Sağlık Bakanlığı
Bilim Kurulu su raporunda, kuraklık kaynaklı su sıkıntısının, özellikle içme ve kullanma sularının tasarruflu, etkin ve sağlığı olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde tüketimini gerekli kıldığı belirtilerek, içme ve kullanma sularının güvenli ve
temiz olması gerektiği kaydedildi.
Rapora göre su
kesintileri nedeniyle vatandaşların ayması gereken önlemler şöyle:
-Bina ve konutlarda kullanılan su
depolarından temizliği yapılmamış olanlar hemen, daha sonra da belirli periyotlarla (kesinti olduğu dönemlerde 3 ayda bir, diğer dönemlerde 6 ayda bir) temizlenmeli ve
bakımları yapılarak dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.
-Kesinti olmadığı zamanlarda da suyun depodan kullanımı sağlanmalıdır.
-Mahalle aralarında
kuyu,
tanker, bidon v.b. kaynaklardan içme suyu temin edilmemelidir.
-Evlerde ihtiyaç fazlası su depolanmamalıdır. Depolanan veya saklanan sular ağzı kapalı temiz kaplarda ve güneş görmeyen serin yerde muhafaza edilmelidir. Sular gelse bile öncelikle depolanmış sular tüketilmeli, geniş kapaklı musluklu bidonlar
tercih edilmeli, temizliği sürekli
kontrol edilmelidir.
-Kesinti sonrasında
şebekeye verilecek su berraklaşıncaya kadar 3-5 dakika akıtılmalı, akıtılan suyun israf edilmemesi için
tuvalet vb. yerlerin temizliğinde kullanılmalıdır.
-Kesinti süresince şebeke suyu içme amaçlı kullanılacak ise tercihen 1-2 dakika kaynatılıp, soğutularak kullanılmalıdır.
-
Beslenme amacı ile evlere giren ve çiğ tüketilen her türlü
sebze ve meyvenin yıkandıktan sonra yüzde 1'lik
klor solüsyonundan 1 lt suya 20-30 damla damlatılarak 30 dakika bekletilmelidir. (yüzde 1'lik klor solüsyonu 1
bardak çamaşır suyunun üzerine 9 bardak normal su konularak kolayca hazırlanır. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta kullanılan
çamaşır suyu herhangi bir katkı maddesi içermemesi ve yüzde 10 aktif klor "sodyum hipoklorit" içermelidir. Konuyla ilgili güçlüklerde en yakın sağlık kuruluşuna başvurularak bilgi alınmalıdır.)
-Ambalajlı su (pet, bardak, cam
şişe ve
damacana) kullanılacaksa
Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olmasına dikkat edilmelidir.
-Damacanalardan su almak için kullanılan pompalar, 15 günde bir yüzde 1'lik klorlu su içerisinde 30 dakika bekletilmeli ve içerisinden yüzde 1'lik klor solüsyonu geçirilmelidir.
-Evde depolanmış sularda bebeklerin ve çocukların
boğulma tehlikesine karşı gerekli
tedbirler alınmalıdır.
Kişisel temizliğe özellikle el temizliğine mutlaka dikkat edilmelidir.
-Sahteliğinden şüphelenilen ambalajlı sular ile ilgili şikayetler Sağlık Müdürlükleri ile Sağlık Bakanlığının 184 nolu
telefon hattına iletilmelidir.
-Kesinti,
arıza, açıkta su satılması, su depoları ve diğer hususlar ise belediyelerin ilgili birimlerine iletilmelidir.
Görülebilecek ishal vakalarında mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
-Kaynağı bilinmeyen buzların kullanılmasından ve tüketilmesinden kaçınılmalıdır.
Raporda
yerel yönetimlerin alması gereken tedbirler ise şöyle sıralandı:
"-Öncelikle mümkün olduğunca
su kesintisine gidilmemesi için tüm alternatifler değerlendirilmeli ve zamanında tedbir alınmalıdır.
-Su kesintisi zorunlu ise uzun süreli kesintilerden kaçınılmalıdır. Zorunluluk halindeki bir günü aşan kesintilerde gerekli tedbirler alınmalıdır.
-Herhangi bir
salgın hastalık ortaya çıkması durumunda, sağlık teşkilatının talebi üzerine su kesintisine son verilmelidir.
-Kesinti planlaması da dahil olmak üzere su kesintilerinin her aşamasında ve su dağıtım
sisteminde arıza olması halinde, sağlık müdürlükleri ile koordinasyon sağlanmalıdır.
Normal şartlarda şebeke sularındaki serbest klor miktarı 0.5 ppm (mg/L) olmalıdır. Ancak, su kesintilerinin yaşandığı yerlerde süper klorlama yapılmak suretiyle bu miktar 1 ppm (mg/L)'e çıkarılmalıdır.
-Kesinti süresince kontroller sıklaştırılmalı, suyun bakteriyolojik analizleri, serbest klor ölçümleri aksatılmadan yapılmalıdır. Klorlama cihazlarının periyodik bakımlarının yapılarak sürekliliği sağlanmalı ve sistem muhtemel arızalara karşı yedeklenmelidir.
-Su depolarının periyodik bakım,
temizlik ve dezenfeksiyonu
ihmal edilmemeli, tüm işler için konunun eğitimini almış
personel istihdamı sağlanmalıdır.
-Su ile bulaşan bulaşıcı ve salgın hastalıklara zamanında ve etkin bir şekilde müdahale etmek için, su şebeke sisteminin kaynak, depo, isale hattı, klorlama üniteleri ile kanalizasyon şebekesi bilgilerini içeren plan ve krokileri yerel yönetimlerce hazır bulundurulmalı ve bunların bir örneği sağlık teşkilatı yetkililerine de verilmelidir.
-Arıza durumunda, bakım onarım yapılırken iyi planlama yapılmalı, onarım yapılan şebeke bölümü 10 ppm klor içeren suyla 20 dakika dezenfekte edildikten ve bu yüksek klorlu su geri çekilip 1ppm klor içeren suyla durulandıktan sonra şebekeye bağlanmalıdır.
-
Okul,
hastane,
otel, cami, resmi binalar vb. yerlerin su depolarının bakımı, temizlenmesi ve dezenfeksiyonu konusunda ilgililere yardımcı olunmalıdır.
-Depo temizliği ve dezenfeksiyonu konusunda
hizmet sunmak isteyen özel kuruluşlar, sağlık teşkilatının görüşleri alınarak ruhsatlandırılmalı, verilen hizmetin kontrol ve denetimi sağlık teşkilatı ile koordineli olarak yapılmalıdır. Kuyu sularından yararlanılan bölgelerde kuyular
kayıt altına alınmalı, bu kayıtlar için DSİ ve il özel idarelerince verilen kuyu ruhsatları esas alınmalı, ruhsatsız kuyu kullanımına müsaade edilmemelidir. Kuyu suları doğrudan içme suyu olarak kullanılmamalı, bu sular hiçbir şekilde şebeke suyuna bağlanmamalıdır.
-Ticari kuruluşlarca tankerlerle içme suyu satışı
yasak olmakla birlikte, yerel yönetimler ve yetkilendirdikleri kuruluşlarca gerektiğinde hastaneler, çocuk ve
yaşlı bakım evleri ve
ilköğretim okullarının ihtiyaçları karşılanabilir.
Şebeke suyunun
teknik olarak verilemediği bölgelere de Sağlık Müdürlükleri ile koordinasyon sağlanması kaydıyla tankerle su ikmali yapılabilir. Ancak, tankerle içme ve kullanma suyu temininde belirlenen kurallara titizlikle uyulmalıdır. Bu iş için kullanılan tankerler yerel yönetimlerce ruhsatlandırılmış olmalı ve başka amaçlar için kullanılmamalıdır. İçme ve kullanma suyu tankerlerinin dolum noktaları sağlık teşkilatına bildirilmelidir. Tankerlerdeki bakiye klor oranı 1 ppm olmalıdır.
-Sulama amaçlı kullanılan tankerlerle içme ve kullanma suyu taşınmamalıdır. Bu tankerler üzerine "içilmez" ibaresi yazılmalıdır.
-Genel amaçlı kullanılan tuvaletlerin zemin, tuvalet taşı ve klozetleri yüzde 2'lik sodyum hipoklorit solüsyonu (2 lt. çamaşır suyu + 8 lt su karışımı) ile temizlenmesi ve bu yerlerde el temizliği için katkısız sıvı
sabun kullanılması sağlanmalıdır.
-
Atık sularla kirlenen dere ve çayların sulama suyu olarak kullanımı önlenmelidir. Mahalle çeşmeleri gibi dezenfeksiyon işleminin yapılamadığı, ancak biyolojik veya kimyasal
kirlilik tespit edilmiş suların tüketimi engellenmelidir. Bu gibi yerlerde "içilmez" ibareli
tabela veya levha asılmalı, tarihi veya kültürel niteliği bulunmayıp ıslahı da mümkün olmayan çeşmeler yıkılmalıdır. Açıkta satılan her türlü
gıda satışı engellenmelidir.
-Sebze ve meyvelerin pazaryerlerindeki durgun sularla yıkanması engellenmelidir. Pazaryerlerinde denetim sıklaştırılmalı, zabıtalar bu denetimle ilgili olarak eğitilmeli,
toplum bireyleri bilgilendirilmelidir.
-Göl,
gölet, şelale, fıskiye gibi rekreasyon amaçlı olarak kullanılan havuzların dezenfeksiyonu ile ilgili gerekli önlemler alınmalıdır.
-Kullanılacak tüm dezenfektan maddelerin Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmasına dikkat edilmelidir.
-Buz imalathanelerinin su kaynağı ve teknolojisi denetlenmelidir.
-İlgili belediye personelinin
hijyen ve dezenfeksiyonla ilgili bilgi açıkları varsa il sağlık teşkilatı ile
işbirliği yapılarak eğitimleri sağlanmalıdır.
Sağlık Müdürlüklerince Alınması Gereken Tedbirler ise şöyle:
"-Sağlık Müdürlüklerinde ilgili sağlık müdür yardımcısı başkanlığında, gıda ve çevre kontrol şube müdürü, bulaşıcı hastalıklar şube müdürü, sağlık ocakları şube müdüründen oluşan bir
izleme değerlendirme birimi oluşturularak gelişmelerle yapılan çalışmalar günlük/haftalık değerlendirilmelidir.
-Bütün yerleşim yerlerinin su ve kanalizasyon sistemlerini ayrı ayrı renkte, kaynak, depo girişi ve çıkışı, klorlama noktaları ve şebekeye katılan kuyu veya ilave kaynak varsa bunları da gösteren ve ilgili yerel yönetimler tarafından hazırlanan krokiler, İl
Sağlık Müdürlüğü / Sağlık Grup Başkanlığında da bulunmalıdır.
-Yerleşim yerlerinde sorumlu sağlık birimlerince içme ve kullanma suyu sağlayan su kaynaklarının özellikle bakteriyolojik yönden kontrolü için yeterli sayıda odak noktalar belirlenmelidir. Bu odak noktalar belirlenirken kaynak, depo girişi ve çıkışı, şebekenin kanalizasyon sistemine yakın geçtiği noktalar, şebekeye ilave, kuyu,
baraj vb gibi bir su kaynağı, şebeke sistemindeki muhtemel zayıflıklar ve toplu su kullanımının olduğu yerler (okul, hastane, toplu çalışılan yerler, gıda
üretim yerleri ve yemek fabrikaları vb. gibi) dikkate alınmalıdır. Odak belirleme işlemi yerel yönetimlerle birlikte yapılmalıdır. Belirlenen odak noktalardan Sağlık teşkilatınca haftalık bakteriyolojik numune alınmalı (gerektiğinde bu süre kısaltılabilir), suda bakiye klor ölçümü ise günlük olarak yapılmalıdır.
-Yapılan kontrollerde kirli bulunan içme ve kullanma sularının kirlilik nedenleri araştırılmalı, kirlilik odak noktaları tespit edilerek izale edilmeli, kirlilik giderilinceye kadar bu su kaynaklarının kullanımına engel olunmalı, gerektiğinde bu durum mahalli yayın organları ile halka duyurulmalıdır.
-Mahalle aralarında kuyu, tanker, bidon v.b. kaynaklardan sağlanan niteliği belirsiz içme suyu satışlarına engel olmak için gerekli denetimler yapılmalıdır.
-Hastaneler, çocuk ve yaşlı bakım evleri ve tüm okulların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, tankerle taşınan içme ve kullanma suyunun bakiye klor ölçümleri ve bakteriyolojik analizler düzenli olarak yapılmalıdır. Su örnekleri bina su tesisatını temsil edecek şekilde alınmalıdır.
-
Yemek fabrikaları ve lokantalar dahil olmak üzere tüm toplu beslenme hizmeti sunan işletmelerin içme ve kullanma suları ile su depoları bakteriyolojik olarak izlenmelidir. Buralarda çalışanlar ishalli hastalıklar açısından takip edilmelidir.
-Yüzme havuzları su kirliliği yönünden izlenmeli, gerekli önlemler alınmalıdır.
-Kişisel hijyen ve el yıkama konularında halka yönelik bilgilendirme faaliyetleri artırılmalıdır.
-Ambalajlı su işletmelerinin denetimleri sıklaştırılmalıdır. Damacanaların yıkama suları denetlenmelidir.
-Buz imalathanelerinin özellikle su kaynağı olmak üzere denetimi sıklaştırılmalıdır.
-Belediyelerin eğitim talepleri değerlendirilerek gerekli
destek yapılmalı, gereğinde Bakanlık
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden teknik destek istenmelidir.
-Gıda işleme yerleri, toplu beslenme yerlerinin denetimi arttırılmalıdır."
CİHAN