Adalet Bakanı Sadullah Ergin,
Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) üyeliği
seçim sürecini yönetmeye dair bir şanslarının olmadığını, seçimlerde oy kullanacak hakim ve savcılara telkinde bulunmalarının mümkün olmadığını belirterek, ''İddiaları gayrı ciddi buluyorum'' dedi.
TRT Haber'de Ahmet Böken'in sorularını
cevaplayan Ergin, Adalet Bakanlığının seçim sürecini yönettiğine ve oy kullanacak hakim ve savcılara telkinlerde bulunduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Ergin, seçim sürecini Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) yönettiğini ve olaysız sonlandırdığını belirterek, ''Bizim seçimleri yönetmeye dair bir şansımız yok. Telkin mümkün değil. Oy kullanacak kişiler herhangi bir
Türk vatandaşı değil, bulunduğu bölgede müebbet hapisten, trilyonluk tazminat davalarına kadar karar veren hakim ve savcı sınıfından insanlar. Bu kişilere telkin yapmanın faydası da imkanı da yok. Bütün telkinler de zaten ters teper. İddiaları gayrı ciddi buluyorum'' dedi.
Adalet Bakanlığının hakim ve savcılara
lojman taahhüdünde bulunduğu yönünde de iddialar dile getirildiğini ifade eden Ergin, lojmanların illerde
adalet komisyonlarınca belirlendiğini,
bakanlığın bu işe karışmadığını, bu konuda bir taahhüdün de söz konusu olmadığını kaydetti.
''İDDİALAR GERÇEK DIŞI''
Bakan Ergin, HSYK üyeliği için yapılan seçimde Adalet Bakanlığınca alınan hakim ve savcıların belirleyici olduğu yönünde de iddialar ortaya atıldığına işaret ederek, şöyle konuştu:
''Bu da ayağı yere basmayan bir iddia. Bakanlığın aldığı hakim ve savcı, ÖSYM'nin yaptığı sınavı geçip, belli puanın üstünde puanları alıp gelen kimselerin
mülakata alınması söz konusu. Mülakat heyetinde
Danıştay ve
Yargıtay'dan temsilciler vardır. Bunların nezaretinde yapılır mülakat. 2002 yılından bu yana 4 bin hakim ve savcı alındı. Son 8 yılda göreve başlayan hakim ve savcının görev yaptığı yerler birinci bölgenin dışındaki yerlerdir. İstanbul'da bu dönemde göreve gelmiş hakim ve savcı bulamazsınız. Genelde kıdemliler vardır. Oralara bakın hangi hakim savcılar en çok oyu almışlar? Bu dönemde göreve alınmamış hakim ve savcıların görev yaptığı
Adana, Antalya'ya bakınız. Şu anda HSYK listesine girmiş en çok oyu alan 11 kişinin oy aldıkları bölgelere bakınız. Yani kıdemli hakim ve savcılardan önemli oylar almışlardır. Dolayısıyla bu iddiaların tamamı gerçek dışıdır.''
Bazı basın yayın organlarında ''Bakanlığın
desteklediği liste kazandı'' şeklinde haberler yer aldığını anımsatan Ergin, seçim sürecinde
YARSAV ile
Demokrat Yargı Derneği tarafından desteklenen hakim ve savcıların listelerinin bu
sivil toplum kuruluşlarının internet sitelerinde yer aldığını, ancak bakanlığa yöneltilen bu eleştiriyi ''yakışıksız'' bulduğunu söyledi.
Ergin, uygulanan seçim
modelinin arzu edilen bir model olmadığını, bu modelin ''YARSAV'ın desteğiyle
CHP'nin
Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurunun ardından alınan karar sonucu ortaya çıktığını'' kaydetti.
Adalet Bakanlığından 2 bürokratın HSYK üyesi seçilmesi konusundaki eleştirilere yönelik de Ergin, HSYK'da daha önce
bakanlıkta görev yapan üyelerin bulunduğunu, kimsenin bugüne kadar bu durumu eleştirmediğini söyledi. Ergin, ''HSYK bir idari kuruldur. Yargılama yapılan Danıştay ve
Yargıtay var. Yargıtay ve Danıştay'da bakanlıktan gitmiş onlarca hakim savcı var. Bunlar hiç gündeme gelmedi. Danıştay ve Yargıtay'dan yargılama faaliyeti yapan hakim savcılar seçilirken bakanlıktan kimsenin itirazı olmadı'' diye konuştu. Ergin, bakanlık bürokratlarının HSYK üyeliği seçimlerine katılmalarının anayasal hakları olduğunu bunu engellemesinin yasal açıdan mümkün olmadığını vurguladı.
YARGIDAKİ İHRAÇLAR
Bakan Ergin, mesleklerinden
ihraç edilen yargı mensuplarının görevlerine geri dönmeleriyle ilgili de, Anayasa'daki son değişiklikte öngörülen düzenlemenin Yüksek Askeri
Şura kararlarıyla ordudan ihraç edilenleri kapsadığını ancak ihraç edilen yargı mensuplarının da bundan istifade etmesinin ''hukukun genel ilkeleriyle uyumlu olacağını'' söyledi. Ergin, bu konuda yapılacak yasal düzenlemelerde meslekten ihraç edilen hakim ve savcıların durumlarıyla ilgili ihtimallerin de değerlendirileceğini bildirdi.
Türkiye'de yargının sorunları olduğuna da dikkati çeken Ergin, ''
Güven veren bir adalet sistemi olsaydı reforma gerek olmazdı. Sorun olduğu için reforma ihtiyaç var'' dedi. Ergin, son dönemde yargı alanında yapılan düzenlemelerin uluslararası kuruluşlardan da destek gördüğünü belirtti.
Ergin, YARSAV gibi yargı mensuplarından oluşan örgütlerin tarafsızlıklarına gölge düşürmeyecek şekilde hareket etmesi ve faaliyetlerinin siyasi parti faaliyeti gibi olmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.