Büşra
Erdal - ZAMAN
'Sosyete fişlemesi' ile tanınan
emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol ve
Tümgeneral Bekir Memiş'in çapraz sorgularında
seminerde yaptıkları sunumların
ses kayıtları okundu. Her iki isim de kayıtları kabul etti. "Camilerin bombal
anması, Türk jetlerinin düşürülmesi" gibi planları doğrulayan ifadeler kullanan Varol,
sanıkların '
senaryo' olduğunu iddia ettiği
Balyoz seminerinde gerçek isimlerin kullanılmasını da 'işgüzarlık' olarak niteledi. Tümgeneral Memiş ise
Savcı Savaş Kırbaş'ın yönelttiği "
Üsküdar ve
Kadıköy İmam Hatip Lisesi müdürlerini neden görevden alacaktınız?" sorusuna şu cevabı verdi: "Hassas ve kritik kişiler olduğu için korumayı amaçladık."
Balyoz
darbe planı
davasının 31.
duruşması,
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görüldü. Mahkeme Heyeti Başkanı
Ömer Diken,
Çetin Doğan ile duruşmaya katılmayan sanıklardan Metin
Yavuz Yalçın, Mustafa Karasabun ve
Suat Aytın'ın sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya getirilmediklerini söyledi. Duruşma, önceki günkü oturumda savunmasını yapan
tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol'un çapraz sorgusuyla başladı. Varol'a, Selimiye'de yapılan plan semineri soruldu. Varol, söz konusu seminerin sunumunun elinde olmadığını ifade ederek, "Aradan 8 yıl geçti. Sunumda ne söylediğimi bilmiyorum. Sıradan bir seminerdi, yapıldı, bitti.'' diye konuştu. Seminerde yazılanların gerçekleştirilmediğini savundu. Seminerde yazılanların hepsinin hayali olduğunu ileri sürdü.
Hakim Ali Efendi Peksak'ın 'seminerdeki konuşmasında
Tuzla ve
Sultanbeyli belediye başkanlarının isimlerinin bulunduğunu' hatırlattığı Varol, ortada art niyet olmadığını, böyle bir art niyet olması durumunda hiçbir ismin açık yazılmayacağını kaydetti. Seminer planı hazırlanırken ordu komutanlığından seminerde somut verilerin kullanılması gerektiği yönünde emir bulunduğunu ifade eden Varol, darbe planlarının yer aldığı 11 No'lu CD'nin doğru olduğunu ifade eden açıklamalar yaptı. Varol, "Bazı isimleri, sunumumu daha cazip hale getirmek için kullandım. Bu isimleri kullanmam onları görevden alacağım anlamına gelmez. Seminer gerçek, ama olabileceği söylenen konular tamamen senaryodur." diye konuştu.
Hakim Peksak, "Ama daha önceki savunmalarda plan seminerinde gerçek kişiler kullanılamayacağı söyleniyordu. Bu çelişki değil mi?" diye sorunca Varol, "Çelişki yok.
Ordu komutanının emri var, somut veriler kullanılsın diye. Ben de isim kullanmışım. İşgüzarlık yapmış olabilirim." cevabını verdi.
'AĞABEY KİM?' SORUSU CEVAPSIZ KALDI
Savcı Savaş Kırbaş, Kaya Varol'un birinci
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Hayrettin
Ertekin ile 2007 yılında yapılan
telefon konuşmasını gündeme getirdi. Bunun üzerine araya giren Varol, bunun davayla ilgisinin olmadığını belirterek, sorulmamasını istedi. Varol'un bu konuyla ilgili sorulara
cevap vermeyeceğini belirtmesi üzerine Savcı, "Ben okuyayım, cevap verip vermemek size kalmış.'' dedi. Savaş Kırbaş, telefon konuşmasında Ertekin'in, "Ağabey de boş çıktı ağabey de.'' ifadelerini kullandığını hatırlattı. Cümledeki "ağabey"in kim olduğunu sorması üzerine Varol, "Bu sorunuzun davayla ilgisi yok. Cevap vermeyeceğim. Susma hakkımı kullanacağım." dedi.
Savcının, "Ağabey dediğiniz
Yaşar Büyükanıt mı yoksa?'' sorusuna cevap vermedi. Savcı Kırbaş, telefon konuşmalarında geçen, "Yani
Ergin Saygun terörü merörü,
Güneydoğu falan bilmez, o da bilmez,
İlker Başbuğ da bilmez. Bunlar kıta komutanı değil ki sosyete bunlar, salon subayı.'' bölümünü okudu. Ertekin'in, "Öyle isteniliyordu zaten öyle yani dizayn etti, gitti." sözünü hatırlattı. Savcı, "Dizayn etti, gitti." denilen kişinin kim olduğunu sordu. Varol, cevap vermedi. Kırbaş, daha sonra, "Sizce bir subayın komutanına sadık olması gerekmez mi? İhanet etmesi mi gerekiyor?'' diye sordu. Varol, bu soruya da cevap vermedi. Bu sırada
avukat Şule Nazlıoğlu Erol'un "O nasıl soru ya!" şeklinde tepki gösterdiği görüldü. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Siz avukatsınız. Nasıl böyle konuşursunuz? Bu bir avukata yakışmaz. Savcı
dosya kapsamında istediği soruyu sorar." diye karşılık verdi. Savcı Kırbaş'ın telefon konuşmalarını okuduktan sonra "TSK'yı yönetenler yürekli değil mi? Bu cümleler sizin düşüncelerinizi yansıtan cümleler mi?'' diye sorduğu Varol, susma hakkını kullanacağını bildirdi.
İHL müdürlerine yakın takip
Savcı Savaş Kırbaş, tutuklu sanık Bekir Memiş'e de soru yöneltti. Kırbaş, senaryo üzerinde çalışılırken bir ayaklanmanın farz edildiğini hatırlattı. Gözaltına alınacaklar arasında bulunan Kadıköy ve Üsküdar
İmam Hatip Lisesi müdürlerinin isimlerinin geçtiğini aktardı. "Bu şahıslar ne yapmış ki isimleri yer alıyor?'' diye sordu. Memiş, bu kişilere yönelik yapılan bir
eylem, suikast veya aldatmacanın öğrencileri başka yönlere çekebileceğini, toplumsal olayların büyümemesi için bu kişileri korumak amacıyla isimlerinin söylendiğini ileri sürdü. Kırbaş'ın "Kadıköy
İmam Hatip Lisesi müdürünün yerine sizin isminiz olsa ne hissedersiniz?'' sorusuna Memiş, "Niye yazdığını sorarım.'' diyerek, korumaya yönelik bir faaliyet olduğunu tekrarladı. Kırbaş'ın "Nasıl korumaya yönelik?'' sorusuna Memiş, "Hassas ve kritik kişiler olduğu için.'' cevabını verdi. Kırbaş'ın "Bunlar görevden alınacak kişiler olarak geçiyor. Adamı korumak için mi görevden alacaksınız? O zaman Başbakan'a eylem yapılacak. Başbakan'ın görevden mi alınması gerekiyor? Bunun mantığı yok!'' demesi üzerine Memiş, yaratılan senaryonun bu şekilde olduğunu söyledi.
Seminerin ses kayıtlarında, "Çetin Doğan: Kadıköy İmam Hatip Lisesi müdürü ... şey yok mu onları falan almıyorsun yani?" dediğinde o sırada albay olan Bekir Memiş, "Komutanım Kadıköy'ün sorumluluğu bana sonradan verildi. Ben onu ismini tam olarak alamadığım için buraya yazmadım komutanım. Normalde o da alınacak komutanım. Üsküdar ve Ümraniye'de olduğu gibi." dediği dava dosyasına girdi.
Mahkemeye başvurmak için
mazbata bekliyorlar
Milletvekili seçilen Ergenekon ve
Balyoz davasının tutuklu sanıklarının Meclis'e girip giremeyecekleri merak konusu. Çünkü milletvekili olmaya hak kazanan bu isimler 'terör' suçundan yargılandığı için cezaevinden çıkıp çıkamayacağı
mahkemelerin takdirinde. Genel
seçimlerin resmi olmayan sonuçlarına göre, MHP'nin İstanbul adayı ve Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Korgeneral
Engin Alan ile
CHP'nin
İzmir adayı Ergenekon sanığı gazeteci Mustafa
Balbay,
Zonguldak adayı Prof. Dr. Mehmet
Haberal, tutuksuz sanıklardan CHP
Ankara milletvekili adayı Sinan Aygün ve CHP Denizli adayı
İlhan Cihaner ile Hatip Dicle'nin de aralarında bulunduğu bazı KCK sanıkları milletvekili seçildi. Ancak tutuklu sanıkların Meclis'e girebilmesi yargılandıkları mahkemenin vereceği karara bağlı. Sanıklar
tahliye başvurusunda bulunmak için kesin seçim sonuçlarının Resmi Gazete'de yayımlanmasını bekliyor. Resmi sonuçların açıklanmasının ardından tutuklu sanıklar mazbatalarını alarak yargılandıkları mahkemeye başvurarak tahliye talep edecekler.
Seminerde uyudum, hatırlamıyorum
Balyoz davası sanığı askerler, savcının sorularına birbirinden ilginç cevaplar veriyor. Dün görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık kürsüsünde emekli
Albay Namık Koç vardı. Koç'un çapraz sorgusunda hakim ve sanık arasında ilginç bir
diyalog yaşandı. İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Efendi Peksak, sanığa, "İzmir savcılığına talimatla verdiğiniz ifadenizde, seminerde gerçek kişi ve kurumlardan bahsedilmediğini söylemişsiniz. Ama bugün bazı sanıklar gerçek kişi ve kurum ismi söylendiğini açıkladı. Bu konuda bir çelişki görünüyor, bu konuda ne diyorsunuz?" diye sordu. Emekli Albay Koç, "8 yıl geçti, beni ilgilendirmeyen konularda uyurum. Burada da
iddianame okunurken uyudum. Burada da sunumu yapan
arkadaş söylüyorsa onun takdiri. Doğrudur. İfademde bu konu 'hatırlamıyorum' diye değiştirilebilir." diye cevap verdi. Devamında Hakim Murat Üründü'nün de, "5-7
Mart 2003'teki seminere 3 gün boyunca katıldınız mı?" sorusuna Koç, "Evet." diye karşılık verdi. Hakim Üründü'nün, "Seminerde 3 gün boyunca uyudunuz mu?" diye sordu. Koç, "Evet, 20 dakikadan sonra dikkatim dağılıyordu." dedi. Üründü daha sonra, "Savcılık ifadenizde seminerle ilgili soruların çoğuna hatırlamadığınızı, bilmediğinizi söylemişsiniz. Ama burada diğer sanıklar sizin hatırlamadıklarınızı burada söylüyor." ifadelerini kullandı. Bunun üzerine Koç, "Takdim yapan arkadaşlar öyle söylediyse doğrudur." diye konuştu.
Çerkes Hasan, ilk kez anılacak
Sultan Abdülaziz'in katledilmesini içine sindiremeyen ve dönemin
Genelkurmay başkanı cuncacılar Hüseyin
Avni Paşa ile dışişleri bakanını öldürdüğü için idam edilen 'Çerkes Hasan' kabri başında ilk defa anılacak. Bu amaçla
Edirnekapı Mezarlığı'nda 1
7 Haziran 2011
Cuma günü bir
tören düzenlenecek. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii'nde saat 15.00'te başlayacak yürüyüşle Çerkes Hasan'ın kabrine gidilecek.
Edebiyat Sanat ve
Kültür Araştırmaları Derneği'nin organize ettiği anma programına geniş bir
halk topluluğunun iştiraki bekleniyor. Çerkes Hasan, ablası Neşerek Kadınefendi'nin Abdülaziz ile evlenmesi sonucu padişahın kayınbiraderi oldu. Sultan'ın Feriye Köşkü'nde katledilmesinin ardından Neşerek Hanım da
vefat etti. Çerkes Hasan ise 15 Haziran 1876'da Mithat Paşa'nın konağını bastı. Ve Hüseyin Avni Paşa ile Mehmet Raşit Paşa'nın da aralarında bulunduğu 5 kişiyi öldürdü. Çerkes Hasan, Beyazıd Meydanı'nda asıldı.