''Biz bu konuda sorunun bir parçası değiliz, çözümün bir parçasıyız. Sorun bizden kaynaklanmadı ama çözümü el birliğiyle bulduk' dedi. CNN TÜRK'te Gürkan Zengin'in sorularını yanıtlayan Cemil Çiçek, HSYK'da Danıştay ve Yargıtay üyeliği için yapılacak seçimin safahatıyla ilgili bilmesi gerekenlerin, Yargıtay ve Danıştay'ın konudan haberdar olduğunu söyledi. Çiçek, ''Toplantının neden yapılamadığını biliyorlar'' dedi. HSYK'da 2006 yılında 75 toplantı yapıldığını, bunlardan yalnız 2 ya da 3'üne katıldığını söyleyen Çiçek, kendisinin iş yoğunluğu nedeniyle zaten toplantılara katılmadığını belirtti. Kamuoyunda, ''Adalet Bakanı katılmasın'' dendiğini ifade eden Çiçek, ''Buyurun katılmıyorum'' diye konuştu. Çiçek, seçim gündemiyle toplanan HSYK'nın, böyle bir karar almış olmasının görevine aykırı olduğuna dair hukuki bir tartışma başladığı için toplantılara katılmadıklarını ifade ederek, ''Nitekim bugün katıldık, bu noktada bir tereddüt yok. Yerli yerine oturmuştur. Seçimler de zamanında yapılacaktır'' dedi. -''ÜYELİĞE BEN SEÇİLMEYECEĞİM''- ''Benim görev sürem bitmek üzere'' diyen Çiçek, yargı için çok şey yaptıklarını söyledi. Çiçek, ''Böyle olunca niye Adalet Bakanı durup dururken bu seçimi engellesin? Ne menfaati var. Yargıtay, Danıştay üyeliğine ben seçilmeyeceğim, müsteşarın böyle bir talebi yok, niye engelleyelim'' diye konuştu. Bunun son derece yanlış olduğunu belirten Çiçek, ''Kim seçilirse seçilsin biz şimdiye kadar herkesle çalışmışızdır. Bugüne kadar çalıştık da şimdi seçilenlerle mi çalışmayacağız? Böyle bir ayrıma tabi tutulabilir mi?'' dedi. Seçimin olduğu yerde rekabet olduğunu, bunun doğal sonucu olarak gruplaşmaların da yaşandığını belirten Çiçek, bunun da kendine göre içerde kulisleri olacağını kaydetti. Çok seçim yapılan kurumlardan birinin de Yargıtay olduğunu ifade eden Çiçek, bunun da yargıya zarar verdiğinin kendileri tarafından da söylendiğini kaydetti. Danıştay ve Yargıtay üyeliği için 15 Nisanda seçim yapılacağını hatırlatan Çiçek, ''Gelinen bu noktada biz bu konuda sorunun bir parçası değiliz, çözümün bir parçasıyız. Sorun bizden kaynaklanmadı ama çözümü el birliğiyle bulduk'' diye konuştu. -''KONTENJAN MI, PAZARLIK MI?''- ''Nasıl oldu da seçim yapılması konusunda anlaşmaya varıldı. Size kontenjan ayrıldı iddiaları var?'' sorusu üzerine Çiçek, ''kontenjan'' konusunun dışardan yakıştırma olduğunu savundu. Bu çalışmalar yapılırken herkesin, kendisine gelen müracaatlar, talip olanlar veya müracaat etmese dahi çalışmalarıyla, siciliyle layık görülenlerin hepsinin ortaya konduğunu ve tartışıldığını anlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''Bu noktada 'sana 3, sana 7 tane' tarzında bir şey söyleyen varsa doğruyu söylemiyor. Bugün bunları hiç konuşmadık. Kim konuştuk diyorsa doğruyu söylemiyor. Kim doğru bu olduğu halde yanlış yazarsa o takdirde ön yargılı yazıyor demektir. Bu seçimlerle ilgili 5 rakamı veya herhangi bir ismi konuştuğumuzu ispat ederlerse, buna şahitlik eden varsa ben her türlü şeyi yapmaya hazırım, gereğini yapmaya hazırım. Aksine yazıp çizenler varsa bu defa da özür dilemeleri lazım.'' -''BABAMIN OĞLU MU SEÇİLECEK''- Belirlenen isimler arasından seçim yaparken, oturup konuşulacağını ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: ''Siz 'falanca isim daha uygundur' dediğinizde bu pazarlık konusu mu oluyor. Müzakere ile pazarlığı bazıları karıştırıyor. Galiba herkesin kafasında bir pazarlık var ya da kendileri her işi pazarlıkla elde ettikleri için yargıya da böyle bir şey yakıştırıyorlar. Müzakere tabii ki olacak, Kurul'un olduğu yerde müzakere olur, olacaktır tabiatında vardır. Yüzlerce insanın arasında 10-20 kişiyi seçerken müzakere yapmadan neye göre seçeceksiniz? Pazarlık dediğiniz şu olur; 'şu isimler olmazsa, ben bu seçimi yaptırtmam, bu işte yokum, bu seçimi tıkarım' diyorsanız bu pazarlık olur. Bunu kim diyor. İddia ediliyor demekle olmaz. Birisi desin ki bana; 'Adalet Bakanı Yargıtay üyeliği için 5 kontenjan istedi. Bu olmazsa bu olmaz' dedi diyorsa, ben buradayım. Onlarla bir program daha yaparsınız, reytingi de yüksek olur... Yargıtay seçimi için 5 üye vermişiz... Babamın oğlu mu seçilecek?'' Yargı dışardan da içerden de ''siyasetin üzerinde at oynattığı bir alan olmaması'' gerektiğini söyleyen Çiçek, yargının, belli bir ideolojinin de uzantısı olmaması gerektiğini kaydetti. Çiçek, ''Bu hükümet aleyhine bir sürü karar verilmiştir. Eğer Adalet Bakanı 'Ali kıran baş kesen' birisiyse, istediği kararı oradan buradan çıkarıyorsa, bu kadar karar nereden çıkıyor'' dedi.