Erdoğan’a verilen rakamların bir kısmının 1’den 12’nci sınıfa, bir kısmının da 5’ten 12’nci sınıfa kadar tüm öğrenciler içinde dershaneye gidenlerin oranlarından olduğu anlaşıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın dershaneleri kapatma hazırlığı sürerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon kanalında dershaneye giden öğrencilerle ilgili açıkladığı rakamlar tartışmaya neden oldu. Başbakan’ın açıkladığı rakamların gerçek rakamlarla örtüşmediği belirlendi. Bu durum “Başbakan Erdoğan’ı kim yanılttı” sorusunu akıllara getirdi.
Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta katıldığı atv’deki söyleşinin büyük bölümünü dershane konusu oluşturdu. Programda, dershanelere giden öğrenci sayısının düşük olduğunu belirten Erdoğan, buna dayanak olarak da İstanbul, Ankara, Antalya, Hakkâri, Diyarbakır, Van ve Türkiye genelinin dershaneye giden öğrenci oranlarını gösterdi.
Oranlar için “lise öğrencileri arasında” vurgusu yapan Erdoğan, dershaneye giden öğrenci oranının İstanbul’da yüzde 9, Ankara’da yüzde 14.5, Antalya’da yüzde 16.5, Van’da yüzde 5.5, Hakkari’de yüzde 6.5 ve Diyarbakır için de yüzde 6.5 olduğunu açıkladı. Erdoğan, Türkiye geneli olarak yine “lise öğrencilerine bakıldığında” vurgusunu yaparak dershaneye giden öğrenci oranı olarak da yüzde 15 rakamını verdi.
“LİSELER” VURGUSU
Ancak ulaşılan gerçek rakamlar Erdoğan’a verilen rakamlardan tamamen farklı çıktı. Başbakan’a verilen rakamların bir kısmının 1’inci sınıftan 12’nci sınıfa kadar, bir kısmının da 5’inci sınıftan 12’nci sınıfa kadar tüm öğrenciler içindeki dershaneye giden öğrenci oranlarından oluştuğu görüldü. Ayrıca, Erdoğan rakamları verirken “liseler” vurgusuna özellikle dikkat çekmişti. Bugün'ün haberine göre, Dershaneye gidenlerle ilgili eldeki veriler Başbakan’a verilen rakamlarla karşılaştırıldığında gerçek rakamlar ortaya çıkıyor. Buna göre:
ARADAKİ FARK
İstanbul için Başbakan’a verilen rakam yüzde 9. Oysa İstanbul’da 12’nci sınıf öğrencileri arasında dershaneye gitme oranı yüzde 70 iken bu oran 9-12’nci sınıflar baz alındığında yüzde 25.1 olarak gerçekleşiyor. Arada yüzde 16.1’lik bir fark var.
Ankara için Başbakan’a verilen rakam yüzde 14.5. Ancak başkentte 12’nci sınıf öğrencileri arasında dershaneye gitme oranı yüzde 55. Bu oran 9-12’nci sınıflar yani liseler baz alındığında yüzde 22.1 olarak gerçekleşiyor. Arada 7.5 puan fark var.
Antalya için Başbakan’a verilen rakam yüzde 16.5. Ancak Antalya’da 12’nci sınıf öğrencileri arasında dershaneye gitme oranı yüzde 63. Bu oran 9-12’nci sınıflar baz alındığında yüzde 24.7 oluyor. Aradaki fark yüzde 8’i buluyor.
Diyarbakır için Başbakan’a verilen rakam yüzde 6.5. Ancak Diyarbakır’da sadece 12’nci sınıflar arasında dershaneye gitme oranı yüzde 47 iken 9-12’nci sınıflar baz alınarak oranlandığında bu rakam yüzde 18,5 olarak çıkıyor. Aradaki fark yüzde 12’yi buluyor.
Hakkâri için Başbakan’a verilen rakam yüzde 6.5. Bu ilde 12’nci sınıflar arasında dershaneye gitme oranı yüzde 24 iken bu oran 9-12’nci sınıflar baz alındığında yüzde 7.6 olarak gerçekleşiyor. Arada yüzde 1 fark var.
Van için Başbakan’a verilen rakam yüzde 5.5. Ancak bu ilde 12’nci sınıf öğrencileri arasında dershaneye gitme oranı yüzde 41 iken bu oran 9-12’nci sınıflar arasında yüzde 12,5 olarak gerçekleşiyor. Arada yüzde 7’lik fark var.
OKUMA SALONSUZ ORAN
Ve nihayetinde Türkiye geneli için Başbakan’a verilen rakam yüzde 15. Ancak ülke genelinde 12’nci sınıf öğrencileri arasında dershaneye gitme oranı yüzde 60.9. Bu oran 9-12’nci sınıflar ölçü alındığında yüzde 25 olarak şekilleniyor. Arada 10 puanlık bir fark var.
Bu verileri okurken Doğu ve Güneydoğu’daki illerde ücretsiz okuma salonlarının varlığı da dikkate alındığında aslında liselere ve üniversitelere hazırlık için eğitim alan öğrenci oranları açıklanan oranların çok daha üstüne çıkıyor.
Esas olarak liselere hazırlık için öğrencilerin çok büyük bir bölümü 8’inci sınıfta, üniversite hazırlık için ise 12’nci sınıfta dershaneye gidiyor. Bu sınıflarda dershaneye gitme oranı bölge bölge bakıldığına büyük bir rakam karşımıza çıkıyor. Öğrenci sayısı olarak 8’inci sınıflar baz alındığında Akdeniz Bölgesi’ndeki 164 bin 8’inci sınıf öğrencisinden 78 bini, Doğu Anadolu’da 102 bin öğrenciden 35 bini, Ege’de 133 bin öğrenciden 70 bini, Güneydoğu’da 191 bin öğrenciden 46 bini, İç Anadolu’da 187 bin öğrenciden 94 bini, Karadeniz’de 101 bin öğrenciden 61 bini, Marmara’da 332 bin öğrenciden 142 bini dershaneye gidiyor. Buna göre 8’inci sınıfların Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 48’i, Doğu Anadolu’da yüzde 35’i, Ege’de yüzde 53’ü, Güneydoğu’da yüzde 24’ü, İç Anadolu’da yüzde 51’i, Karadeniz’de yüzde 61’i, Marmara’da ise yüzde 43’ü dershaneye gidiyor.
SON SINIFLARDA RAKAM YÜKSEK
Üniversiteye hazırlanan 12’nci sınıflar ele alındığında da dershaneye gitme oranının daha da yükseldiği görülüyor. Öğrenci sayıları ve oranları açısından Akdeniz’de 99 bin öğrenciden 55 bini (yüzde 55.8), Doğu Anadolu’da 46 bin öğrenciden 28 bini (yüzde 62.2), Ege’de 91 bin öğrenciden 53 bini (yüzde 58.5), Güneydoğu’da 74 bin öğrenciden 38 bini (yüzde 52), İç Anadolu’da 125 bin öğrenciden 73 bini (yüzde 58.3), Karadeniz’de 77 bin öğrenciden 51 bini (yüzde 65.6), Marmara’da ise 224 bin öğrenciden 149 bini (yüzde 66.5) dershaneye gidiyor.
Türkiye genelinde ise 1 milyon 212 bin 8’inci sınıf öğrencisinden 528 bini (yüzde 43), 739 bin 12’nci sınıf öğrencisinden 450 bini (yüzde 60.88) dershaneye gidiyor. Türkiye’de 0-12 arası toplam 16 milyon 354 bin öğrenci var. Bu öğrencilerin 5 milyon 410 bini ilk 4’te (ilkokul), 4 milyon 796 bini ikinci 4’te (ortaokul), 3 milyon 895 bini de son dörtte (lise) okuyor.
Dershaneleri kapatmak Anadolu’daki öğrencilerin önünü keser
BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, dershane, etüt merkezleri ve okuma salonlarının kapanmasını asla tasvip etmediklerini söyledi. Öğrencilerin eksik kalan derslerini tamamlayan ve sayısı 3 bini geçtiği ifade edilen dershaneleri Milli Eğitim’de altyapısını hazırlamadan yasa ile kapatmanın Anadolu çocuklarının önünü keseceğini ifade eden Kartal, “Ayrıca okuma evlerinin ve etüt merkezlerinin kapatılması ise kabul edebileceğimiz bir şey değildir” dedi. 100 bin kişinin istihdam edildiği bu kurumları bir çırpıda yasa ile kapatmanın yaklaşık 500 bin kişinin aşsız kalacağı anlamına geldiğini vurgulayan Kartal, “Sınavların olduğu bir ülkede ders takviyesi yapan kurumlar kapatılamaz. Ayrıca, buralar istihdam sağlayıp vergi üreten kurumlardır. Dershaneleri kapatmak bu tür yerleri kayıt dışı kurumlar haline getirir ve merdiven altlarına indirerek ülke ekonomisine de zarar verir” diye konuştu.