Bakanlar Kurulu sonrası İran açıklaması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi.

Bakanlar Kurulu sonrası İran açıklaması

Cemil Çiçek, İran yaptırımlarına 'hayır' oyuna ilişkin olarak , "Türkiye güvenli ve politikalarında dürüst bir ülkedir.." dedi. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Türkiye'nin eksen kayması yok. Türkiye'nin ekseni yerinde duruyor, Türkiye temel tercihini baştan yapmıştır. Biz AB'ye tam üye olmak istiyoruz'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınan konularla ilgili basın mensuplarına bilgi verdi. Bakan Çiçek, toplantıda, spor yasalarında, şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanunda değişiklik öngören tasarının da aralarında olduğu birçok konunun ele alındığını söyledi. Çiçek, şöyle devam etti: ''Hatırlanacağı üzere, 2004 yılında bu konuyu ilk defa düzenledik. 2004 yılından 2010 yılına kadar geçen sürede 6 yıllık uygulamasında maalesef istenen sonuçlar elde edilememiştir. Onun için halen şiddet, olumsuzluklar bu alanda devam ediyor. Sporun da toplum hayatımızdaki yeri önemli. Müsabakalarda şiddetin ve düzensizliğin önlenmesi açısından bu kanunun uygulanmasındaki tecrübeyi ve ortaya çıkan boşluğu dikkate alarak bu kanun tasarısını yeni baştan Meclise sevk etmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Bugün buna önem verdik, bunu imzaya açtık. Meclisin yeni yasama yılına başladığı dönemde bu yasayı öncelikle çıkarmak imkanımız olabilir.'' Kurulda, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı'nın da ele alındığını bildiren Çiçek, tasarının AB müktesebatı ile de ilişkili olduğunu ifade etti. Cemil Çiçek, biyolojik çeşitliliğin; o ülkenin en önemli zenginliği olduğunu ve korunmasının önemine işaret etti. Bu alanda yapısal ve yasal olarak boşluklar bulunduğunu ve yeniden ele alınması gerektiğine işaret eden Çiçek, tasarının, tabii kaynakların ve biyolojik çeşitliliğin korunması, kullanılması ve bilimsel esaslara göre yönetilmesinin sağlanması, bu alandaki düzensizlik ve disiplinsizliğin kaldırılması ve bununla ilgili bir komitenin kurulması gibi önemli yapısal değişikliler getirdiğini ve imzaya açıldığını kaydetti. Toplantıda Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, AB ile ilişkiler konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdiğini ve fasılların değerlendirildiğini ifade eden Çiçek, gıda güvenliğiyle ilgili yasanın da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsattı. Rekabet politikası ile ilgili faslın açılabilmesi için, devlet yardımlarının izlenmesi ile ilgili bir kanun tasarısının çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Çiçek, bu konunun TBMM gündeminde olduğunu ve parlamentoda gerekli desteği göreceğini ümit ettiğini söyledi. Bilgi toplumu ve medya fasılı ile ilgili olarak RTÜK yasasının da çıkarılması gerektiğini kaydeden Çiçek, bununla ilgili tasarının ilk olarak 3 Haziran 2010'da TBMM AB Uyum Komisyonunda görüşüldüğünü ve şu an Anayasa Komisyonunda bulunduğunu anımsattı. İşletme ve sanayi politikası ile ilgili olarak Türkiye Sanayi Strateji Belgesinin hazırlanması gerektiğine dikkati çeken Çiçek, ilgili bakanlık ve kuruluşların bu konuda önemli çalışmalar yaptığını ve Yüksek Planlama Kurulu kararına sevk edilmiş olacağını söyledi. Bütün bu çalışmaların, hükümetin AB konusuna verdiği önemi gösterdiğini anlatan Çiçek, son günlerde ''Türkiye'de eksen kayması var'' şeklinde tartışmalar yapıldığına işaret ederek, şöyle konuştu: ''Türkiye'nin eksen kayması yok, Türkiye'nin ekseni yerinde duruyor, Türkiye temel tercihini baştan yapmıştır. Biz AB'ye tam üye olmak istiyoruz. İnsafla düşünüldüğünde de AB'ye üyelik noktasındaki en yoğun çaba ve çalışmayı da AK Parti iktidarı göstermiştir. Biz iktidara geldiğimizde aday ülkeyken bugün müzakere eden ülke haline gelmiştir. Belli sayıda başlıkta da müzakereye başlandı. Eğer bu konuda daha hızlı bir çalışma yapılamıyorsa bu Türkiye'den kaynaklanmıyor. Maalesef şu an Avrupa'yı yöneten bir kısım ülkelerin yöneticilerinin Türkiye'ye şaşı bakışından ve açılış kriterleri içerisinde olmadığı halde Türkiye'nin önüne Kıbrıs meselesinin getirilip konmasından kaynaklanıyor. 8 fasıl ondan dolayı kapalı, 5 tanesi Fransa'nın bloke etmesi sebebiyle kapalı ama her gün bir kısım Avrupa ülkeleri, verdikleri taahhütlerin arkasında durmayarak ahdi vefa göstermeyerek, Türkiye'nin AB üyeliğini engelleme noktasında maalesef işi ağırdan alıyorlar.'' Türkiye'de bu konuları değerlendirenlerin, Avrupa'nın bu noktadaki ön yargısını, ahdi vefasızlığını göz ardı ettiğini söyleyen Çiçek, ''Sanki biz AB'yi bir konjonktürel mesele olarak kabul ediyormuşuz ve AB hedefinden vazgeçmişiz, başka arayışlar içerisindeymişiz gibi eksik, yanlış ve doğru bir bilgi ve temele dayanmadan değerlendirmeler yapıyorlar'' dedi. Çiçek, hedeflerinin AB olduğunu ve bu hedeften sapma ya da işi ağırdan almanın söz konusu olmadığını da söyledi. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, BM'de İran'a yönelik oylamaya ilişkin, ''Türkiye, güvenilir ülkedir, Türkiye politikalarında dürüst bir ülkedir. Akşam farklı, sabah farklı değil, kiminle ne konuştuysa, ne söylediyse onun arkasında durarak bu politikaları sürdürüyor. Onun için bu mutabakata sadık kalarak BM'de oylamada 'hayır' oyu vermiştir'' dedi. Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Başbakanlık Yeni Bina'da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Toplantının ikinci önemli konusunu İran'a yönelik gelişmelerin oluşturduğunu belirten Çiçek, Türkiye'nin, bölgesindeki sorunların barışçıl yollardan, diplomatik usullerle sürdürülmesini istediğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin temel politikasının, ''yurtta sulh, cihanda sulh'' olduğuna dikkat çeken Çiçek, sulhu temin etmek adına barışçıl yolların, diplomasinin öne çıkmasının Türkiye'nin temel politikası olduğunu kaydetti. Çiçek, şunları söyledi: ''Bunun dışındaki politikaların, ülkemize ve bölgemize ne büyük sıkıntılar çıkardığını halen biliyoruz ve yaşıyoruz. Onun için yaptığımız bu, İran'ın nükleer faaliyetlerle ilgili konulardaki çalışmalarını da konuşulması gereken ülkelerle konuşarak, en başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere, her safhada gerekli istişareleri yaparak, gerekli bilgilendirmeleri yaparak götürdük. Ve 17 Mayıstaki çaba, gayret ve ortaya çıkan Tahran Mutabakatı, böyle bir istişarenin, arzunun ve isteğin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. O nedenle herkesin olayı değerlendirirken, son kareye bakarak değerlendirme yapmak yerine oraya gelinceye kadar Türkiye'nin iyi niyetle yaptığı çabaları göz ardı etmemesi gerekir. Türkiye, güvenilir ülkedir, Türkiye politikalarında dürüst bir ülkedir. Akşam farklı, sabah farklı değil, kiminle ne konuştuysa, ne söylediyse onun arkasında durarak bu politikaları sürdürüyor. Onun için bu mutabakata sadık kalarak BM'de oylamada 'hayır' oyu vermiştir.'' -''(EVET) OYU VERENLERİN BİLE 'SÜRECİ DEVAM ETTİRİN' TELKİNLERİ...''- Hükümet Sözcüsü Çiçek, Tahran Anlaşmasının altında Türkiye'nin imzasının bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin imzası, öyle bir haftada, on günde kuruyan, üç gün sonra yırtılıp atılacak bir imza değil. Çünkü Türkiye işi o noktaya getirinceye kadar çok önemli çaba sarf etmiş ve müzakere kapısını açık bırakmıştır. Yaptırımlar konusunda 'evet' oyu verenlerin bile 'Aman bu süreci devam ettirin' şeklinde telkinleri vardır. Bir taraftan 'evet' oyu, bir taraftan 'dağılan bu süreci açık tutalım, işletelim' tarzındaki beklentiler, talepler, bizim yaptığımız işin doğruluğunu açıkça ortaya koymaktadır.'' Türkiye'nin yanı başındaki ihtilaflar çözüme kavuşmazken, tüm dünyadaki barışı ve istikrarı etkileyecek uluslararası sorunlar dururken Türkiye'nin barışa gidecek yolu aralayan kapıyı açık tutma noktasında inanılmaz bir çaba sarf ettiğini ifade eden Çiçek, ''Viyana Grubu üyelerine ve İran'a buradan ifade ediyoruz ki; Tahran Anlaşması çerçevesinde uranyum takası için iyi niyetli müzakereleri hemen başlatması gerekmektedir. Tahran Mutabakatı, hem İran'a hem bunun karşısında olanlara ve sorumlu olan her ülkeye bu manada önemli sorumluluk yüklemektedir. Bunun gereği olarak da müzakerelerin süratle başlaması icap etmektedir'' dedi. Türkiye'nin bu konudaki aktif çabasını, gayretini sonuna kadar sürdüreceğini bildiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Unutulmaması gereken husus, Türkiye, diğer ülkelerden farklı olarak İran ile komşu olan ülkedir. Meydana gelebilecek olumsuzluktan en başta etkilenen ülke de Türkiye olur. Nitekim Irak'ta sorunlar var. Irak'ın geldiği noktaya bir bakalım; Irak'ın bu noktaya gelmesinde hiç sorumluluğu olmayan ülke biziz ama en çok etkilenen ülke de biziz. Yaşadığımız derslerin ışığında İran ile ilgili gelişmeleri değerlendirdiğimizde daha sağlıklı bir sonuca varabiliriz diye düşünüyoruz.'' -''KIRGIZİSTAN'A HEYET GİDECEK''- Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu'nda Kırgızistan'da yaşanan üzücü olayların da ele alındığını belirterek, ''Türkiye'nin, işin normal bir mecraya dökülebilmesi açısından üzerine düşen çaba ve gayreti gösterdiğini'' ifade etti. Bu konuya ilişkin Dışişleri Bakanlığı ve Bişkek Büyükelçiliğinde kriz masası oluşturulduğunu, bu ülkeye bu akşam uçakla 15 ton ilaç ve yardım malzemesi gönderileceğini bildiren Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çatışmalardan zarar görmemesi için Kırgızistan nezdinde her türlü teşebbüste bulunulduğunu ve 24 saat bu temasların sürdüğünü, ayrıca tahliye için 2 uçak gönderildiğini kaydetti. Çiçek, Dışişleri Bakanlığından diplomatik ve ekonomik kurum temsilcilerinden oluşan bir heyetin de bu ülkeye bu akşam gönderileceğini ifade ederek, uluslararası temasların sürdürüldüğünü, Kazakistan ile eş güdüm içerisinde Kırgızistan'ın normalleşmesi açısından çaba gösterdiklerini söyledi.
<< Önceki Haber Bakanlar Kurulu sonrası İran açıklaması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER