Şimşek, "Küresel ekonomi çok zor bir dönemden geçiyor. Ben size bütün samimiyetimle söyleyeyim şartlar zorlaşabilir bu noktadan sonra. Bunun yansımaları giderek dalga dalga geliyor. Biz, Türkiye'nin bundan en az etkilenmesi için elimizden geleni yapıyoruz." dedi. Bakan Şimşek, Denizli Polisevi'nde, ildeki yerel idareciler ve çeşitli meslek örgütü temsilcilerinin Denizli ekonomisi hakkındaki sunumunu izledi. Basına kapalı olarak yapılan toplantı sonrası Şimşek, ''Türkiye: Yeni Program'' konulu bir sunum yaptı. Bakan Şimşek sunumunda, teşvik sistemini gözden geçirdiklerini, yeni dönemde bölgesel teşvikin kademeli olması gerektiğini belirtti. Şimşek, "Hakikaten Hakkari ile İstanbul arasındaki gelir farkını azaltmayı teşviklerle düşünüyorsak, o zaman Hakkari'ye milleti gönderecek kadar radikal teşvik verelim. Teşviklerde o ilin gelişmişlik seviyesiyle belli sektörlerde yoğunlaşmasını da dikkate almak lazım. Belki kümelenme stratejisi çerçevesinde ikisini birleştirmek lazım. Şu anda onun üzerinde çalışıyoruz." dedi. Teşvik sisteminin esnek olması gerektiğini kaydeden Şimşek, belli ölçekteki yatırımlara nerede olursa olsun teşvik verilmesi gerektiğini vurguladı. Şimşek, "Adam gelecek, 1 milyar dolarlık yatırım yapacak. Yerli veya yabancı, kaçırmamak için ona bir paket sunmak lazım; onu da düşünüyoruz. Şu anda sanayi envanteri çıkartıyoruz. Nerede, ne kadar kapasite var? Hangi il hangi sektörde yoğunlaşmış, bu çerçevede teşviki yeniden yapılandıracağız." diye konuştu. Yatırımların yurt dışına yapılmasıyla ilgili Bakan Şimşek, "Sermaye serbesttir. Biz isteriz ki bütün yatırımlar burada olsun. Dünyadan da bize yatırımlar geliyor, Türkiye de başka yerlere yatırım yapıyor. Müteşebbis nerede kâr imkânları ve neyi kârlı bulursa onu yapar." diye konuştu. İşadamlarına küresel ekonominin çok zor bir dönemden geçtiğini anlatan Şimşek, "Ben size bütün samimiyetimle söyleyeyim, şartlar zorlaşabilir bu noktadan sonra. Çünkü dünya büyük bir krizle karşı karşıya bir yandan enerji fiyatlarının ayyuka çıkması, bir taraftan gıda krizi var. Bir yandan kredi krizi var. Bütün bunları topladığınız zaman dünya ekonomisi yavaşlıyor. Bakın 2. çeyrekte Avrupa küçülüyor. Amerika da küçülecektir. İthalat azaldığı, ihracat arttığı için yüzde 1.9 büyüdü. Bu büyümenin 2.4 puanı net ihracattan geldi. İhracat etkisi olmasaydı Amerika küçülmüştü. Zaten Amerika 4. çeyrekte eksiydi. Dünyada hakikaten bir yavaşlama var. Önemli bir kredi krizi var. Bunun yansımaları giderek dalga dalga geliyor. Biz, Türkiye'nin bundan en az etkilenmesi için elimizden geleni yapıyoruz." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin birçok yapısal sorunu bulunduğunu ancak bunlardan en önemlisinin tasarruf açığı olduğunu ifade eden Şimşek, bunun kendini yüksek cari açık ve yüksek faiz olarak gösterdiğini söyledi. Sosyal güvenlik sistemi açıklarının sürdürülemez olduğunu, bu nedenle bu alanda bir reform yapıldığının altını çizen Şimşek, ''Bu konuyu kökten çözdük diyemem ancak orta ve uzun vadede kamu sektörünün tasarruflarını artıracak çok önemli adım attık. Daha da atmamız gereken adımlar var. Çok eleştirilmekle birlikte iddia edildiği gibi çok da radikal bir düzenleme değil. Avrupa'nın en yüksek aylık bağlama oranlarından birisi Türkiye'de'' diye konuştu. Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisi için ülkenin rekabet gücünün artırılmasının hayati öneme sahip olduğunu belirterek, bu nedenle istihdam üzerindeki vergi yüklerinin azaltılması, kayıt dışılığın azaltılması, kalifiye eleman yetiştirilmesi programı ve Ar-Ge teşvikleri gibi konularda da düzenlemeler yaptıklarını söyledi. Türkiye'nin halen Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında istihdamı koruma mevzuatı bakımından en sert ülke olduğunu belirtti. Bakan Şimşek, cari açık sorunun temelinde enerji ithalatı olduğunu, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlığını azaltmak için özel sektörün önünü açan yasal düzenlemeler yaptıklarını dile getirdi. Şimşek, yasal düzenlemelerin tamamlandığını, bu konuda hareketlenmenin başladığını, 3-5 yıllık vadede enerji yatırımlarının meyvelerini vereceğini kaydetti. Bakan Şimşek, hükümetin faiz ve kur konusunda bir politikası olmasının mümkün olmadığını, ülkeye sermaye giriş çıkışının serbest olduğunu, Merkez Bankası'nın da faizleri piyasa koşullarına göre belirlediğini ifade etti. Şimşek, şunları kaydetti: ''Fiiliyatta düşük kur var, çünkü ülkeye para giriyor; yüksek faiz var çünkü ülkenin riski yüksek. Borçlanması hala yüksek, sosyal güvenlik açığı yüksek, arada sırada siyasi kazalar oluyor." Şimşek, enflasyon konusunda Türkiye'nin dünya ortalamalarına göre daha kötü durumda olmadığını, dünya ortalamasının geçen yıla göre iki kat artmasına rağmen Türkiye'nin yüksek enflasyon sıralamasında daha iyi bir noktaya geldiğini açıkladı. Şimşek, sektörlerin ömür boyu fason üretmekle bir yere varamayacağını, sanayinin birikimlerini markaya ve daha üst kategorilere dönüştürmesi gerektiğini vurguladı. CİHAN