Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali
Bardakoğlu, ''
Diyanet İşleri Başkanlığı herkesin
diyanetidir, müşterek ortak kurumudur. Etnik, ırk, mezhep farkı, ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir kurumdur. Bundan sonra da görevine bu şekilde devam edecektir'' dedi.
Bardakoğlu, ''21. yüzyılı insanlık onuruna yakışan bir yüzyıl yapabilirdik, ama eskilerden
ders aldığımız pek söylenemez'' ifadesini kullandı.
Geçen yüzyıllarda çok sayıda din savaşları olduğunu hatırlatan Bardakoğlu, şöyle devam etti:
''21. yüzyılda anladık ki, dinlerin birbirini yok etmesinin hem imkanı yok, hem de anlamı yok. Çünkü hiçbir din birbirini yok edemedi. Din konusunu tarih ve bilimden ayırarak algılamanın da anlamlı olmadığını gördük. Ama biz
Türkiye olarak dini üst bir değer olarak ele aldık, onu kamusallaştırdık ve böylece Türkiye tablosu ortaya çıktı. Asırlardır farklı dinler Türkiye'de barış, sevgi ve dostluk içinde yaşadı. Dini eğitimimizde farklılıklarla bir arada
yaşamayı öğrendik. Bütün bunlar Türkiye'nin artılarıdır. Artık farklılıkların çok konuşulduğu bu ortamda
özgürlük ve doğru bilgiye ihtiyacımız olduğunu çok daha iyi gördük. İnsanları bize benzetmeye çalışarak hür olamayız. Özgürlük,
modern toplumların önemli bir eksenidir. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dinlerin özgürlüğünü önemsiyoruz. Özgürlüğün olmadığı yerde biliyoruz ki samimiyetsizlik olur. Sağlıklı bilgiyi din konusunda esas aldık. Birçok komşumuzda din konusunda
kaos yaşanmasının nedeni de sağlıklı dini bilgi ve eğitimin olmamasıdır. Biz dini birliği ve ötekine saygıyı her zaman ciddiye aldık ve önem verdik.''
Bardakoğlu, ramazan ikliminin tüm
İslam alemine dalga dalga yayılmasını dileyerek,
İstanbul'un her zaman farklı dinlerin ahenk içinde yaşadığı önemli bir şehir olduğunu vurguladı.
İstanbul'un kalbi ve sahnesi olan
Beyoğlu'nda bütün dinlerin asırlardır birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yaşamakta olduğunu kaydeden Bardakoğlu, ''Gerçek dindarlık, ötekini yargılamaktan çok kendi öz hayatını gözden geçirmekle başlar. Biz önce kendi kapımızın önünü süpürelim'' dedi.
Asırlardır Türkiye'de ve İstanbul'da diğer dinlerle kardeşlik içinde yaşandığını anlatan Bardakoğlu, ''Gösteriş olsun diye değil, yıllardır böyle yaşadığımız için bu
iftarda bir aradayız. İnanıyorum bu barış iftarları, Türkiye'de barışın, sükunetin, sevginin, saygının artmasına katkı sağlayacaktır ve dışarıya da güzel bir resim verecektir'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Mezhepler Genel Müdürlüğü kurulması konusu tartışılıyor. Mezhepler Genel Müdürlüğüne gerek var mı?'' şeklindeki sorusunu da Bardakoğlu, şöyle yanıtladı:
''Diyanet İşleri Başkanlığı herkesin diyanetidir, müşterek ortak kurumudur. Etnik, ırk, mezhep farkı, ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir kurumdur. Bundan sonra da görevine bu şekilde devam edecektir. Dinin herkesi kucaklayan mantığından ve doğru bilgiden asla vazgeçemeyiz. Bu konuların bayramdan sonra tartışılacağını, biraz daha durulacağını ve bir yol haritasının belirleneceğini düşünüyorum.''
-''BİRBİRİMİZİ KUCAKLAYALIM VE TERÖR DE SONA ERSİN''-
Süryani Ortodoks
Cemaati
Ruhani Lideri Yusuf Çetin de dünyayı Tanrı'nın manevi bir bahçesine benzettiğini ifade ederek, bu manevi bahçede değişik
çiçek,
ağaç ve meyvelerin bulunduğunu söyledi.
Çetin, ''Eğer bu çeşitler olmasaydı monoton olurdu. Zira her meyvenin ayrı bir tadı vardır. Biz semavi din mensupları olarak bu bahçede kendi dini mezhebimize göre yüce yaradanı yükseltiyor ve şükürlerimizi sunuyoruz. Hepimiz tek
Allah'a inanıyoruz. Onun bizden beklediği manevi ve kutsal meyveler vermek ve çevremize yaymaktır.
Ramazan ayının dünyaya barış, sevgi ve dostluk getirmesini diliyorum. Allah tüm İslam aleminin oruçlarını kabul etsin ve nice bayramlara kavuştursun. Ülkemizde barış, sevgi, kardeşlik artsın, birbirimizi kucaklayalım ve
terör de sona ersin'' dedi.
Beyoğlu Belediye Başkanı
Ahmet Misbah Demircan da Musevilerin, Hristiyanların ve Müslümanların, Beyoğlu'ndaki o manevi ruhtan beslendiklerini ifade ederek, ''Toplumun bütün kesimlerinin uyumlu birlikteliği, ürettiği zenginlik ülkemize
model oluyor. Diyebiliriz ki Beyoğlu bir birleşmiş kültürler topluluğudur. Görünen o ki, Beyoğlu'nun bu zenginliğini daha görünür kılmalıyız. Avrupa'nın, Amerika'nın
Ortadoğu ve Afrika'nın da bizim geliştirdiğimiz yaşam modeline ihtiyacı var. Türkiye için ürettiğimiz bereketi dünyaya da sunmak zorundayız'' diye konuştu.
AK Parti İstanbul İl Başkanı
Aziz Babuşcu da ramazanın farklı bir rahmet ve ruh iklimiyle geldiğini belirterek, bir ay boyunca İstanbul'un bu iklimi yaşamasını diledi.
İftar yemeğine, Neve Şalom Sinagogu Vakfı Başkanı Josef Nassi, Süryani Katolik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Basatemir, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin ve bazı ülkelerin başkonsoloslarının da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.