Ocak ayında Brüksel'i ziyaret eden Baş
bakan Tayyip Erdoğan ve
Başmüzakereci Egemen Bağış'ın mahalli
seçimlerin ardından AB reformlarının başlayacağına ilişkin verdikleri sözleri tutması istendi.
27
Nisan muhtırası,
367 krizi,
cumhurbaşkanlığı seçimleri ve başörtüsü tartışmalarının ardından mahalli seçimlerin de neticelendiğine işaret eden AB yetkilileri, Erdoğan hükümetinin AB reformları konusunda samimi olup olmadığının artık netleşeceğine vurgu yapıyor. AB'nin, önümüzdeki günlerde reformlar konusunda daha yüksek sesle
mesaj vereceğine işaret ediliyor. İlk kuvvetli mesaj, önceki gün yapılan Karma
Parlamento Komisyonu toplantısında Genişleme Komiseri Olli Rehn'den geldi. Mahalli seçimlerin bütün ülkelerde olduğu gibi büyük enerji tükettiğini belirten genişleme komiseri, seçimlerin geride kaldığını ve
Türkiye'nin reformlara bir defa daha odaklanması gerektiğini söyledi. Erdoğan'ın "cesur reformlar" konusunda söz verdiğini kaydetti.
2009 yılının
Kıbrıs dolayısıyla zor geçeceğine işaret eden
Avrupalı diplomatlar, 2002-2005 arası reform ruhunu yakalayan bir hükümetin Avrupa'daki bütün muhaliflerini etkisiz hale getireceğini düşünüyor.
Eylül ayı sonunda
Almanya'da yapılacak genel seçimlerden Türkiye'nin üyeliğine
soğuk bakan Alman
Başbakanı Angela Merkel'in güçlenerek çıkma ihtimaline dikkat çeken uzmanlar, reformları hızlandırmayan bir Türkiye'nin Kıbrıs yüzünden sıkıştırılabileceği uyarısı yapıyor. Devamı 17'de
Avrupa Birliği Genişleme Komiseri Olli Rehn'in öncelikli olarak nitelendirdiği reformlar şunlar:
Siyasi Partiler Kanunu'nun
Venedik Komisyonu'nun prensipleri çerçevesinde düzenlenmesi, kadın hakları, ifade hürriyeti, 301'in uygulanması, basın hürriyeti, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması.
Avrupa Parlamentosu Liberal Grup Türkiye gölge
raportörü Alexander Graf
Lambsdorff: Bir süredir Türkiye'de reform şevki azaldığı için endişelerimizi dile getiriyoruz. Geçtiğimiz günlerde kabul ettiğimiz AP raporunda anayasa çalışmalarının durmuş olmasını net bir şekilde eleştirdik. Mahalli seçimlerin Türkiye için önemini anlıyoruz tabii ama şu an seçimler geride kaldığına göre Türkiye'den reform sürecine hızlı bir dönüş beklentisi içerisindeyiz.
Güneydoğu'da DTP'nin güçlenmiş olması
Kürt meselesini acil konulardan biri haline getiriyor. İfade ve basın hürriyeti (Doğan Grubu'na
vergi meselesi), 301. maddenin hâlâ bizi tatmin etmemiş olması önemli.
Eğer
Ergenekon davasına ilişkin iddialar doğru çıkarsa bu korkunç boyutlarda bir skandal demektir. Ancak soruşturmanın
sanık haklarına dikkat edilerek yapılması konusunda hassasız.
AP Sosyalist Grup Üyesi
Vural Öger: Halk,
AK Parti'ye "2002 ile 2005 arasındaki yüksek reform performansına geri dön, o dönemi özledik" mesajı vermiştir. "Sen AB konusunda tam gaz gittin ama sonra durdun. Bu reformları hemen hızlandır" mesajıdır bu seçim sonuçları. İktidar,
Kürt meselesinde "bu kadar
açılım yaptık, işe yaramadı" diye düşünürse büyük hata eder ve teröristlerin ekmeğine yağ sürer. Neticeler, bölgenin tek sorununun ekonomi ve hizmetler olmadığını, kimlik sorununun hâlâ çok önemli bir şekilde ortada bulunduğunu gösterdi. 1923'ten bu yana uygulanan Kürt politikaları iflas etmiştir. AK Parti cesaretle Kürt kardeşlerimizi kimlikleri ile beraber kucaklayacak siyasetine devam etmelidir. Halk askere de "sen siyasete karışma, biz gerektiğinde cezayı keseriz" demiştir. CHP'ye verilen mesaj da diğer hayat tarzlarına saygılı olması gerektiğidir.
AP Sosyalist Grup Başkan Yadımcısı
Hannes Swoboda: Bu AK Parti'ye reformları sürdürmesi konusunda çok net bir mesaj.
Reformların bütün kesimleri hemen memnun etmesi beklenemez tabii; ama AK Parti'nin aldığı oy, düşüşe rağmen oldukça yüksek bir oy oranıdır ve reformlara devam etmesi için güven tazelemiştir
iktidar partisi. Çok kısa vadede AB'nin beklentisi anayasaya ilişkin reformdur. Kürt meselesi de AB'nin gündeminde üst sıralarda bulunuyor.
Hükümet, "bu kadar açılım yaptık işe yaramadı" derse bu yanlış
cevap olur. AB'nin bir beklentisi de
Ermenistan ile ilişkilerde ilerleme sağlanması.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanı Joost Lagendijk: Mahalli seçimlere kadar bekleme aşamasındaydı AB. Artık hükümetin bir bahanesi kalmadı, beklentimiz acilen reform sürecinin hızlandırılması. Kısa vadede, ombudsman ve sendikal haklara ilişkin kanunların çıkartılması, özellikle
siyasi partilere ilişkin anayasanın ilgili maddelerinin tadil edilmesi çok mühim. Kürt meselesinin çözümü AB'nin her zaman gündeminde. Nisanda Erbil'de yapılacak Kürt Konferansı'na hükümetin tepkisini takip edeceğiz. Hükümet, Güneydoğu'daki seçim sonuçlarını yanlış okumamalı, açılımlar devam etmeli.
Kürtçe TV'nin bir tesadüf ya da seçim yatırımı olmadığına
halk ikna edilmeli. Nisan ayında Ermenistan ile ilişkiler de Brüksel'den yakından takip edilecek. Belki önümüzdeki haftalarda sınır kısmen açılabilir. Ergenekon soruşturmasının da hukuk ilkeleri çerçevesinde sürdürülmesini takip edeceğiz. AK Parti bu seçimlerden tatmin edici bir sonuç almıştır, paniklemeye,
erken seçimlere gerek yok, reformlar devam etmeli.