeme gelen bu projenin, hükümetlerinin yedi yıl boyunca adım adım geliştirdiği demokratik vizyonun yeni bir aşaması olduğunu belirtti. Erdoğan, geçtiğimiz yedi yıllık zaman içerisinde Meclis'in de büyük gayret ve katkılarıyla Türkiye demokrasinin aşamalar kaydettiğini dikkat çekerek, bu dönemde OHAL uygulaması, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırıldığı, temel insan haklarıyla ilgili uluslararası anlaşmaların iç hukukun bir parçası haline getirildiği, Terörle Mücadele Kanunu'nda, hem ifade özgürlüğünü genişleten, hem de terörle mücadele alanındaki eksikleri gideren önemli değişiklikler yapıldığına işaret etti. "SORUNLARIN ÜZERİNE GİTMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ" Toplumsal mutabakat çerçevesinde Türkiye'nin bütün kronik sıkıntılarının üstüne gitmeyi sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bu elbette ucu açık bir süreçtir. Şartlar olgunlaştıkça, demokrasi ve hukuk zemininde, bu süreç, Türkiye bütün ağırlıklarından kurtuluncaya kadar, kesintisiz biçimde devam edecektir. Her gün toplumsal barışa katkı sağlayacak yeni adımlar atıyoruz. Amacımız, Türkiye'yi bütün vatandaşlarının kendilerini rahat ve özgür hissedecekleri bir ülke haline getirebilmek. Biz vatandaşlarımızı etnik kökenlerine göre veya batılı-doğulu diye, Alevi-Sünni diye, azınlık-çoğunluk diye, şehirli-köylü diye ayırmıyoruz. Hepsinin hakkını hukukunu mukaddes biliyoruz. Her insanımızın kendi değerlerini yaşama hakkına, kendini istediği biçimde ifade etme hakkına saygı duyuyoruz. Bunun Türkiye'nin zenginliği olduğunu, gücü olduğunu, bereketi olduğunu çok iyi biliyoruz." Alevilerin uzun yıllar boyunca hallerini, ihtiyaçlarını anlatacak bir muhatap bulamadıklarını ifade eden Erdoğan, kendilerinin bunlara kulak verdiğini ve birlikte tam beş Çalıştay yaptıklarını aktardı. Erdoğan, "Kendilerinin beklentilerini samimiyetle dinliyoruz. İnşallah bu konuda önemli mesafeler alacağız." dedi. "HERKES KENDİNİ BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK GÖREBİLMELİ" Farklı din ve inançlara sahip vatandaşların ibadet yerlerine ilişkin özgürlüklerinin genişletilmesi amacıyla İmar Kanunu'nda düzenlemelere gittiklerine değinen Erdoğan, şunları ifade etti: "2004 yılından bu yana 'Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulu' faaliyet gösteriyor. Bütün bunlar, Türkiye'nin asırlardır yaşattığı ahengi daha da güçlendirmek için gerekli adımlardır. Bugüne kadar ihmal edilmiş bile olsa yapılması gerekendir, olması gerekendir. Bütün insanlarımız kendilerini bu ülkenin birinci sınıf vatandaşları olarak görebilmeli, bunu hissedebilmelidir. Bu, devletin vatandaşlarına karşı bir borcu ve yükümlülüğüdür. Ve bugüne kadar hep kalkınmayla ilgili mücadeleyi verdik şimdi de adaletle ilgili mücadeleyi yoğun bir şekilde vermeye devam edeceğiz. Geçmişte yaşanan acı tecrübeler, toplumumuzun her kesimine büyük acılar yaşatmış, büyük bedeller ödetmiştir. Bizler Türkiye'ye hiç hak etmediği bu acı manzaraları daha fazla yaşatmak istemiyoruz." Erdoğan, milletin birliğini, ülkenin dirliğini pekiştirecek bütün bu açılım adımlarından çeşit çeşit korku senaryoları üretmenin, en hafif tabiriyle, bu ülkeye yapılmış büyük bir haksızlık olduğu görüşünü savundu. Erdoğan, "Dünyada vatandaşlarına daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük imkânı tanıdığı için yıkılan, parçalanan, dağılan bir ülke yoktur, olmamıştır. Ancak; korku senaryolarıyla, baskıcı ve ayrımcı politikalarla, demokrasi ve özgürlüklere uygulanan kısıtlamalarla felakete sürüklenen pek çok ülke, pek çok toplum vardır. Biz de millet olarak bu hukuksuzluklardan, bu adaletsizliklerden, bu antidemokratik alışkanlıklardan çok çektik. Bu sebepledir ki Türkiye bu karanlıklardan tümüyle uzaklaşsın istiyoruz. Bu sebeple demokrasi ve hukuk konusunda herkesten azami hassasiyet göstermesini bekliyoruz." açıklamasını yaptı. "TÜRKİYE CUMHURİYETİ, BEKASI İÇİN ASLA ZORBALIĞA, ZULME VE HAKSIZLIĞA İHTİYAÇ DUYMAYACAKTAR KADAR GÜÇLÜDÜR" Erdoğan, geçmişte yaşanan birtakım vahim olayları, insanlık onuru ve insaf ölçüleriyle bağdaşmayan birtakım uygulamaları bugünün Türkiye'sine kabul ettirmeye çalışmak kimsenin haddi olmaması gerektiğini vurguladı. "Türkiye Cumhuriyeti, bekası için asla zorbalığa, zulme ve haksızlığa ihtiyaç duymayacak kadar güçlü bir cumhuriyettir." diyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Aksini düşünenler tarih boyunca bu ayıplarıyla hatırlanacak, bu ülkeye yaptıkları bu büyük haksızlık asla unutulmayacaktır. Bugün nefretleri körükleme yerine, kardeşliği sahiplenme günüdür. Bugün kanayan yaraları şefkat ve merhametle sarma günüdür. Bugün bu ülkenin insanları arasına kin ve nifak sokmak isteyenleri hayal kırıklığına uğratma günüdür. Daha mutlu ve daha aydınlık bir ülke için hepimiz büyük bir samimiyetle çaba göstereceğiz. Geleceğin büyük Türkiye'sini inşa edecek millet iradesi işte tam bu noktada tecelli edecektir. Yüce milletimizin bu büyük memleket davasına can-ı gönülden sahip çıkacağından asla şüphe etmiyorum."
<< Önceki Haber Başbakan net konuştu: Arındıracağız ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER