Başbakan Erdoğan'dan Moya Moya
hastası
Ermenistan vatandaşı 22 yaşındaki Arthur Manukyan için
oturma izni isteyen
CHP İzmir Milletvekili Canan
Arıtman yaşananları
Taraf'a anlattı.
Manukyan ailesi size bizzat mı başvurdu? Gelişmeleri anlatabilir misiniz?
Hayır, haberi gazetelerden okudum ve yüreğim acıdı. Ve bir hekim milletvekili olarak dedim ki; ben bunu çözebilirim. Biliyorsunuz benden de çekinirler biraz. Birtakım araştırmalardan sonra o gün geldim Meclis'e. İlk oylamada baktım Başbakan AKP milletvekilleriyle salonun en dibinde oturuyor. Hemen gittim yanlarına.
Başbakan sizi görünce şaşırmıştır sanırım. Gazetelere yansıyan fotoğraflarda Başbakan ve çevresindekilerin şaşkınlıkları yüzlerinden okunuyor zira.
Haklısınız, tabii, çok büyük bir şaşkınlık geçirdiler. Sekiz yıldır ilk defa Başbakan'a gittim ve “Sayın Başbakan sizden bir ricam var” dedim. Gözlerini açtı, şaşırdı. “Türkiye'de kaçak olarak yaşayan hasta
genç bir Ermeni vatandaşı var” dedim. Çok ciddi bir
beyin hastalığı olduğunu söyledim. “Evet biliyorum. Dosyası
Sağlık Bakanlığı'nda inceleniyor” dedi. “Ben de onu biliyorum. Bir hekim olarak bu hastalığın ne olduğunu anlatayım. Zira bu hastanın bir aciliyeti var” diye açıkladım. Bu insanın tıbbi bakıma ihtiyacı olduğunu, bir sağlık merkezinin yakınında yaşaması gerektiğini, Arthur'un doktorundan edindiğim bilgileri aktardım kendilerine. Annesinin bakımına ihtiyacını olduğunu,
ekonomik durumlarının kötü olduğunu ve moral açısından özgürce memleketine gidip gelmesinde yarar olduğunu belirttim.
Peki, nasıl karşıladı sözlerinizi?
İçişleri Bakanı Beşir
Atalay da yanındaydı. “Canan hanım vatandaşlık olmaz” dedi. Ben de “Niye olmasın” dedim. Başbakan devreye girip “Tamam Canan hanım, gerekeni yapacağız. Konuyla ilgileniyorum” dedi. Teşekkür ettim ayrıldım yanından. Bugün de tekrar teşekkür edeceğim kendilerine.
Sizi daha önce azınlıklar hakkındaki çıkışlarınızla tanıyoruz. Mesela Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü kastederek “Ermenilerden özür diliyoruz kampanyasını etnik kökeninden dolayı destekliyor galiba” şeklinde sözleriniz olmuştu.
Bakın o sözlerim kamuoyuna çok yanlış lanse edildi. Bir grup o süreçte “Ermenilerden özür diliyoruz” diye bir
imza kampanyası başlatmıştı. Devlet kademesinden bir tek Cumhurbaşkanı onayladı. Hatta hiç unutmuyorum o ifadesini “İşte” dedi “Düşünce özgürlüğünü kullanıyorlar. AB de görsün bizdeki düşünce özgürlüğünü” dedi. Yani açık bir destek sundu. Oysa burada bir düşünce ifade etmenin dışında bir
eylem vardı. Bir gazeteci bana kuliste “Niçin Cumhurbaşkanı bu süreçte böyle davranıyor” diye sordu. Ben de “Cumhurbaşkanı her konuda taraflı davranıyor” dedim. Off the record olarak ona “Etnik kökenine bakılırsa bu tarafgirliğinin nedeni çok net anlaşılır” dedim. Yani burada
Cumhurbaşkanlığı görevini ideal biçimde yapmamasını eleştiriyorum. Yoksa bu ülkede tabii ki T.C vatandaşı olan herkes her göreve gelebilir. Hangi etnik kökende olursa olsun. 35 yıl boyunca İzmir'de yaşadım. Herkes beni çok iyi bilir. “Canan asla ırkçı değil, kafatasçı değil. Bir sosyal demokrat” derler.
10 bin civarında kaçak işçi olduğu söyleniyor. Arthur olayında olduğu gibi bu insanlar için de bir girişiminiz, çalışmalarınız olacak mı?
Bir kere ben ister
yerli ister
yabancı olsun kaçak statüde çalışmaya, kayıtdışına karşıyım. Çünkü bir kölelik söz konusu. Hiçbir sosyal güvenceleri yok. O insan çalışırken yaralansa ne olacak? Hele bu insan bir yabancıysa. Çünkü onların dayanacağı hiç kimse de yok. Gelin yabancı işçi ihtiyacımız varsa bunu resmîleştirelim. Bu insanlar buraya geliyorsa demek ki talep var. Tıpkı
Almanya gibi işçi talep edelim, değişik iş kolları için. Mesela bu insanlar en çok
hizmet sektöründe çalışıyorlar. Hakikaten de iyiler. Çünkü bu konuda eğitim almışlar. Onlara çalışma izinleri verelim. Sosyal güvenlik kapsamı içinde insanca çalışmalarını sağlayalım. Kimseyi köleleştirmeyelim. Çünkü öteki türlüsü köleleştirme. İzmir'de de görüyorum. Nasıl polisten kaçıyorlar. Dramlar yaşanıyor. Arthur'un annesi hafta boyu hasta bakıyor. İzin gününde de özgürce gezebilmek istiyor. En temel hakkı. Ama bu konuda birtakım çifte standartlar var. Gürcistan'dan Türkmenistan'dan çok sayıda kaçak işçi geliyor ama onlar derhal sınır dışı ediliyor. Basına kapalı bir toplantı sonrasında bunu
Dışişleri Bakanı'na sordum. Çok enteresan bir
cevap verdi: “O ülkelerin nüfusu az, onların nüfus politikalarını koruyoruz” dedi.
TARAF