Başbakan konuşmasına Mevlana'nın gel çağrısıyla başladı. Başbakan Erdoğan, "İslamı törerle özdeşleştirmeye çalışanlar adına islamafobya denen vehmi yaygınlaştırmaya çalışanları mevlanayı okumaya ve anlamaya çagırıyorum." dedi. Erdoğan, Mevlana'nın Vuslatının 735. Yıl Dönümü nedeniyle, Mevlana Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma programına katıldı.Tören başlamadan önce CHP Lideri Deniz Başkal ile kısa süre sohbet eden Erdoğan, Mevlana'nın insanlığın medarı iftiharı olduğunu söyledi. Erdoğan, Hazreti Mevlana'yı vuslatının 735. yılında hep birlikte andıklarını belirterek, şöyle konuştu; ''Hz Mevlana için bugün ölüm yıl dönümü değil, ikinci doğum yıl dönümüdür. Zira Mevlana, ölümü yeniden doğuş olarak kabul ediyordu. İşin aslı da odur. Vefatından evvel, 'Cenazemi görünce ayrılık, ayrılık deme, sana ölüm görünür, aslında doğmaktır o' buyurmuştur. Hakkın rahmetine erdiği o günü kendisi için bir vuslat günü, kavuşma günü olarak addetmiştir. Kendi deyimiyle o gün Şeb-i Aruz'dur. Düğündür." Mevlana'nın Afganistan'ın Belh şehrinde doğduğunu hatırlatan Erdoğan, yaşadığı şehir olan Konya'dan tüm insanları barışa, sevgiye, hoşgörüye davet ettiğini söyledi. Mevlana sonsuz hayatın kapılarını aralayıp gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, geride insanlığa değerli bir miras bıraktığının altını çizdi. Başbakan, konuşmasına şöyle devam etti: "Yüzyıllar önce söylediği sözlerinde bugün bir eksilme ve eskime olmadı. Medeniyetler beşiği Anadolu, o ve onun gibi gönül erlerinin insanlık sevgisiyle yoğrulmuştur.'' Anadolu coğrafyasında yüzyıllardır Mevlana'nın hoşgörüsü sayesinde üç büyük dinin mensuplarının özgürce ibadetlerini gerçekleştirdiklerini belirten başbakan, bu sayede camiler, kiliseler, havraların bu anlayış içinde inşaa edildiğine dikkat çekti. Hiçbir topluluğun ırkından, kimliğinden, dininden ötürü öbürküleştirilmediğini ve asimilasyona uğramadığını kaydeden Erdoğan, "Bu coğrada hiçbir semavi dinin temsilcisi karikatürize olmadı. Tahkir görmedi. Alaya alınmadı. Yanlış yapanlar toplumdan destek bulmadı. Toplum içinde barınamadı. Sevgi her zaman düşmanlığa galip geldi. Merhamet her zaman öfkeye galip geldi. İşte bunlar Mevlana Celaleddini Rumi ve onun gibi sevgiyi, barışı ve adaleti insanlığı öne çıkaran alimlerimizin klavuzlugğunda gerçekleşti. Her gün yeni bir gerilimin çatışma teorisinin ortaya atıldığı günümüz dünyasında bu dünyada filizlenen insanlık sevgisi bir umut ışığı taşıyor. Bugün islamı terörle şiddetle özdeşleştirmeye yeltenenler yüzyıllardır bu coğrafyada dile getirilenleri görmezden gelemezler. İnsanları dillerindne dinlerinden ırklarından dolayı ötekileştirenler yüzyıllardır farklılıkları bir anlayışı reddedemezler. İslamı törerle özdeşleştirmeye çalışanlar adına islamafobya denen vehmi yaygınlaştırmaya çalışanları mevlanayı okumaya ve anlamaya çagırıyorum." dedi. Bu günün insanlarının ve dünyanın Mevlana'nın sözlerine çok daha fazla ihtiyaç duyduğunu dile getiren Erdoğan, günümüz dünyasını bombalarla tanklarla şekillendirmeye çalışanların insanlığa kandan ve gözyaşından başkta bişey kazandırmadığını söyledi. Güce ve şiddete dayalı anlayışların medeniyetler ve kültürler arasında derin fay hatları oluşturduğuna dikkat çeken Başbakan; "İnsanlar kalplerinde sevgiyi değil öfkeyi besliyor. İnsanların bir kısmına bolluk ve refah sunarken çoğunulğunu yoksulluğa ve gelir adaletsizliğine sürüklüyor. Bunları hep birlikte gördük görüyoruz. İnsanları kamplaşmalara dünyayı kutuplaşamya iten anlayışların medeniyetleri çatışmalara iten kör ideolojijlerin insanları tehlikeli bir noktaya sürüklediğine hep birlikte şahit olduk oluyoruz. Maalesef kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan anlayışlar, değişmek, sevgi süzgecinden geçerek kendilerini yenilemek zorundadır. İşte biz Türkiye olarak BM riyasetinde İspanya ile medeniyetler ittifakını kurduk bunun için bu platformunu çalıştırıyoruz." diye konuştu. Mevlana'nın Afganistan'da doğduğunu anımsatan Erdoğan, ''Doğduğu evi de hamdolsun restore etmek, restorasyonunu yapmak, o da bize nasip oldu. İnşallah restorasyonunu yapıyoruz. O mühür Mevlana ile vurulmuş olacaktır. Özellikle gençlerimiz iyi bilsinler ki bu değerlere sahip çıkmak su iklimi yaşatmak, bu eşsiz hazineleri muhafaza etmek sadece bizim için değil bütün insanlığın geleceği için de büyük önem taşıyor. Bugün Batı dünyasının Hümanizm diye sıraladığı değerler yelpazesi, Anadolu'ya bin yıldan bu yana egemen olmuş bir anlayıştır. Öyleyse tam da mevlananı ifade ettiği gibi artık yeni şeyler söylemek lazım. İsanlığın kurtuluşu için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz. Çünkü dünde kaldığı çan cancığazım. bugün tüm dünya bizimle birlikte biliyorki mevlana evrensel birşahsiyettir." "Mevlana bir pergel gibi bir ayağı Konya da diğer ayağı 72 mileti dolaşıyor. Dünya'nın her tarafından ona duyulan ilgi ve sevg iher yıl artıyor." diyen Başbakan, UNESCO'nun doğumunun 800 yılı vesilesiyle geçen yılı Mevlana yılı olarak ilan ettiğini hatırlattı ve Mevlana'nın sevgi ve hoşgörü insanı olduğunun altını çizdi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Yaradılanı yaradandan ötürü severiz' sözü bu topraklarda yaklaşık bin yıldır dilden dile aktarılmaktadır. Kinin, nefretin, kavganın dışlandığı bir aşk coğrafyasıdır Anadolu toprakları. İşte Pir Sultan Abdal, O da Mevlana gibi gel diyenlerden. 'Gel insanlar bir olalım' diyor. İşte Yunus Emre; 'Gelin ey kardeşler gelin tanış olalım' diyor. İşte Hacı Bektaş-ı Veli; 'Gelin bir olalım', az önce söylendi, iri olalım, diri olalım, bir olalım' diyor. İşte Aşık Veysel; 'Gelin birlik kavline girelim kardeşler' diyor." Bugünün siyasetçileri, yöneticileri olarak kendilerine düşen görevin en kısa sürede bu evrensel barış çağrılarını en kısa zamanda gerçekleştmek olduğunun açıklayan Recep Tayyip Erdoğan, küresel ölçekte bir başarıya ulaşabilmek için bunu gerçekleştirilmesinin önemine işaret etti. Yapılan konuşmaların ardından Türk Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Ahmet Özhan bir konser verdi. Program, sema gösterisiyle sona erdi. Tören boyunca Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Başbakan Erdoğan ve CHP Lideri Baykal'ın arasında oturdu. (CİHAN)