'
Ergenekon'' soruşturması kapsamında sevkedildiği mahkemece serbest bırakılan
Cumhuriyet Gazetesi
Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay, ''Mutluyum, ama
terör yaralısıyım'' dedi.
Serbest bırakılmasının ardından, Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi'nde
gazetecilere açıklama yapan
Mustafa Balbay, soruşturmayla ilgili başından beri bir gazeteci olarak dezenformasyondan yakındığını söyledi. Balbay, ''Şimdi ben de bu konuda bilgi vermeye yetkili bir kişi olmadığım için sizi yanlış bilgilendirmeyeyim. Sadece kendim için 1-2 cümle söyleyebilirim'' diye konuştu.
Basın kartını göstererek, ''İçeriye sadece bu kimliğimle girdim.
Gazeteci kimliğimle girdim, gazeteci kimliğimle çıkıyorum'' diyen Balbay, eşini, çocuklarını, gazetesini, okurlarını, dinleyenlerini ve izleyenlerini çok özlediğini söyledi.
Balbay, ''İçeride en büyük hasretim buydu. Onun dışında canım da çok sıkkın değildi. 400 sayfalık kitap okudum.
Polis arkadaşlar bana kütüphaneden kitaplar verdiler'' diye konuştu. Balbay, olayla ilgili çok ayrıntılı açıklama yaparak yanlış yönlendirmek istemediğini anlattı.
Yargı makamının önüne gelen herşeyi ciddiyetle
izleme sorumluluğunda olduğunu gördüğünü aktaran Balbay, şunları kaydetti:
''Ama bunlarla ilgili ayrıntılı birşey demek de çok şık olmaz. Yargı, önüne konanı ayrıntılarıyla irdeliyor, bakıyor, değerlendiriyor. Bu aşamadan sonrası bu
tartışma, içeride gazeteleri ve televizyonları çok az takip edebildim ama ikiye bölünmüşlük de var. Ancak ben sonuç olarak, hukukun üstünlüğü ortak paydası olur diye düşünüyorum.''
Basın mensuplarına, meslek aşklarını bildiğini, nasıl koşuşturduklarını gördüğünü vurgulayan Balbay, ''
Vatan Caddesi'nde ben sizi çaktırmadan kafesin arkasından arada bir izliyordum. Mutlaka size birşeyler söylemek gerekir diye bunları söylüyorum'' dedi.
TERÖR BENİ YARALADI
Gazetecinin, kendisinin haberin konusu olmasından nefret ettiğini belirten Balbay, ''Ama maalesef hayat son yıllarda bana çok iyi davranmıyor. Ben söylediklerim, anlattıklarım haber konusu olsun arzu ediyorum, ama bazen de yaşadıklarım böyle oldu'' diye konuştu.
Balbay, şöyle devam etti:
''Dediğim gibi, yargı aşaması kendi içinde devam ediyor. 'Şu anda nasıl hissediyorsunuz kendinizi?' derseniz, mutluyum, ama terör yaralısıyım. Ben, Uğur Mumcu'nun yerinde yazıyorum. Ahmet
Taner Kışlalı oda komşumdu. Gazeteciliği onlardan öğrendim. Hukukun üstünlüğünü onlardan öğrendim ve 'nereden gelirse gelsin terörün her türlüsüne hayır' sözünü Uğur Mumcu'dan öğrendim. Ama ben bir terör örgütüne üye olmak zannıyla gözaltına alındım. Onlar terörden öldü, ama terör beni yaraladı. Bu sadece kendi içimdeki yara, ama şu anda yaşadıklarıma karşı bir serzenişim yok. Ruh halim, terör yaralısı hissediyorum kendimi.''
Kendisine yöneltilen soruların tümünün mesleğiyle ilgili faaliyetlerine ilişkin olduğunu belirten Balbay, ''Zaten başka bir şey yoktu ve olamazdı'' dedi.
Balbay, sözlerini, ''Söyleyecek daha çok sözüm var bu
ülke için. Bu ülke dışında başka hiçbir yerde yaşamayı düşünmeyen bir gazeteci olarak hepinize teşekkür ediyorum'' diyerek tamamladı.
Bir gazetecinin, ''yarın yazılarına devam edip etmeyeceğini'' sorması üzerine de Balbay, ''Tabii ki, ama genel yayın yönetmenimiz İbrahim Yıldız'a söylemem lazım. Belki yetişmez. 'Geç kaldın, bu saatte yazı mı yazılır' der'' diye konuştu.
CUMHURİYET GAZETESİ'NDE COŞKULU KARŞILAMA
Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nden, Şişli'deki
Cumhuriyet Gazetesi'ne gelen Balbay, burada gazete çalışanları ve okurları tarafından alkışlarla karşılandı.
Balbay'a gazetenin bahçesine girişinde
çiçek verilirken, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Hikmet Çetinkaya da Balbay'a sarıldı.
Balbay, burada yaptığı açıklamada da, ''Bu yaşadıklarımız, gazetecinin
Türkiye gibi ülkelerde meslek hastalığıdır. Türkiye gibi ülkelerde gazeteci bu tür şeylerle karşılaşır. Ben bütün bu olan bitenleri bu bağlamda değerlendirdim'' dedi.