Balyoz Sanığı Fırtına savunmada

''Balyoz Planı'' davasının tutuklu sanığı eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, ''Ben iddia edilen bu çalışmaların ve eylemlerin hiçbirinin içinde bulunmadım'' dedi.

Balyoz Sanığı Fırtına savunmada

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, savunmasını yapan Fırtına, hayatının 50 yılını aşkın zamanını askerlik mesleğinde geçirdiğini belirtti. Türk havacılığının bu yıl 100. yaşını kutladığını ifade eden Fırtına, dünya motorları havacılığına göre 8 yıl, askeri havacılığa göre de 4 yıl daha genç olduğunu kaydetti. ''Bu ülkeyi havadan savunma görevi verdiği için milletimize şükranlarımı sunuyorum'' diyen Fırtına, şehitleri de rahmetle anarak, Türk havacılığının 100. yılını kutladı. Fırtına, 100'üncü yıl kutlamalarını yaşamanın her insanın şartları elverişli olması durumunda hayatında bir kere yaşayabileceğini dile getirerek, 2003 yılında Amerika'da düzenlenen dünya havacılık törenlerinde kendisinin Türkiye'yi temsil ettiğini ve gururlandığını söyledi. -UÇAK'TA ARIZA OLUŞTU- Fırtına, Hava Kuvvetlerinin geçmişine ait araştırmalarının 38 kitap halinde yayımlandığını ifade ederek, ''Derken uçakta arıza oluştu. İkaz sisteminde ışıklar yandı. Uçak emergency (acil durum sinyali) verdi. Baktım motor çalışıyor. O zaman hızlı düşünüp çabuk karar vermek gerekirdi. İkaz sisteminde analizler yaptım'' diyerek, iddianameye ilişkin beyanlarda bulundu. ''Ben niçin burada olduğumu iddianameye göre anlamış değilim'' şeklinde konuşan Fırtına, gazetelerde Oraj planına ilişkin çıkan haberlere hayretle baktığını anlattı. Fırtına, ''Böyle bir şeyin içinde bulunmadığım için üzülmekle beraber çok da önemsemedim. Savcı bilgilerimize başvurdu. 'Suçlanıyorsunuz. Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak ister misiniz?' dedi. 'Suç işlemedim ki' dedim. Oraj nedir. Bildiğimiz bulut. Soyadım da Fırtına ya. Oradan anlam çıkarmaya çalışıyorlar'' diye konuştu. Savcıya bunun acemice hazırlandığını gördüğünü ve bu şekilde ifade ettiğini dile getiren Fırtına, ''Akademilerde uzun kaldığım için 'Bu sınıf geçmez' dedim. 'Çetin Doğan generali tanıyor musun?' diye sordular. Ben emekliyim, o da emekli. Bizim rütbemize gelen generallerin birbirlerini tanımaması olamaz zaten'' dedi. Doğan ile görev nedeniyle de bir araya geldiğini ifade eden Fırtına, ''Kendisini severim de sayarım da. Ben havacı, o karacı olduğu için yakın, sürekli bir ilişkimiz yok'' ifadesini kullandı. Savcının kendisine, ''Başbakan'ın evinin üzerinden, camiye uçağını çakmışsın'' dediğini ileri süren Fırtına, şöyle devam etti: ''Caminin aleminin düştüğünü biliyorum. Cumhuriyet Bayramı provaları için uçaksavarlar üçlü üçlü geçerken, alçalırken bir sebeple alçak geçip ya egzozdan çıkan gazlar nedeniyle ya da başka bir sebeple parçalar yere düşmüş. Başbakana bilgi verdim. İkna ettim. Ertesi gün caminin tamir edilmesi için emir verdim. Sonra da anlıyorum ki bu cami işi 2003 yılı senesiyle ilgili değil. 'Meclisin üzerinden 2005'te uçmuşsun' dediler. Ben, 'Emekliydim' dedim.'' Fırtına, savcının, kendi kafasındaki kurgunun oluşabilmesi için o yönde sorular yönelttiğini, ikaz etmesine rağmen, bu yöndeki soruları devam edince, ifadede yer alan Başsavcı Vekilinin müdahale ettiğini anlattı. Yaşadığı bu olaylar nedeniyle şaşkınlık içinde olduğunu, böyle bir şey olmaması gerektiğini anlatan Fırtına, bir süre geçtikten sonra davanın açıldığını, iddianame yayınlanmadan önce de Balyoz olayını başlatan gazeteci Mehmet Baransu'nun Mart 2010'da çıkan ''Karargah'' isimli kitabının, 70-80 sayfasının tamamen iddianameyle ilgili olduğunu gördüğünü söyledi. Baransu'nun kitabında ''Fırtına... elektronik imzasını taşıyan harekat planları...'' ifadelerinin yer aldığını anımsatan Fırtına, kendisine iftira edildiğini, suç uydurulduğunu iddia etti. Emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, Baransu'ya karşı yasal haklarını saklı tuttuğunu dile getirerek, arkasındaki gücün ne olduğunu araştırmak gerektiğini ifade etti. Fırtına, ''Ben iddia edilen bu çalışmaların ve eylemlerin hiçbirinin içinde bulunmadım. Buna rağmen, iddianamede, gerçek olmayan, doğru olmayan bu şeyleri gerçekmiş gibi, doğruymuş gibi gösterilerek suçlandığımı görmekteyim'' dedi. -İDDİANAMEDE YER ALAN İFADELER- İddianamenin 451. sayfasında kendisi için ''Balyoz oluşumunun hava kuvvetleri yöneticisi konumunda kanaatine varılmıştır'' denildiğini ifade eden Fırtına, bunun yanlış olduğunu belirterek, bu cümleye ekleme yaparak, doğrusunun ''Balyoz oluşumunun hava kuvvetleri yöneticisi konumunda bulunmadığı kanaatine varılmıştır'' olduğunu kaydetti. Orgeneral Fırtına, şöyle devam etti: ''Eğer bu örgütün yöneticisi konumunda değilsem, burada bulunmamam lazımdı. Ancak bu haliyle, yani doğru olması haline rağmen cümlenin gerçeği yansıtıp, yansıtmadığı sorgulanmak zorundadır. Çünkü İbrahim Fırtına buradadır. Cümlede ifade edildiği şekliyle, Hava Kuvvetleri yöneticisi konumunda bulunmadığı kanaatine varılsaydı, İbrahim Fırtına burada olmayacaktı. O halde beni buraya getiren, tutuklu konuma sokan, hürriyetimden mahrum eden şey nedir? Benim yapmadığım, etmediğim, içinde bulunmadığım bir şeyi, yani, doğru olmayan bir şeyi doğruymuş gibi gösteren bir iddia kurgusudur.'' İddia makamının bir kelimeyi atladığını belirten Fırtına, iddianamenin 109. sayfasında da ''suç niteliğimizle ilgili kanaatimiz'' başlığındaki bölümde yer alan bazı paragraflarda kes yapıştır yöntemiyle aynı şeylerin alt alta yazıldığını anlattı. Fırtına, 58 kelimenim bir alt paragrafta aynı şekilde yer aldığını dile getirerek, iddianamede kendisini rahatsız eden, dikkatini çeken konulara değindiğini, bir kastının olmadığını kaydetti. Sanıklardan Ziya Toker ve Cengiz Köylü ile Oraj Planı'nı hazırladığı iddia edildiğini belirten Fırtına, Köylü'yü Harp Akademileri'nden tanıdığını, ilk defa duruşma salonunda gördüğünü söyledi. Fırtına, Toker ile de bir kere konuştuğunu belirtti. Duruşma, Fırtına'nın savunmasıyla devam ediyor.
<< Önceki Haber Balyoz Sanığı Fırtına savunmada Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER