Bakanlar Kurulu sona erdi. Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sona erdi. Bakanlar Kurulu toplantısı yaklaşık 3 saat 20 dakika sürdü.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, üzerinde çalışılan yeni ana
yasa taslağının,
AK Partililer için yapılan bir çalışma olmadığını, AK Parti'ye bir anayasa hazırlamadıklarını kaydederek, ''Biz
Türkiye için bir anayasa yapma çabası ve gayreti içerisindeyiz'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada,
Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın ''
Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısı''na ilişkin kurula bilgi verdiğini söyledi.
ABD'ye gidecek Başbakan Erdoğan'ın
BM Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde pek çok devlet ve hükümet başkanıyla bir araya geleceğini anımsatan Çiçek, önemsedikleri bu konunun da toplantıda ele alındığını ifade etti.
Yeni anayasa taslağına ilişkin çalışmaların da toplantıda değerlendirildiğini belirten Çiçek, şunları kaydetti: ''
Anayasa taslağı çalışmalarının
Hükümet'te görüşülmesinin sebebi şudur; 1
Ekim'den itibaren
TBMM yeni dönem çalışmalarına başlayacaktır. Tabiatıyla hem Hükümet programında hem parti olarak
seçim beyannamemizde dile getirdiğimiz,
topluma vadettiğimiz hususlar var. Ayrıca geçen dönem de TBMM Genel Kurulu'na inmiş 140 tane tasarı var.
Kamuoyunun da bu tasarıların, hiç olmazsa önemli bir kısmıyla ilgili olarak büyük beklentileri ve talepleri var. Dolayısıyla şimdi biz bu tasarıları çıkarırken yürürlükteki anayasayı dikkate alıyoruz. Aksi halde anayasaya aykırılık iddiasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Esas karşılaştığımız sıkıntı mevcut anayasanın Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayamadığı. Bir çok reformları anayasadaki mevcut hükümler sebebiyle ya yürürlüğe koyamıyoruz ya askıya alıyoruz veya anayasadaki bu hükümler reform niteliğinde
düzenlemeler yapılmasını imkansız kılıyor. Bu nedenle bu yeni anayasanın bir an evvel ülkenin gündemine gelmesi tabiatıyla yasama çalışmaları açısından önem arz ediyor.''
-SAPANCA TOPLANTISI-
Yeni anayasa hazırlığı çalışmaları çerçevesinde geçen hafta akademisyenlerden ve partinin bazı hukukçularından oluşan bir grubun
Sapanca'da bir araya geldiğini anımsatan Çiçek, bu toplantıda da önemli noktalara gelindiğini söyledi.
''Ancak üzerinde biraz daha çalışma yapılmasını da doğru buluyoruz'' diyen
Cemil Çiçek, şöyle devam etti: ''Yaptığımız çalışmalarda en çok karşılaştığımız
itiraz; 'Yasalar yeteri kadar toplumda tartışılmıyor, gerekli katkılar verilmiyor, alelacele
Meclis'e gönderiliyor' diye. Halbuki üzerinde konuştuğumuz konu yasa değil, en temel yasadır. Dolayısıyla baştan beri ifade ettik, bir defa daha altını çizerek bir iki hususu sizler aracılığıyla ilgi duyanlara, kamuoyuna aktarmak istiyoruz;Üzerinde çalıştığımız
taslak, AK Partililer için yapılan bir çalışma değil. AK Parti'ye de bir anayasa hazırlamıyoruz. Biz Türkiye için bir anayasa yapma çabası ve gayreti içerisindeyiz. Bunun fikri çalışmasını yapıyoruz. Biz AK Partililer için bir anayasa hazırlığında değiliz, AK Parti'ye rey verenler için bir anayasa hazırlamıyoruz. Türkiye için anayasa hazırlıyoruz. Eğer kabul edilirse hem Parlamentomuzun hem de halkımızın onayından geçerse, uzun yıllar bir daha geriye dönmeyecek şekilde ve Türkiye için anayasa hazırlamaya çalışıyoruz, hassasiyetimiz budur. Bu noktada da ön yargılardan uzak, bilimsel çalışmalara, katkılara açık bir anayasayı Türkiye'nin gündemine getirmeye çalışıyoruz.''
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, ''Daha metin ortaya çıkmadan bir kısım gerilim noktaları harekete geçirilmeye çalışılıyor. Bunlardan uzak bu metni, bu çalışmayı yapmamız lazım. biz iyi niyetle çalışıyoruz. Herkesin rahatlıkla tartışabileceği bir metni kamuoyunun önüne koymaya çalışıyoruz'' dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, yeni anayasa taslağı çalışmalarını değerlendirirken, ''Bizim şu anda üzerinde çalıştığımız bir taslaktır. Hatta taslağın taslağıdır, öyle ifade edilebilir'' dedi.
Bu taslağın taslağı niteliğindeki bir kısım çalışmalar kamuoyuna yansıdığında ''hemen bir karşı duruş, katkı yerine ön yargılardan hareket ederek
yerli yersiz Türkiye'de gerilimlere sebebiyet verildiğini ya da verilmek istendiğini'' ifade eden Çiçek, şöyle konuştu:
''Onun için bizim kamuoyundan beklentimiz, arzumuz sizin aracılığınızla evvela bunun bir taslak olduğunun peşinen anlaşılmasıdır. İkincisi bu çalışmaların Türkiye için olduğunun iyice bilinmesidir. Üçüncüsü hiçbir konuda 'bizim dediğimiz budur bu böyle olacaktır' tarzındaki bir yaklaşım içerisinde değiliz, olmayacağız. Bunu açıkça ifade ediyoruz. Çünkü bu taslak çıktıktan sonra en başta siyasi partilerimiz, konuya ilgi duyan
sivil toplum örgütleri, üniversitelerimiz, meslek odalarımız dahil olmak üzere herkesin katkısına açıktır. Biz bu katkıyı bekliyoruz. Bu konuda zaten bu çalışmaları yaparken daha evvel yapılmış
hazırlıklardan da büyük ölçüde
istifade ettiğimizi baştan söyledik. Mesela TOBB'un hazırladığı anayasa taslağından istifade etmeye çalıştık. Türkiye
Barolar Birliği'nin yapmış olduğu derli toplu bir anayasa önerisi var, ondan istifade etmeye çalıştık. TÜSİAD'ın geçmişte yapmış olduğu hazırlıklar var, onlardan istifa etmeyle çalıştık. Partilerimizin TBMM'ye vermiş oldukları teklifler var, onlardan istifade etmeye çalıştık.
Avrupa Anayasası bizim üzerinde durduğumuz bir başka metin oldu. İnsan Hakları Mahkemesi kararları,
Anayasa Mahkemesi kararları bütün bunlar bu taslağın hazırlanmasında müracaat ettiğimiz kaynaklardır. Buralardan yola çıkarak bir bilimsel çalışmayı ortaya koymaya çalışıyoruz. Başkalarının da katkı vermesini kolaylaştırmak adına...''
-''ANAYASAYI GÖRMEDEN SİLÜETE ATEŞ EDENLERİ GÖRDÜK''-
Ciddi bir anayasa ortaya koymanın ciddi bir bilgi birikimini de gerektirdiğini anlatan Çiçek, ''Bir akademik çabayı, gayreti gerektiriyor'' dedi. Bu konuda Türkiye'de zaten çok fazla anayasa hukukçusu bulunmadığını ifade eden Çiçek, 23 anayasa profesörü, 8-10 kadar doçent bir o kadar da kamu hukuku alanında çalışanların bulunduğunu söyledi. Bu bilim adamlarının kamuoyuna yansımış bilgilerinden, açıklamalarından, makalelerinden ve kitaplarından da istifade etmeye çalıştıklarını anlatan Çiçek, şöyle konuştu:
''İstiyoruz ki bu taslak ortaya çıktıktan sonra iyi bir anayasayı birlikte yapalım. Tek başına yapalım arzumuz yok. Bütün bunları tekrar tekrar söyleyişimin sebebi yerli yersiz art niyetli olanların önünü kesmek adınadır. Çünkü daha anayasayı görmeden silüete ateş edenleri gördük. Metin yok ortada, kendi hayalinden geçen şeyler üzerine, kendi beklentilerine göre, kendi anlayışına göre bizleri değerlendirmeye çalışıyorlar. Bunlar doğru şeyler değildir ama Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu konusunda da kimsenin şüphesi yoktur. Nitekim biz bu çalışmaları başlattıktan sonra teşekkürle karşılaşıyoruz. Bir kısım meslek kuruluşları ve bazı çevreler de kendi yönlerinden böyle bir çalışmayı başlatmışlardır. Bunlardan da memnuniyet duyuyoruz. Ümit ediyoruz ki bu çalışmaların hepsi bir araya geldiğinde uzunca süre Türkiye'nin tekrar anayasa tartışmalarına dönmeyeceği bir anayasayı birlikte yapma imkanını bulabiliriz diye düşünüyoruz. Konuşarak, anlaşarak, uzlaşarak birbirimizi anlayarak ama toplumun önünde anayasadan kaynaklanan sorunları da çöze çöze ileriye doğru da gitmemiz lazım.
1 Ekim'de Meclis açılacak, yasama faaliyetleri başlayacak. Buna paralel olarak da bir
eylem planının ortaya konması lazım. Bununla ilgili de sayın Nazım Ekren başkanlığında arkadaşlarımız çalışıyor. Ümit ediyoruz ki Meclis açıldığında bu eylem planını da kamuoyuna verme imkanını buluruz.''
-SORULAR-
Çiçek, toplantıda ele alınan konulara ilişkin bilgi verdikten sonra gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Anayasa Hazırlama Komisyonunda yer alan, ancak AK Parti
Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olmayan bakanların, kurulun yarınki toplantısına katılıp katılmayacaklarına ilişkin soruyu yanıtlarken Çiçek, kendilerine böyle bir davet gelmediğini söyledi. Kendilerinin görüşlerini ve katkılarını süreç içerisinde vermeye çalıştıklarını ifade eden Çiçek, Merkez Yürütme Kurulunun taslak üzerinde bir değerlendirme yapacağını, gerekirse çalışmaların biraz daha genişletilmesine karar verilebileceğini ifade etti.
''Türkiye'nin temel sorunlarının bir kısmı Anayasa'dan kaynaklanıyor'' diyen Çiçek, bu anlamdaki sorunların çözümlenebilmesi için daha geniş bir çalışma yapılmasının gerekebileceğini kaydetti.
Çiçek, işi aceleye getirmek gibi bir niyetlerinin bulunmadığını, anayasa taslağı konusunda hazırlıkları daha iyi yapıp, kamuoyunda iyi tartışıldıktan sonra Meclis gündemine getirmeyi arzuladıklarını belirtti.
Anayasa değişikliği konusu gündeme geldiğinden bu yana
türban konusunda nasıl bir düzenleme yapılacağının tartışıldığı, bu konunun Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın takdirine bırakıldığı yönünde haberler çıktığı anımsatılarak, ''Türban konusunu bir gerilim noktası olarak görüyor musunuz?'' diye sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi:''Biz bu toplantıları biraz kapalı yapmaya çalıştık. Bu çalışmalar sabote edilmesin, yanlış anlaşılmasın, yarım yamalak bu bilgiler kamuoyuna verilmesin diye. Ama maalesef bizim irademizin dışında taslağın tümü gözükmeden yanlış bilgiler veriliyor. Onu düzeltmek için de epey enerji sarf ediliyoruz, zaman harcamaya çalışıyoruz. Tabiatıyla bir anayasanın bütünlük içerisinde ele alınması gerekir. MYK da hepsini bir bütünlük içerisinde ele alacaktır.
-''VARSA YOKSA TÜRBAN...''-
Anayasa gibi en temel, en reform içerikli olan bir anayasa taslağı geliyor eninde sonunda bir türban maddesi... Varsa yoksa türban, her türlü çabanın önüne arkasına türban... O zaman da biz dar bir alanda bu işin münakaşasını yapar duruma geliyoruz. Onun için söylemeye çalıştım ki tabii türban konusu olunca Türkiye'deki geçmişteki tartışmaları biliyoruz, kimin nerede durduğunu biliyoruz, neye nasıl yaklaştığını da biliyoruz. Tüm bunların dışında meseleyi nasıl ele almamız lazım anayasada. Bütün bunların hepsi önümüzdeki günlerde tartışılacak, konuşulacak. Bu konuda kim ne fikri ne düşüncesi varsa onları söyleyecek, biz de bunlardan istifade edeceğiz. Onun için spesifik bir tek konuya, bir özel konuya getirip meseleyi inhisar ettirmek bence doğru olmuyor.''
Çiçek, anayasa taslağı hazırlama çalışmalarını daha sağlıklı yapmak için toplantı yerlerini değiştirdiklerini ve bilgi vermemeye çalıştıklarını, çünkü çalışmaların bir kısım çevrelerce sabote edildiğini söyledi.
Çiçek, ''Daha metin ortaya çıkmadan bir kısım gerilim noktaları harekete geçirilmeye çalışılıyor. Bunlardan uzak bu metni, bu çalışmayı yapmamız lazım. Biz iyi niyetle çalışıyoruz. Herkesin rahatlıkla tartışabileceği bir metni kamuoyunun önüne koymaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
Çiçek, kasım ayında yayınlanacak İlerleme Raporu öncesinde 301. madde ve vakıflarla ilgili bir düzenlemenin söz konusu olup olmayacağı yönündeki soruyu yanıtlarken, 1 Ekim 2007 tarihine kadar bakanların kendi alanlarında hangi düzenlemelerin daha öncelikli olacağı konusunda bilgi vereceklerini, henüz bu konudaki metinlerin gelmediğini söyledi.
-''BİZ ÇALIŞMALARI SEÇİMDEN ÖNCE BAŞLATTIK''-
Bakan Çiçek, ''seçimlerden sonraki olumlu havanın anayasa değişikliği tartışmaları nedeniyle bozulduğu, toplumda kutuplaşmalara neden olduğu'' yorumlarının yapıldığı ifade edilerek, anayasa değişikliği çalışmalarının ertelenmesi ya da ağırdan alınmasının söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine, şöyle konuştu:
''Eksik bilgiye dayalı zaman zaman makaleler çıkıyor. Türkiye'deki en büyük şikayetimiz eksik bilgiye dayalı değerlendirmelerdir. Önceki gün bir yazı okudum diyor ki 'AK Parti yüzde 47 oy aldıktan sonra anayasa çalışmalarını başlattı'. Halbuki biz bu çalışmaları seçimden önce başlattık. AK Parti'nin ne kadar rey alacağı belli değil. Biz 5 yıllık
iktidar dönemimizde birçok alanda yasal düzenlemeler yaptık. Birçok reformları da yapmak istiyoruz. Bu reformlar kamuoyunun da beklentisi olan reformlar. Sosyal
Güvenlik, Kamu Yönetimi reformları gibi. Geçmiş dönemlerdeki hükümetlerin seçim beyannamelerine, hükümet programlarına,
kalkınma planlarına bakın bunlar mutlaka yapılması gereken reformlardır. Şimdi madem ki Türkiye'de istikrar var, bir parti tek başına iktidar olmuş
koalisyon tartışmalarından uzak bu reformları yapmak istiyoruz. Ama bu reformları yapmaya kalkıştığınızda da
Sosyal Güvenlik reformunda olduğu gibi Kamu Yönetimi reformunda olduğu gibi Anayasa'daki bir kısım engeller karşımıza çıkıyor. Anayasa değişikliği ihtiyacı sadece AK Parti tarafından dile getirilmedi. ''
Çiçek, TÜSİAD'ın anayasa değişikliği çalışmalarının çok önceden başladığını, hatta TOBB'un taslağının 2000 yılına uzandığını, Barolar Birliği'nin de bu yönde çalışmalar yaptığını, bu dönemlerde AK Parti'nin henüz kurulmadığını anlatarak, ''Nitekim bu Anayasa'nın 70'den fazla maddesi değişti. Zaruret hasıl oldu bir Anayasa'nın yüzde 40'a varan maddesi değiştiyse zaten yapısal bütünlüğü bozulmuş demektir. Anayasa değişikliği konusunda bir kısım yargı organlarımızın kuruluş yıl dönümlerinde,
adli yıl açılışlarında değerlendirmeler vardır. Dolayısıyla hemen hemen toplumun bütün kesimlerinde yeni anayasaya ihtiyaç olduğu dile getiriliyor. Biz de AK Parti olarak seçimlere girerken seçim beyannamemizde buna vurgu yaptık. Bizim çalışmamız seçimlerden evvel başladı. Halbuki şimdi bir kısım değerlendirmelere bakarsanız AK Parti yüzde 47'yi aldı, ondan sonra anayasa çalışması başlattı gibi yanlış anlamalara müsait değerlendirmeler oluyor. Biz de bunları ortadan kaldırmak adına zaman zaman açıklamalar yapıyoruz. Tüm bu açıklamalarımıza rağmen yine de yanlış değerlendirme yapanlar çıkacaktır.''
Çiçek, bu yönde değerlendirme yapanların da ifade özgürlüklerini kullandıklarını dile getirerek, ''Bu meseleyi çok daha fazla uzatmak yani iki üç sene sonraya bırakmak Türkiye'ye bir şey kazandırmaz. Yine eski hastalıklarımız üç sene sonra nükseder. Türkiye'nin gündemine gelmiş bilimsel çalışmayı siyasi çalışmayı ortaya koyarız ve herkesten de iyi niyetle katkı bekleriz. Ümit ederiz ki 2008 yılı bu manada anayasanın değiştiği, bu manada sorunların geride bırakıldığı yeni bir yıl olur diye düşünüyorum'' diye konuştu.
AA