Bakanı dahi heyecanlandıran tarihi proje

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, küresel krizde de talep sorunu olmayan, yatırım yapılması gereken yegane sektörün, ulaştırma sektörü olduğunu bildirdi.

Bakanı dahi heyecanlandıran tarihi proje

''Beni heyecanlandıran proje, Mekke-Medine arasında başlamakta olan hızlı tren projesi'' diyen Yıldırım, kuzeybatıya doğru yapılan demir yolu projelerinin de Arap Yarımadası ve Orta Doğu'da oluşturulacak alt yapı çalışmaları için önem taşıdığını ifade etti. Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığınca Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10. Ulaştırma Şurası'nın Bakanlar Oturumu'nda yaptığı konuşmada, oturumun, özellikle küresel krizin, ulaştırma alanındaki yansımalarını değerlendirmek, çözüm önerilerini ele almak, bölgesel ve uluslar arası stratejik hedefleri gözden geçirmek ve görüş alışverişinde bulunmak için çok önemli bir fırsat teşkil edeceğini umduğunu söyledi. Çağın en belirleyici özelliğinin her alanda hakim olan küreselleşme olduğunu dile getiren Yıldırım, kriz ortamlarında ulaştırmanın, tüm dünyada üretim, tüketim ve ticaret ağlarının bel kemiğini teşkil ettiğini kaydetti. Yıldırım, ''Bu bakımdan, ulaştırma altyapı ve hizmetlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, biz Ulaştırma Bakanlarının öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır'' dedi. Ekonomik kriz sonucunda küresel ekonominin, önceki canlılığını yitirdiğini, kredi imkanlarının daraldığını ve işletme maliyetlerinin arttığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu: ''Bu durum, bir çok sektörde olduğu gibi ulaştırma sektöründe de sorunlara ve iş kayıplarına yol açmıştır. Daralan küresel ekonomi gerçeği karşısında sınırlı imkanlarla hayatta kalma mücadelesi veren şirketleri desteklemek, doğal olarak hükümetlerin birinci görevi olmuştur. Biz de ülke olarak krizin derinleşmemesi için çözümün, iç pazarı canlı tutmak ve desteklemekten geçtiğine inandık. Bu noktada ulaştırma ve iletişim yatırımlarını hız kesmeden sürdürmenin gerekli olduğunu düşündük. Bu alanda piyasanın canlandırılması ve istihdama katkısının devam etmesini önemsedik.'' Ulaştırma yatırımlarının, olumlu sonuçlarının orta ve uzun vadede gözlemlenebileceğini belirten Yıldırım, ''Uzun vadeli yatırımlarla stratejik kararlarımızı hemen bir çırpıda uygulamamız ya da halka bunu göstermemiz, dolayısıyla pek mümkün değildir. Burada, uzun vadeli yatırımlarla kısa vadeli stratejik hedeflerin hayata geçirilmesi arasındaki dengenin kurulmasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz'' dedi. Ulaştırma sektörünün, ülkeler arasındaki ticareti geliştirmek için çok önemli bir araç olduğunu vurgulayan Yıldırım, ''Küresel krizde de talep sorunu olmayan, yatırım yapılması gereken yegane sektör, ulaştırma sektörüdür. Onun için biz, 'Küresel krizin ilacı ulaştırma ve alt yapıya yatırımdır' sloganıyla yola çıktık'' ifadesini kullandı. MEKKE-MEDİNE HIZLI TREN PROJESİ 10. Ulaştırma Şurası'nda gerçekleştirilen Bakanlar Oturumu'nun moderatörlüğünü yapan Yıldırım, orta ve uzun vadede Suudi Arabistan demir yollarının Ürdün'e, Suriye'ye oradan da Türkiye'ye bağlanmasının mümkün hale geleceğini ve böylece Arap Yarımadası'nın da Türkiye'den Avrupa'ya, Kafkasya üzerinden de Uzak Doğu'ya bağlanmış olacağını bildirdi. ''Beni heyecanlandıran proje, Mekke-Medine arasında başlamakta olan hızlı tren projesi'' diyen Yıldırım, kuzeybatıya doğru yapılan demir yolu projelerinin de Arap Yarımadası ve Orta Doğu'da oluşturulacak alt yapı çalışmaları için önem taşıdığını ifade etti. Yıldırım, ulaşım ve alt yapı projelerinde mutlaka genel bütçe imkanlarının yanı sıra özel sektörün, küresel sermayenin ve alternatif finans kaynaklarının da devreye girmesi gerektiğini belirterek, temel alt yapı projesi niteliğindeki ulaştırma projelerinin genel bütçe kaynaklarıyla istenilen hızda ve zamanda tamamlamanın mümkün gözükmediğini söyledi. Ülkelerin birbirine ihtiyacı olduğunu dile getiren Yıldırım, ''Eğer ulaşamıyorsak, gelişmeden, büyümeden sosyal refahı sağlamayı düşünemeyiz'' dedi. Yıldırım, istikrarın, ülke yönetimlerinde çok önemli olduğuna dikkati çekerek, beraberinde güveni de getirdiğinin altını çizdi. Küresel sermayenin, istikrar ve güvenin olduğu ülkelere daha rahat gidebileceğini ifade eden Yıldırım, Küresel ticaretin, krize girince önce taşımacılık sektörünün etkileneceğini kaydetti. Yıldırım, böyle dönemlerde ülkelerin birbirleriyle işbirliği içinde ve destek olmaları gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Taşımacılığın önündeki engelleri kaldırmamız lazım. Engelsiz bir taşımacılık, krizin etkilerini daha kolay ve daha kısa bir sürede atlatmamıza katkı sağlayacak. 'Krize inat, yatırıma devam et. Krize inat, ulaştırma yatırımlarına devam et' diyoruz. Artık krizin sona erdiği, tekrar kalkınmanın başlayacağı dönemin yakın olduğunun ayak seslerini de duymaya başlıyoruz. 2010 yılı, bir dönüm noktası olacak diye düşünüyorum. Doğudan batıya ulaşım, enerji ve iletişim koridorlarında Kafkas bölgesi çok önemli rol oynuyor. Kafkas bölgesinde bugün bilinen enerji kaynaklarının büyük bir kısmı bu bölgede yer alıyor. Dolayısıyla gerek doğal gaz, gerek petrolün bu bölgelerden Avrupa'ya taşınması söz konusu. Bu da Türkiye ile bölge ülkeleri arasındaki işbirliklerinin geliştirilmesi anlamına geliyor. Bir aydan kısa bir süre içerisinde İtalya Napoli'de ulaştırma alanındaki krizin etkileriyle birlikte gelişmeler ve alınacak tedbirler, ulaşım ağlarının entegrasyonu gibi projelerde yapılacak toplantıyla değerlendirilecek. İtalya ile Türkiye arasında doğrudan kara sınırı olmamakla birlikte yıllardır başarıyla hizmet eden düzenli bir ro-ro feri hattı var. Özellikle Trieste-Çeşme, Trieste-İstanbul hattında bugün Avrupa'yla Türkiye'nin ticaretine konu olan malların yüzde 60'ı taşınıyor. Böylece, hem ekonomik hemde çevreci olan bir deniz otoyoluyla ticaretimizi gerçekleştirmekteyiz. Bu da iki ülkenin arasındaki en önemli işbirliklerinden birisi.'' Yıldırım, geçen yıl mayıs ayında ''Küresel Kriz ve Ulaşıma Etkileri'' ana temasıyla uluslar arası bir toplantı yaptıklarını ve orada şu sonuçların ortaya çıktığını anlattı: ''Öne çıkanlar, mevcut krizden ders çıkarılması, yaşanılan zorluklara karşı alınacak önlemlerde yol gösterici olmak, olumlu sonuçlarından ancak uzun vadede yararlanabilse de ulaşım altyapı yatırımlarına odaklanmaya hız vermek, maliyet paylaşımında kamu-özel sektör işbirliğini artırmak ve krizde rekabeti bırakıp, bölgesel ikili ve çoklu işbirliklerini artırmak, taşımanın önündeki engelleri kaldırmak.'' Konuşmasının ardından soruları da yanıtlayan Yıldırım, Ar-Ge yatırımlarına bu şurada özel vurgu yapıldığını belirterek, ''Bu şuradan beklediğimiz sonuçların başında ulaşım alt ve üst yapısı düzenleme konularında Ar-Ge faaliyetleri bakımından önemli sonuçlar bekliyoruz. 2023 hedefimiz, Milli gelirin yüzde 2'sini Ar-Ge faaliyetlerine ayırmak ve buna yönelik olarak enstitüler kurmak'' diye konuştu. Başka bir soru üzerine de İran Ulaştırma Bakanı Hamid Behbahani, Nabucco Projesi başlatıldığında İran'ın dahil edilmediğini hatırlatarak, ''Umarım biz de gelecekte bu proje içerisinde yerimizi alırız'' dedi. Binali Yıldırım da ''Nabucco Projesi, herkesin projesidir. Bir insanlık, bir evrensel barış projesidir. O bakımdan şüphesiz ki bölgenin en büyük gaz üreticilerinden İran'ın bu proje dışında olması beklenemez. Nabucco Projesi'ne hoşgeldiniz Sayın Bakan'' dedi.
<< Önceki Haber Bakanı dahi heyecanlandıran tarihi proje Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER