Diyanet İşleri Başkanı Ali
Bardakoğlu, Din Görevlileri Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikte gazetecilerin sorularını
cevapladı.
MHP Genel Başkanı ve partililerin Ani harabelerinde
Cuma namazı kılacağının hatırlatılarak, 'Uygun mu?' şeklindeki soru üzerine Bardakoğlu, "
Allah Cumalarını kabul eylesin. Biz namaz kılan ve dua edenin yanındayız. Bize düşen namazlarının kabul olması için dua etmektir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak
Akdamar Kilisesi, Sümele manastırı gibi yerlerde Hıristiyanların
ayin yapmalarını din özgürlüğünün bir parçası olarak gördüklerini söyleyen Bardakoğlu, "Bunu bir risk alanı olarak değil, Türkiye'nin din özgürlüğüne verdiği önemin bir ifadesi olarak görüyoruz." diye konuştu. Bardakoğlu, din özgürlükleri alanının genişlemesinden korkmamak gerektiğini vurguladı. Kimsenin bir başkasını
baskı altına almaması gerektiğinin altını çizen Bardakoğlu, "Artık mahalle baskısının tarihe karıştığını görmek istiyoruz. Hiçbir yönde mahalle baskısını, hiçbir yönde bir insanın diğerine baskı yapmasını onaylayamayız." ifadesini kullandı.
Bardakoğlu, bir gazetecinin "MHP'nin bu grişimini de din özgürlüğü kapsamında değerlendiriyorsunuz diyebilir miyiz?" sözleri üzerine şunları dile getirdi: "Cuma kılınmasından daha tabi ne olabilir. Bunun bir soru konusu yapılmasını bile yadırgıyorum. Çünkü elbette isteyen istediği yerde
Cuma namazı kılar."
"BAŞÖRTÜSÜ HER SABAH YENİ BİR ŞEY SÖYLENEBİLECEK BİR ALAN DEĞİL"
Bardakoğlu,
Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü konusunda Diyanet'ten görüş alacakları şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Biz dini konularda sürekli olarak aynı duruşu sergiliyoruz. Bu konu din adamlarının, müftülerin üzerinde tasarruf yapabileceği, her sabah kalktıklarında yeni bir şey söyleyebileceği bir alan değildir." diye konuştu.
Yetişkin
Müslüman kadınlarının başlarını örtmesinin dini bir vecibe olduğunu, 14 asırdır bayanların başlarını dini vecibe olduğuna inandıkları için örtmekte olduğunu defalarca söylediklerinin altını çizen Bardakoğlu şöyle devam etti:
"Ancak bir dinin gereğini yerine getirip getirmeme kişilerin kendi dindarlık tercihidir. Müslüman olmanın ön şartı ben Müslümanım demektir. Artık namazını kılıp kılmaması, ibadetlerini yapıp yapmaması, orucunu tutup tutmaması, başını örtüp örtmemesi kendi tercihi olduğundan o bir yargılama ve derecelendirme konusu olmamalıdır. Biz sadece dinin doğru bilgisini açıklarız ama bireylerin özgürlüklerine sonuna kadar saygılıyız.Bu itibarla ne başını kapatan insanın herhangi bir kısıtlamaya, incinmeye maruz kalmasını onaylarız ne de başı açık bir insanın bu yüzden incitilmesine onay veririz."
Başörtüsünün şekli ile ilgili tartışmalar bulunduğunun hatırlatılması üzerine Bardakoğlu, "Biz dini genel ilkesini söyleriz.Bundan sonraki kısım insanların kendi dünyaları ile, moda anlayışları ile alakalıdır. Elbet de tarlada çalışan bir kadın ile üniversitede okuyan bir insanın, büyük şehirde yaşayan bir insanın aynı davranış ve kıyafeti benimsemesini beklemek doğru değildir. Zaten tek tipleştirme çağdaş dünyanın ortak inançlarına aykırıdır." şeklinde konuştu.