Mahkeme kararı beklenmeden de karar verilebilir mi?
Cumhuriyet gazetesi yazarı ve
Ankara temsilcisi Mustafa
Balbay'ın "
Ergenekon" diye bilinen
dava dolayısıyla tutuklanması, onun savunduğu düşüncelerle tamamen zıt görüşlere sahip benim gibi meslektaşlarını da üzdü.
Önceki gün Cumhuriyet'te toplanan pek çok gazeteci Balbay'ın kitaplarını imzaladık.
Bu örnek olması gereken bir mesleki
dayanışmaydı.
Ama Türk toplumu oldum olası çeşitli türdeki kamplaşmalara konu olduğu için, bunların dışında kalmaya çalışan insanların işi kolay değil.
Siz sayın okurlarım da, bu mesleki dayanışmada yer almış olmamdan ötürü bana hem
destek hem de
kınama mesajlarını yağdırdınız.
Bunlardan birkaç örnek vereyim:
- Sayın Barlas, yaşım 19 ve seni
küçük yaştan beri ara sıra takip ederdim. Muhafazakâr biri zannederdim, vatanını milletini seven biri zannederdim ama görüyorum ki bu devletin gizli belgelerini İsrail'e
servis yapan
Mustafa Balbay'a sahip çıkar olmuşsun. Görüyorum ki bu
ülke kaosa gidiyor diye AKP hükümetine
darbe hazırlayanlara destek oluyorsun. Üzeyir Özkol
- Zaman gazetesinde Balbay'ın tutuklanmasına tepki gösteren gazetecilerin ismi yayımlanırken sizi anmamışlar. Üzüldüm. Benim için en onurlu hareketlerden birisi sizin orda olmanızdı. O kadar haz duydum ki açıklamalarınızdan,
demokrasi ve özgürlükler adına yeniden umutlandım. Teşekkür ediyorum... Gökay Sofuoğlu
Kim vatan hainidir?
-
Türkiye çok ilginç bir ülke gerçekten.
Nazlı Ilıcak,
Cengiz Çandar, M. Ali
Birand,
Mahir Kaynak düşünceleri nedeniyle vatan haini ilan edilip işlerinden atıldıklarında kimsenin kılı kıpırdamamıştı. Siz de vardınız o isimlerin içersinde. Bugün Balbay'la dayanışma içersinde olanlar, o günlerde, "
Vatan hainlerini tanıyalım " diye meslektaşları aleyhine
manşetler atıyorlardı. Onlar fikirleri için işinden oldular, Balbay ise çok farklı nedenlerle tutuklandı. Elmayla armudu karıştırıyor muyuz ne? Yalçın Şimşek
Mesleki dayanışma mı?
- Gazetedeki yazar arkadaşınız Nazlı Ilıcak yazısında "Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın tutuklanması üzerine, arkadaşları ve okurları harekete geçti. Aynı gazetede çalışan meslektaşları, yargı kararını beklemeden, onun suçsuz olduğu iddiasını ortaya atıyorlar" diyor. Benim bildiğim bir kişi hakkındaki iddialar
mahkeme kararıyla ispatlanana kadar zaten suçsuzdur. "Suçsuz olduğu iddiası ortaya atılıyor" demek yanlış değil midir? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Timur Taş
- Balbay yazdıklarından dolayı mı, yoksa "Darbe planlayanlarla çalıştığı, darbenin bir parçası" olduğu için mi tutuklandı? Yoksa gazetecilere darbe serbest mi? Balbay demokrasi kahramanı mı, yoksa demokrasiyi yerle bir etmek için çalışan, güç odaklarıyla irtibatı "belgelenen " biri mi? Sizin bir zamanlar Cumhuriyet'te çalışmanız Cumhuriyet gazetesi çalışanı olduğu için suç işleyen bir "gazeteciyi" savunmanız için yeterli bir neden mi? Abdullah Araz
- Diyorsunuz ki "Ben mesleki dayanışma için buradayım." Gülerler efendim bu savunmaya ve sorarlar "meslektaşın vatan haini olsa da mı dayanışmaya girersin" diye ve maalesef öyle gözüküyor. Hocam acil olarak basından okuyucularınızdan ve sizi sevenlerden özür dilemelisiniz. Keşke bu olmasaydı keşke. Şu dizeler hatıra geliyor: " Zalimin hatırı için zulmü sevemem."
Tuncay Altıkulaç
Görüldüğü gibi yargı kararı beklenmeden kamuoyunun bir kesimi kararını vermiş durumda.
Benim bu konudaki düşüncelerimi yazmama gerek yok.
Dünkü Star'da sevgili meslektaşım
Ahmet Kekeç benim bu konuda yazmayı düşündüklerimi yazmıştı. Kekeç şöyle diyordu:
Kekeç'in yaklaşımı
- "
Mehmet Barlas' ı
tebrik ediyorum... Filozofik çıkışlar yapmaya pek meraklı
Reha Muhtar dostumuzun da buyurduğu gibi, ' fikirler zıt olabilir; gazetecilik ve yazının kaderi bizim ortak noktamızdır...'
Bu ortaklığın yüzü suyu hürmetine ve de 'insanlık' adına Mehmet Barlas oradaydı...
Mustafa Balbay' la dayanışma toplantısındaydı yani...
Diyebilirim ki, toplantıdaki tek aykırı sesti.
Muhtar'lar, Ekşi'ler, Kongar'lar, Türenç'ler, Som'lar, şunlar bunlar, yapıp ettikleriyle zaten Balbay'la 'omuzdaş' bir görüntü veriyorlardı ve orada bulunmalarından daha
doğal bir şey olamazdı.
Barlas'ın mevcudiyeti bu nedenle önemlidir.
Hem de çok önemlidir...
Bu
jest, bu kadirbilirlik, bu yüksek dayanışma duygusu 'öteki' ne reva görülenleri derin bir memnuniyetle izleyen bazı konseycilere, bazı andıçseverlere, 'gazeteci' kılıklı bazı
TÜSİAD üyelerine, bazı ' Alçakları tanıyalım' müelliflerine, mensup görüntüsü altında çevirmedik fırıldak kalmayan bazı karargâh yazarlarına, bazı 'şişman' ama 'mutlu' müntesiplere, bazı kifayetsizlere, bazı terbiyesizlere
kapak olsun...
İstanbul dışında olmasaydım, ben de katılmak isterdim.
Balbay, her şeye rağmen, bir gazetecidir.
Fikrine katılırsınız, katılmazsınız... Elinde kaleminden başka bir
silah, bir tamamlayıcı 'aparat' bulunmamaktadır."
MEHMET BARLAS-SABAH