Balyoz davasının ara kararında, Genel Kurmay Başkanlığı ve
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndan, 1.
Ordu Komutanlığı'nda gerçekleştirilen dava konusu
seminer ile ilgili tüm yazışmaların birer suretinin
mahkemeye gönderilmesi istendi. Ayrıca bazı
sanıklar tarafından seminerdeki sunumlarında kullandıkları gerçek kişi ya da kurum isimleri ile gerçek güncel olayların, plan seminer çalışması, plan çalışması, jenerik
senaryo ya da harp oyununda kullanılıp kullanılamayacağı konusu da Genel Kurmay Başkanlığı'ndan sorulacak.
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesinde görülen
Balyoz davasının bugün görülen 37'nci
duruşmasında sanık ve avukatları tarafından yapılan taleplerle ilgili değerlendirme yaklaşık 3 saat sürdü. Duruşmaya
destek vermek için izleyici olarak katılan sanık yakınları, kararın okunmaya başlanmasından hemen önce duruşma salonunu terk ederek kararın okunmasını, dinlemeyerek
protesto etti. Duruşma salonunda sadece sanık
Engin Alan'a destek vermek için gelen bazı MHP ilçe
teşkilat başkanları ile dışarıda bekleyen sanık yakınlarını temsilen birkaç kişi kaldı.
Mahkeme, Genel Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na yazı yazılarak
1. Ordu Komutanlığı'nda gerçekleştirilen dava konusu seminer ile ilgili tüm yazışmaların birer suretinin istenmesi karara bağlandı. Ayrıca bazı sanıklar tarafından seminerdeki sunumlarının daha gerçekçi olabilmesi amacıyla sunumlarında gerçek kişi ya da kurum isimlerinin kullanıldığı, gerçek güncel olayların konuşulduğu iddiasıyla ilgili olarak da plan seminer çalışması, plan çalışması, jenerik senaryo ya da harp oyununda bu tarz gerçek kişi, kuruluş ya da güncel olayların kullanılıp kullanılamayacağı konusu da Genel Kurmay Başkanlığından sorulacak.
Dava sanıkları ile avukatları tarafından,
delil olarak dava
dosyasına eklenen verilerin, bir kısım bilgi ve belgelerin kötü niyetli kişiler tarafından sahte olarak düzenlenmiş olduğunun iddia edilmesi nedeni ile bu konuyla ilgili askeri savcılıklarca bir
soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasına, eğer soruşturma mevcut ise son durumlarının bildirilmesine karar verildi.
Ayrıca mahkeme Genel Kurmay Başkanlığı'na, TSK'nde Silahlı Kuvvetler İstihbarata Karşı Koyma Koruyucu
Güvenlik ve İşbirliği Yönergesi, Türkiye'nin Milli Askeri
Strateji Belgesi,
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, Sıkıyönetim Uygulamaları Yönergesi, Geri Bölge
Harekat Talimnamesi, Toplumsal Olaylarda Askeri Birliklerin Kullanılması Talimnamesi ile EMASYA Protokolü ile
arşiv yönergesinin 2002-2003 yıllarındaki yürürlükte bulunan halleri ile tasdikli birer suretlerinin gönderilmesini de karara bağlandı.
İrtica ile Mücadele Eylem
Planı davasında verdiği ifadesinde Erzincan'da Balyoz seminerinden daha büyük bir seminer düzenlendiği, bu seminere
Ankara ve İstanbul'dan da çok sayıda General'in katıldığı bilgilerini veren gizli
tanık Efe'nin ifade tutanağının ise davaya
bakan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nden istenmesi kararlaştırıldı.
Balyoz davası sanıkları hakkında İstanbul 12. ve 13. Ağır Ceza Mahkemelerinde ayrıca bir kamu davası açılıp açılmadığının sorulmasına karar veren mahkeme, varsa açılmış olan bu davalara ilişkin iddianamelerin istenmesini karara bağladı.
Dava sanıklarından
Mehmet Kaya Varol ile
Ergenekon ana davası sanıklarından Hayrettin
Ertekin arasında yapılan ve basında geniş yer alan
telefon görüşmesinin kayda alınmasının yasal dayanağı olan
mahkeme kararı da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinden istenecek.
Dava konusu suçlamaların yasal dayanağı olarak gösterilen, ancak sanıklar ve avukatları tarafından sahte olduğu ileri sürülen 11, 16 ve 17 nolu delil CD'lerinin sanıklar ile avukatlarına verilmesine ilişkin talepler konusunda daha önceden red kararı verildiğini hatırlatan Mahkeme Başkanı
Ömer Diken, aynı mahiyette talepler olduğunu, daha önceki gerekçelerle bu taleplerin de reddedildiğini açıkladı. Bu sırada Başkan Diken, ses tonunu da yükselterek
tutuklu sanık
Çetin Doğan'a hitaben "Böyle kafanı sağa sola sallayamazsın Çetin Doğan. Mahkemenin kararına bu şekilde tepki gösteremezsin. Hakkında yasal işlem yaparım." uyarısında bulundu. Çetin Doğan'ın, oturduğu yerden "Adalet mülkün temelidir." demesi üzerine de Başkan Diken, "Evet
adalet mülkün temelidir ve sizler de sanıksınız. Bunu unutmayın." ifadesini kullandı.
Bu aşamadan sonra da Mahkeme Başkanı Diken,
tahliye talepleriyle ilgili aldıkları kararları açıkladı. MHP'den milletvekili seçilmesi ve bu nedenle tahliye talebinde bulunan sanık Engin Alan ile ilgili talep, diğerlerinden ayrı değerlendirildi. Alan'ın tahliyesine ilişkin talep,
Anayasa'nın 83/2 maddesindeki istisna durum nedeni ile Anayasa'nın 14'üncü maddesinde belirtilen konular içinde yer aldığından reddi yönünde karar verildiği açıklandı.
Anayasa'nın 83'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz." ifadesine yer veriliyor. Ancak Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumların, bu hükmün dışında olduğu belirtiliyor. Anayasa'nın 14'üncü maddesinde ise "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Ayrıca Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz." ifadesi yer alıyor. Anayasa'nın 14'üncü maddesinde belirtilen hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak uygulamaların ise kanunla düzenleneceği kaydediliyor.
Diğer tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin de dosya kapsamı ve tüm sanıkların savunmalarının tamamlanmamış olması nedeniyle reddine karar verilen duruşma, adli
tatil de gözönünde bulundurularak 18
Ağustos 2011 tarihine ertelendi.
(CİHAN)
(GÜNCEL Nİ - Date : 25.06.11
Time 00:07)