Bardakoğlu ABD'de noktayı koydu

Washington'da Rumi Forum adlı kuruluşta düzenlenen toplantıda konuşan Bardakoğlu'ndan çarpıcı mesajlar...

Bardakoğlu ABD'de noktayı koydu

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, din eksenli olarak uluslararası örgütlenme ve bloklaşma yerine, Türkiye gibi ''modern, laik ve demokrat bir İslam ülkesinin'' Avrupa içinde yer almasının, dinlerin barışına katkı sağlayacağını söyledi. Washington'da Rumi Forum adlı kuruluşta düzenlenen toplantıda konuşan Bardakoğlu, Türkiye'nin AB üyeliği ve Diyanet İşleri Başkanlığının bu bakımdan nasıl bir rolü olabileceği yönündeki soruyu yanıtladı. ''Kutlu Doğum Haftası'' etkinlikleri çerçevesinde ABD'de bulunan Bardakoğlu, kurum olarak demokratik ve laik bir devlet yapısı içinde Türkiye'nin din işlerini yürüttüklerini belirtti ve ''ne biz ulusal ve uluslararası siyasete dair açıklama yaparız, ne de ulusal ve uluslararası siyasetin din konusuna müdahil olmasını onaylarız. Ülkemizin AB'ye üyeliği, ana hatlarıyla daha çok siyasetin ve devletin diğer birimlerinin yürüttüğü bir projedir. Ve Türkiye'nin AB'ye üye olup olmaması Diyanetin ilgi alanını doğrudan teşkil etmemektedir'' dedi. Bardakoğlu, şöyle konuştu: ''Ancak biz konuya daha çok din açısından ve dünyanın barışına dinlerin katkısının ne olabileceği açısından yaklaşıyoruz. Aslında Türkiye;, bunu bir övünç olarak söylesem bile bir propaganda oluşturmak için söylemiyorum, demokratikliği, laikliği, Müslümanlığı, modernliği bir arada barış içinde, ahenk içinde tutması yönüyle bana göre özgün bir örnek oluşturmaktadır. Ve dünya barışının oluşmasında ülkelerin ve toplumların din ekseninde toplanmayıp, dinin, barışı kurmada daha etkin olmasını sağlamak zorundayız. Milletlerin, devletlerin din eksenli olarak uluslararası örgütlenme ve bloklaşması yerine, Türkiye gibi modern, laik ve demokrat bir İslam ülkesinin Avrupa içinde yer alması, dinlerin barışına katkı sağlayacaktır.'' Din eksenli her bloklaşmanın, mukabil ve bir başka din eksenli bloklaşmayı ve dirençleri oluşturma riskini içinde taşıdığını vurgulayan Bardakoğlu, ''din üzerine bloklaşmalarda, dinin gerilim alanı olmasına yol açmak yanlış bir yoldur. Biz inanıyoruz ve savunuyoruz ki insanlar inançları, dini pratikleri ne olursa olsun, hangi dine kültüre mensup olursa olsun, ateist veya dindar olsun, barış içinde ve birbirine saygı duyarak yaşamayı öğrenmelidir. Ben Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin, hem Avrupa, hem Türkiye, hem İslam ülkelerinin algısı açısından ayrı ayrı kazanımlar içerdiği kanaatindeyim. Bütün din adamları, hangi dine mensup olursa olsun, kendi toplumları başta olmak üzere, insanlığı her türlü gerilimden uzak tutmada ellerini taşın altına koymak zorundadır'' diye konuştu. -''LAİK SİSTEMDE DİYANETİN ROLÜ''- Bir katılımcının, Türkiye'nin laik yapısına rağmen din işlerini Diyanet kurumuyla düzenlediğine işaret etmesi üzerine Bardakoğlu, ''bizim kamu kurumu olmamız, çok derin ve halen devam eden bir tartışmadır. Biz bürokratik işleyiş içinde yer almakla birlikte, toplumu aydınlatmada tamamen bağımsız, devletin hiçbir biriminden talimat almayan, dinin kendisinden kaynaklanan bilgiyle toplumu aydınlatan, din konusunda bağımsız ama dini hayatın sevk ve idaresinde bürokratik yapıya sahip bir kurumuz. AB, dünyaya entegrasyon ve özgürlüklerin arttığı bu dönemde Diyanet, daha bağımsız ve otonom bir yapıya doğru gitmeye başlamıştır. Ayrıca birçok laik Avrupa ülkesinde de din hizmetlerinin, kilisenin, farklı formlarda da olsa, devletle iç içe olduğunu görüyoruz'' yanıtını verdi. Bardakoğlu, şunları kaydetti: ''Özgürlüklerin şeffaflığın arttığı bir dünyada Diyanet, sadece Sünni bir kurum olma değil, toplumun her kesiminin saygı içinde bir arada yaşamasını sağlayan geniş bir yapıda olma gayreti içindedir. Buna rağmen, Başkanlık olarak toplumun bütün inanç grupları ve farklılıklarını kuşatabildiğimizi ve hepsine eşit şekilde ulaşabildiğimizi söylemek zordur ama bizim hedefimiz budur. Israrlı bir biçimde hiç kimsenin inancı, dindarlığı sebebiyle bir başkasını incitmesini doğru bulmadığımızı, dinen ve insanlık olarak bunun çok büyük bir eksiklik ve ayıp olduğunu hep söylüyoruz. ABD'de olduğu gibi, Türkiye'de de post-modern sonrası dönemde, din, dini inanç ve pratikte çok farklı bir çeşitlilik yaşanıyor. Biz daha kapsamlı, daha toleranslı ve herkesi kucaklayan bir hizmet anlayışını öne çıkarmaya çalışıyoruz. Din konusunda söylenecek söz, hiçbir zaman tek söz olamaz, farklı yorumlar olabilir.'' AA
<< Önceki Haber Bardakoğlu ABD'de noktayı koydu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER