Sözlerinin arkasında olduğunu belirten Bakan Işık, “Bu ses kaydını ilk defa dinlediğimde, Sayın Cumhurbaşkanımızı çok yakından tanıyan biri olarak, hem tarz bakımından hem backraund (arka plan) bakımından hem de oradaki ses ilişkileri bakımından bu ses kaydının montaj olduğunu gerçekten hissettim. Hala da aynı kanaatteyim.” Kayıtları ilk dinlediği andaki sözlerinden dolayı asla pişmanlık duymadığını aktaran Işık, çok ilginç bir değerlendirmede bulunarak eski Bakan Egemen Bağış'ın kullandığı Bakara makaranın m'sinin de eklendiğini ileri sürdü.
"Bakara Makara'nın m'si de montaj"
Bakan Işık, ses kaydını savcılık incelemek üzere resmen TÜBİTAK'a gönderdiğini belirtti. Hayvanat Bahçesi'nden gelen Şube Müdürü'ne de sahip çıkan Işık, “Orada da özellikle CHP'li arkadaşlara serzenişim var. Bu arkadaşım 30 yıllık ömrünün 22 yılını bu çalıştığı alanda geçirmiş. Emeğe saygı en temel değerlerden biri. 1.5 yıl Hayvanat Bahçesi Şube Müdürülüğü yaptı diye bir insana 22 yıl çalıştığı alanda bir göreve gelince eleştirmek bana göre biraz ters” dedi. Daha sonra savcılığın TÜBİTAK'tan resmi kanalla kayıtları istediğini aktararak “Montaj olup olmadığını bize gönderin dedi. TÜBİTAK üç tane, 2 tanesi ODTÜ mezunu ABD doktoralı, 1 tanesi Yıldız mezunu Londra doktoralı üç arkadaşımız bunu inceledi. Çok açıkça montaj olduğunu belirledi” dedi.
Muhalefetin “Bakara makara kabul edildi ama” çıkışına ise şu ilginç cevabı verdi: “Aynı şekilde bakara makaranın m sinin de eklendiğini tespit ettiler.” Muhalefet sıralarından yükselen gülüşmelere rağmen konuşmasını devam ettiren Bakan Işık şunları söyledi:
“Çok iddialı bir cümle söylüyorum, benim açıkça montaj dediğim, sıfırlandı mı diye de hecelediğim bu video kaydı var. Ve dünyanın tüm laboratuvarların açık. Bu paralel yapı bunun montaj olmadığına yönelik İngiltere'de bir yere gönderdi, oradan da montaj olduğu bilgisi geldi. Şu anda CHP alsın bu şeyi, dünyanın en iyi laboratuvarına göndersin, o zaman burada yeniden tartışalım.”
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinin ardından muhalefin sorularını cevaplayan Bakan Işık, hiçbir somut delil ortaya konulamamasına rağmen ileri sürülen ‘paralel yapı' söylemini tekrarladı. Işık, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim meydanlarında sık sık ifade ettiği devletin üst düzey yetkililerinin kriptolu telefonlarının dinlendiği şeklindeki mesnetsiz ithamlarını sürdürdü. Işık, “Öncelikle şunu hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, Türkiye'de maalesef devletin içine sızmaya çalışan, parelel yapı diye adlandırdığımız diye bir yapı var. Bu yapının hangi alanlarda ülkesine ihanet ettiği konusunda bizim net bir bilgimiz var. Ve şu anda da adli süreç net işliyor” dedi. Bakan Işık, “Özellikle bu yapının kriptolu telefonları dinlediği kesinleşti. Ve örgütlü bir yapı olmadan da kriptolu telefonun dinlenmesi mümkün değil arkadaşlar. Eğer TÜBİTAK'ta kriptoyu yazan ekiple, TİB'de o kriptolu telefonun IMEİ numarasını bilen ekip arasında bir irtibat olmasa bu sağlanmaz. Daha sonra da o şifrelerin çözülüp, verinin tekrar sese dönüşmesi olmaz. Bu açıdan bu yapının örgütlü bir yapı olduğu, devletin içerisinde odaklandığı ve devletin içerisinde yapılandığı açık. Biz bu kriptolu telefonların yazılımı değiştirdik. Yılbaşından önce kriptolu telefonların güvenli bir şekilde kullanımını sağlayacak şekilde devletin üst düzey yetkili ve görevlilerine sunmayı hedefliyoruz” dedi.
MHP'li Erkan Akçay'ın “Devlet neden kriptolu telefonla konuşur? Burada devlet sırrı ne?” sorusuna ise “Dünyada kendi arasında kendi arasında kriptoyla konuşmayan devlet üst düzey yetkilisi var mı?” şeklinde cevap verdi. Akçay'ın “Muhalefet partilerinin genel başkanlarına da bu telefonlardan veriyor musunuz?” sözlerine yönelik olarak ise “Arzu edilirse tabii ki veririz. Yalnız şöyle bu bizim sorumluluğumuzda değil, Milli Güvenlik Kurulu'nun sorumluluğunda. MGK bizden talep eder, biz MGK'ye teslim ederiz, o kimi uygun görüyorsa, o verir.” Dedi.
Kamuoyunda “sıfırlama tapeleri” olarak bilinen ses kayıtlarına yönelik olarak ise şunları söyledi: “Bu ses kaydını ilk defa dinlediğimde, Sayın Cumhurbaşkanımızı çok yakından tanıyan biri olarak, hem tarz bakımından hem backround bakımından hem de oradaki ses ilişkileri bakımından bu ses kaydınının montaj olduğunu gerçekten hissettim. Hala da aynı kanaatteyim. O gün söylediğimden dolayı asla pişmanlık duymuyorum. Ertesi gün de bunu hissettim, bu bir açık montajdır, ancak talep gelirse biz bunu TÜBİTAK'ta da inceleriz dedim. Daha sonra, şimdi bu TÜBİTAK'a dedim ki, ‘Şunu bir alın, bakın.' TÜBİTAK aldı, gerçekten de montaj dedi. Çok açık montaj hem de. Nereden aldı TÜBİTAK bunu. Reklam olmasın ama Youtube'dan aldı, inceledi.”
