Darbeye karşı direnişiyle efsaneleşen, 2000 yılındaki cumhurbaşkanlığı
seçimleri öncesinde de aydınlar ve
sivil toplum örgütleri tarafından 'Gönüllerin Cumhurbaşkanı' ilan edilen gazeteci-yazar
Lütfü Oflaz,
referandumda "Evet" oyu vereceğini açıkladı. Oflaz, "12
Eylül'de büyük ıstırap çektim.Yargılanmam, dünya adli hatalar tarihine geçti. Bu nedenle '
evet' diyeceğim" dedi.
12 Eylül 1980
darbesinden sonra tutuklanan ilk yazar olan,
tahliye olunca da hukuksuz yargılamaların, idamların, işkencelerin son bulması için Türkiye'deki ilk
insan hakları kampanyasını başlatan Oflaz, kararını şöyle anlattı: "12 Eylül darbesinden sonra yazdığım bir yazı nedeniyle
avukat savunması, bilirkişi raporu olmadan, bırakın Sivil Yargıtay'ı, Askeri Yargıtay'ın bile içtihatları çiğnenerek mahkum edildim. Dahası, yazıyı yazdığım tarihten çok sonra çıkartılan bir
yasa geriye yürütülüp bana da tatbik edildiği için temyiz hakkım elimden alınarak mahkûm edildim.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde işkence gördüm. Cezaevinden çıktıktan sonra askeri
yönetim tarafından iş bulmam engellendi, üç yıl işsiz bırakıldım. Kısacası, 12 Eylül askeri darbesinin her türlü hukuksuzluğuna uğramış, zulmünü görmüş biriyim. Böyle biri olarak, darbeyi yapanlardan
hesap sorulmasını engelleyen anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına hayır diyebilir miyim? Askeri mahkemelerde yargılanmış bir sivil olarak, şimdi sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son veren bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyebilir miyim? Doğal olarak bu anayasa değişikliğine 'evet' diyeceğim."
PARTİLER OYLANMIYOR
Oflaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Darbe anayasasının tümüyle değiştirilip, yerine yepyeni bir anayasa yapılması için de mücadelemi sürdüreceğim. Çünkü ben darbe anayasasının kısmen değil, tamamen değiştirilmesini istemekteyim. 12 Eylül referandumunu da bu yönde atılacak bir adım olarak görmekteyim. Ayrıca bu bir genel seçim değil referandum oylamasıdır. Verilen oylar AKP'yi ya da
CHP'yi desteklemek için değil, anayasa değişikliği için verilmelidir. Oylanacak olan AKP ya da CHP değil, anayasa değişikliğidir."