Erdoğan, “İsrail’in bu adımlarının arkasında 3 çocuk meselesi yoktur. Çocukları en iyi öldürmesini bilen devlet İsrail’dir. O zaman da bugün de plajda çocukları öldürdüler. İnsanlığın vicdanı kanamıyor. İslam dünyası tavrını ortaya net koymadığı sürece bu sıkıntılar daha çok sürer.” dedi. "İsrail dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir' diyen Erdoğan, "Ortadoğu'da barışını tehdit eden bir ülkedir. Dolayısıyla da Türkiye olarak biz kendimiz bir defa, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece, hiç bir zaman İsrail ile zaman olumlu bir şey düşünemem" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde Cuma namazı kıldı. Başbakan Erdoğan, namaz çıkışında açıklama yaptı. Erdoğan, Filistin konusunda değerlendirmelerde bulunarak, "Bu olaylar başladığı sürede bazı açıklamalarım olmuştu. Şu anda Maslahatgüzar seviyesinde devam eden bu srüecin bundan sonraki yol haritasında şüphesizki Türkiye olarak bir devlet terörü estiren İsrail'e karşı olumlu bakmamız söz konusu değil. Uluslarası kara sularında daha önce bir terör estirmişti. Ve bu terörden sonra araya uluslararası camialar girdi. Bizim baştan itibaren üç şartımız vardı. Bundan sonra bizim üç şartımız vardı. Özür, tazminat ve Filistin ambargosu. Bunun ilk maddesindeki özürü dilemişti. Daha sonra tazminatta olumlu bir noktaya gelindi. Fakat Filistin'e ambargonun kaldırılması noktasında imza aşamasında olduğunu söylüyorlardı. Bunun üzerine bu olaylar patlak verdi. Burada bir gerçeği ortaya koymamız lazım" dedi.
"YİNE PLAJDA ÇOCUKLARI BOMBALARLA ÖLDÜRÜYORLAR"
İsrail'in şu anda attığı bu adımların arkasında çocuk meselesi olmadığını aktaran Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların hepsi yalan. Çünkü çocukları en iyi öldürmesini bilen devlet İsrail'dir. Bunu ben daha önce Davos'ta söylemiştim. O zamanda çocukları plajda vurmuşlardı. Şimdi yine plajda çocukları bombalarla öldürüyorlar."
"İSLAM DÜNYASI İSRAİL'E KARŞI TAVRINI NET KOYMADIĞI SÜRECE BU SIKINTILAR DAHA ÇOK SÜRECEKTİR"
"Şu anda insanlığın vicdanı sızlamıyor, kanamıyor. Maalesef, İsrail, aynı zulmüne, aynı orantısız güç kullanımına devam ediyor. Çağrım İslam dünyasınadır. İslam dünyası İsrail'e karşı tavrını net koymadığı sürece bu sıkıntılar daha çok sürecektir. Ama Türkiye olarak bizim İsrail'e tavrımız nettir. Biz İsrail'le olan ilişkilerimizi adeta sıfırlamış noktadaydık. Bir normalleşme talebinin gelmesi sebebiylede, bir normalleşme ümidini bu üç maddye bağlamıştık. Bu üç madde yerine gelmediği için zatan normalleşmenin olması bundan sonra da görünüyor ki mümkün değil."
"HİÇ BİR ZAMAN İSRAİL'LE OLUMLU BİR ŞEYİ DÜŞÜNEMEM"
"İsrail şu anda terör estiriyor, İsrail şu anda bir soykırım uyguluyor. İsrail, Hamas ve El Fetih arasında ulusal mutabakat hükümetinin kurulmasını arzu etmiyor. Bunu arzu etmediği gibi de, şu anda orada bu kıyımını devam ettiriyor. Bir başka adımı; malum Mısır'la olan görüşmelerinde, Hamas'ı dışlama gayretleridir. Burada taraf olan bir defa Hamas'tır, Gazze'dir, Filistin'dir. Bu akşam Mahmud Abbas burada olcak. Kendileriyle iftar sofrasında sonra görüşmelerimiz olacak ve bunları etraflıca görüşeceğiz. Ama görünen gerçek o ki; İsrail dünyada barışı tehdit eden bir ülkedir, Ortadoğu barışını tehdit eden bir ülkedir. Hiç bir zaman barış yanlısı olmamıştır. Zulmetmiştir, zulmetmeye devam etmektedir. Dolayısıyla Türkiye olarak, kendimiz, şahsen ben bu görevde bulunduğum sürece hiç bir zaman İsrail'le olumlu bir şeyi düşünemem. Başkaları düşünebilir o beni enterese etmiyor. ben ve sorumluluğum altında ki yönetim, biz bu görevde olduğumuz sürece asla bu işe olumlu bakmayız."
"BİZİM İÇİN EGEMEN GÜÇLERE ŞİRİN GÖRÜNMEK DEĞİLDİR ASLOLAN"
"Tayyip Erdoğan'ı farklı bir şekilde Batı tanımlayabilir. Gerilimci, gergin bakar, diyebilirler. kendilerine göre arayışlar içerisinde olabilirler. Ama ben hakkın ve halkın rızasını kazanmakla görevliyim. Bütün hedefim, bütün arzum bunun üzerine kuruludur. Ben güçlere şirin görünmenin gayreti içerinde bugüne kadar olmadım. Bundan sonrada olmayacağım. Bizim için egemen güçlere şirin görünmek değildir aslolan. Mazlumların, mağdurların yanında yer almaktır. Çünkü hukuk gücün tayin ettiği eğer bir güç olursa orada zulüm vardır. Onun için biz hukuku hakkın ve haklının elinde ki bir unsur olarak değerlendirmemiz lazım. Böyle değerlendirdiğimiz sürecede er geç İsrail bu zulmüyle devam edemez."
"ONLARINDA NE YAZIK Kİ CİDDİ BİR TAVIR ALAMADIKLARINI GÖRÜYORUZ"
"Şu anda burada galip gibi görünebilir. Ama sonunda mağlup olacak olan İsrail'idr. Bu dünyda belli yerlerde yaşayan Yahudileri'de rahatsız edecektir. Burada İsrail devleti çok yanlış oynamaktadır. Biz bu noktada başta ABD olmak üzere, Rusya ve diğer batılı ülkeler.. Onlarda bu konuda maalesef endişe belirtmekle bir yere varmak istiyorlar. Endişe belirtmekle bir yere varılmaz. Şu an BM Güvenlik Konseyi'nin, BM'nin dünya barışına karşı, onlarında ne yazık ki ciddi bir tavır alamadıklarını görüyoruz. Onlarda yine endişelerinden bahsediyorlar. Bir defa süratle BM'nin dünya barışına katkısının nasıl olduğu veya olacağını burada test ediyoruz.
Önümüzde biliyorsunuz Eylül’de BM Genel Kurulu filan olacak orada da bunları Türkiye çok farklı şekilde getirecektir."
"GÜDÜMLÜ DEMOKRASİ İLE BARIŞI YAKALAYAMAZSINIZ"
"İster Sisi’den gelsin ister İsrail’den gelsin, Sisi taraf mıdır? Sisi kendisi zalimdir çünkü darbecidir. Diğerlerinden farkı yok. Hamas’ın gıda yardım yollarını kapatan odur. Sen Mısır olarak taraf değilsin ki. Olacaksan arabulucu ol. Taraf Filistin’dir, Gazze’dir. Mısır’a meşruiyet kazandırmaya çalışıyorlar. Darbeci hükümet kendisi çaldı kendisi oynadı kendisini seçtirdi. Demokrasi bu mudur? Soruyorum size. Güdümlü demokrasi ile barışı yakalayamazsınız." diye konuştu.