Erdoğan, Ergenekon kazılarında ortaya çıkartılan cephaneliklere değinerek, ''Çukurlardan çıkan bombalar neyin nesi?" dedi. Olayı ortaya çıkartan güvenlik güçlerini de tebrik etti. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. Konuşmasında İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısına tepki gösteren ve uluslurarası camiaya yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şunları söyledi: "İsrail'in operasyona 3. haftasına girdi. Ölü sayısı 900'e yaklaştı. Masum çocuk ölümlerinin canlı yayınlarla heryere ulaşmasına rağmen ateşkes sağlanamıyor. BM Güvenlik Konseyi'nin, ABD'nin çekimser ve diğer üyelerin oy birliği ile verdiği ateşkes kararına İsrail'in tepkisi 'biz bu kararı tanımıyoruz' yönünde olmuştur.İsrail'in bu tepkisi, uluslararası anlaşmalara karşı da konumunu tekrar belirlemesi bakımından önemlidir. Saldırıların durması için uluslararası toplumun önemli bir bölümü duyarsız bir tutum sergilemeye devam ediyor. Adeta 'İsrail işini bitirsin sonra devreye gireriz' şekilde tavır sergileniyor. Bu saldırılara karşı susmak sebep olunan drama ortak olmaktır. Ölen masum çocuklardan, sessiz ve tepkisiz kalan herkes sorumludur. İnsanlık vicdanı yara almıştır. Bizler umutlarımızı yitirmedik ve yitirmek istemiyoruz. Gazze'de yaşananlar artık diplomasinin sınırlarını aşmış durumundadır. Tekrar söylüyorum, İspanya'dan kovulan Museviler o zaman mağdurdu. Mağdur oldukları için Türkiye onlara Osmanlı olarak bağrını açmıştır. Ama şimdi o mağduriyeti yaşamış olan Museviler, İsrail olarak Filistin'e bomba yağdırıyor ve mağdur bir toplum meydana getiriyor. Buna Müslümanları sahiplenme noktasında değil insan olarak yaklaşıyorum. Biz bu yaklaşımımızı sadece Filistin'de yapmadık.Dün Gürcistan'da da yaptık. Gürcistan'a insanı yardımı ilk biz gönderdik. Filistinlilerin karşısındaki yaklaşım insani olmaktan öte bize tarihin acı sayfaları yeniden açılıyor mu sorusunu sormaya sevk ediyor. Çünkü yaklaşım tarzlarını beğenmiyoruz. Bu konuşmalarımız üzerine uluslararası medyada yazılar çıkıyor. Benim duygusallığım Filistin'de şehit olan bütün sivillere karşıdır ama İsrail'in uygulamalarına karşı değildir. İsrail'in uygumalarına karşı siyasetçi olarak duruyorum. Hala acımasızca devam eden bu hal katlanılır bir süreç değildir. Buradan tüm dünyaya seslenmek istiyorum; Gazze'de sivillerle birlikte insanlık ölüyor. Masumiyet ölüyor. İnsanlık vicdanı, onuru ölüyor. Bu saldırılara sessiz kalanlar tarih önünde bunun hesabını vereceklerdir Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz barıştan, huzurdan, istikrardan yanayız. Biz sivillerin ölmesine, çatışmaya karşıyız. Bölgede çatışmalar sürerse barışa ulaşamayız. Bu gelişmeler barışı ortadan kaldırır ve Ortadoğu'yu ateş cemberine hapseder. İkide bir Türkiye'de bir şeyler söyleniyor. T.C. Başbakan'ı BOP'un eşbaşkanıdır, oradan çekilsin deniyor. Yavru muhalefetin lideri bugün BOP'ta bu işi çözsün diyor. BOP'nin amaçları bellidir ve o amaçların içinde Türkiye'nin üstlendiği görev bellidir. Ama bunu okumamışsa ben napıyım. BOP, Ortadoğu barışına, ekonomik kalkınmasına, özgürlüğe yönelik olarak kurulmuştur. Şu an da zaten doğmadan ölen proje durumuna düştü. Bunun bizi bağlayıcı hiçbir yanı yoktur. Bununla ilgili bizi bağlayan Tayyip Erdoğan'ın attığı imza yoktur. Biz sadece insanı olarak bu görevi üstlendik. Bunu durup durup söylemek sadece siyasi istismardır. Ana ve yavru muhalefet bizim Ortadoğu'da duyduğumuz hassasiyeti duymadı ve bundan sonra da duyamaz. Yavru muhalefet bizden önce iktidardaydı ve 3.5 yıl sonra da bırakıp kaçtılar. O masum çocukların oyun bahçelerinde katledilmesi mazur gösteriliyor. Özellikle İsrail ile bağlantılı olan Yahudi desteği altında olan medya tarafından 'Teknik hata yapıldı. Terörist olan gruplar çocukların arkasına saklanıyor, yanlışlık oldu' diye haberler yapılıyor. Ülkemizin bazı medya kuruluşlarında da İsrail'in bu saldırılarına mazur görmele yönelik tavır sergileniyor. Bizim de söylemlerimizi 'yarınlar düşünülmelidir', 'Gelecekte ilişkilerimiz nasıl olacak' diye söyleyenler oluyor. Ne olacağını çok merak ediyorsan gelirsin sizinle özel olarak konuşuruz. Her şeyi buradan konuşmanın anlamı yok. Siyasette özel temsilci yoktur diye köşe yazarları var bu ülkede. Önce insan bunu bir sorar öğrenir böyle bir mekanizma var mı diye. Evet beyefendi özel temsilci vardır. Dünyada birçok ülkenin özel temsilcileri vardır. Türk medyasının büyük çoğunluğu bu konuda hassasiyeti koruyor. Hiçbirimiz Yahudi karşıtlığına prim vermedik. Ama İslamofobi konusunda tavrınızı koyun dediğimizde tereddüt edenler oldu. Ama şu anda Filistin'de bunun bir uygulaması yapılıyor. Orada Müslüman siviller katliama tabii tutuluyor. Başbakan'ın açıklamaları sert diyenler var. Herhalde bu fosforlu bombalardan daha sert değildir... Tanklardan çıkanlardan daha sert değil herhalde. Ben de herşeyden önce bir insanım ve bir babayım... Buradan CHP ve MHP'ye sesleniyorum. Bize öneriniz varsa özel temsilcilerinizi gönderin. Oturup konuşalım ve müşterek bir şeyler yapalım. MHP lideri bugün yine İsrail Başbakanı ile ne konuştu diyor. Benim söylediğime inanmıyorsun ki. İsrail ile Suriye'yi konuştuk diyorum sen hala bu olaylarla ilgili hale getirmeye çalışıyorsun. Bana inanmıyorsun ben ne anlatayım sana... Olayın aslı bu... Siyaseti istismar aracı olarak kullanmanın örneği budur. Zaten politikanın insafsız yanı budur. Ortada devam eden bir soruşturma ve mahkeme süreci var. Savcılarımız tamamen bağımsız şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Süreç hukuk çerçevesinde, yasalar çerçevesinde işliyor. Esasen hükümet olarak siyasetçiler olarak vatandaş olarak bize düşen hukuk kurallarının sağlıklı işlemesine yardımcı olmaktır. Durumdan vazife çıkarmak yasalara aykırıdır ve hukuka zarar verecektir. Üç erk birbirine müdahale edemez. Yasama kendine düşen görevleri yerine getiriyor. Yürütme özellikle emniyetimiz açısından kalkıpta adaletin kendisine verdiği görevi yerine getirirken niçin birileri bundan rahatsız oluyor? Bunu hayretle karşılıyorum. Bize düşen hukuk kurallarının en sağlıklı işlemesine yardımcı olmaktır. Durumdan vazife çıkarma gayreti içinde olanlar var. Bütün modern devlet sistemlerinde yasama gayet serbest hareket etmektedir. Üç erk birbirine müdahale edemez. Biz kirlilikleri ortaya çıkarma gayreti içinde olduk hükümet olarak. Biz mafyalar, çeteler ile mücadele edeceğiz dedik. Mafyalar ile mücadelemiz bir intikam hırsına dayalı değildir. Ana ve yavru muhalefet bunun intikam hırsından kaynaklandığını söylüyor. İnsan burada insaf eder sıkılır. Günlerdir çukurlardan çıkarılan bu bombalar bu silahlar neyin nesi? Birilerini vurmaya yönelik bu planlar neyin nesi? Yargı yüretmeye böyle bir görevi vermiş, yürütme bunu sümenaltı etmeden maydana çıkarmışsa o zaman bizim güvenlik güçlerini alkışlamanız gerekir. Hangi kurumun içinde olursa olsun bunu yapanlar varsa bunun karşılığını görmesi lazım. Kişilerin işlemiş olduğu suçlar nedeniyle kimse kurumları zan altında bırakma yetkisine sahip değildir. Biz kimsenin kurumunu zan altına sokamayız. Sokanlara da iyi yapıyorsunuz diyemeyiz. Dün gece olanları görüyorsunuz? İnsanı hayrete düşüren silahlar... Harbe mi gidiyoruz ya nedir bu hal.. Bu ülkede neler oluyor... Bunlar daha işin başı... Daha neler gelecek insanı düşündürüyor. Birilerinin bu işe cesaretle gitmesi gerekiyor. Bu noktada güvenli cesaretle adımını atan herkesi kutluyorum. Biz torunlarımıza tertemiz bir Türkiye bırakmak zorundayız. Bunun adımlarını atıyoruz. Kuru hameset ile bu iş çözülmedi. Çok şeyler sümen altına girdi bu ülkede. CHP lideri devam eden hukuk sürecini müdahale etmek istiyor. CHP liderinin hukuk fakültesi mezunu olduğunu biliyoruz. Avukatlık yaptığını da biliyoruz. Herhalde hukukun temel ilkelerini benden daha iyi bilir. Bir dönem geliyor çetelerle, gladyoyla mücadele edilmeli diyor. Bir dönem geliyor çetelere mafyaya avukatlık yapıyor. Bir dönem çetelerin üzerine gidilmesi için soru öngergesi veriyor bir dönem geliyor ıvır zıvır ifadesini kullanıyor. Neden korkuyor sunuz sayın Baykal? Neden çekiniyorsunuz? Telaş etmenize gerek yok. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Bazı isimlerle gönül bağınız ilişkiniz olabilir. Bu ülkenin savcısı soruştumasını yapar, masum ise masumiyetini açıklar. Şüpheli ise mahkemeye gönderir. Hiç telaş etmeyin. Mahkemeler üzerinde siyasi baskı oluşturmaya çalışmayın. Aksi ispat edilene kadar herkes masumdur. Bizim anlayışımız budur. Elinizi ve dilinizi hukukun üstünden lütfen çekin... Anayasanın bu konu ile ilgili maddesini de hukuku anayasayı koruyacak olanların bu konu üzerinde hassasiyetini rica ediyorum. Birileri söylediği zaman yargıya müdahale var denirken, Baykal söylediği zaman ne kadar güzel söylemiş diyenleri de kınıyorum. Geçmişte bunun acısını hep birlikte yaşadık."