Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD)
Bursa Şubesi'nin Ocak ayı olağan toplantısına katılan Bakan Fruk Çelik, burada
ekonomik değerlendirmeler başta olmak üzere
ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Çelik Türkiye'yi ekonomik ve siyasi yönden istikrara kavuşturduktan sonra, çevre ülkelerle barış konusunda da gerekli adımları attıklarını belirtti. Bakan Çelik, ardından
terör ve toplumsal sorunlar konusunda da önemli adımlar attıklarını bildirdi. Milli Birlik Projesi ile toplumu
refah ve huzura kavuşturma gayreti içinde olduklarını kaydeden Çelik, bu kapsamda iki durumla karşılaştıklarını aktararak, "Biri gelenleri istismar edenlerle ilgili. Teröristler dağlardan insin, orası
tahliye edilsin diye samimi olarak yola çıktığımız bir ortamda, '
evet biz de barıştan yanayız, artık kan akmasın' diyenlerin, dağdan gelen teröristleri
Habur'dan nasıl istismar ettiklerini hep beraber 72 milyon vatandaşımız gördü. Bir taraftan teröre karşı olacaksınız, diğer taraftan yaşanan bu hadiseleri adete alkışlar gibi bir duruş sergileyeceksiniz. Bunları doğrusu anlamak mümkün değil." dedi.
Bakan Çelik, etnik
politika yapanların söylemleriyle eylemlerinin birbirini tutmadığının altını çizerek, "Söylemde evet diyeceksiniz ama eylemde hayır diyeceksiniz. Söylemek önemli değil ki. Sen barıştan yana isen yapmaman gereken Habur daki görüntüleri yapmamandır. Hemen ertesi hafta İzmir'de
konvoy yapmaman demektir. Barıştan yana isen. Bu millet sana parlamentoda yer vermiş, hükümet çok sıkıntılı bir konuyu çözmek için düğmeye basmış, her türlü riski üzerine almış, ama sen lafta gelince barış, eyleme gelince, hayır barıştan yana değilim. Biz, eylemine bakarız insanların ve maalesef çok kötü bir sınav verilmiştir." şeklinde konuştu.
Gelenleri istismar edenlerin yanı sıra, iyi niyetle başlanan bu olayla ilgili yaşananların da istismar edildiğini ifade eden Bakan Çelik daha sonra şunları söyledi; "Ülkede
iktidar var, istikrar var. Her seçime giriyorlar, başarıyla çıkıyorlar. O halde bu konuyu başka tarafa çekip, politikada malzemeye dönüştüren bir anlayış maalesef Türkiye'de gelişti. Siyaset, ticaret yapabilmeniz için Türkiye'de istikrar olması lazım.
Ticaret ve sanayi olması için ülkede huzurun olması lazım.
Huzur ve istikrar yoksa neyin sanayisini neyin ticaretini yapacaksınız. Ana sorun bu. Anaların
gözyaşı dinsin. Adım atmadan bu işle mücadele etmeden, formül üretmeden anaların gözyaşı durur mu?. Bu anlayışla biz bu riski üzerimize aldık. Bu sürecin içine girdik. Ne pahasına olursa olsun bu sorun çözülsün. Çözüm konuşarak olur."
Türkiye'de
siyasete alet edilmeyecek konuların başında terör meselesinin geldiğine dikkat çeken Çelik, "Terör meselesi A'dan Z'ye herkesin
ittifak edip çözmesi gereken bir mesele olduğunu net bir şekilde vurguluyorum. Bu olay bitmelidir, bitmesi konusunda kararlı olduğumuzu da bilmenizi istiyorum. Herşeye rağmen.
Hani baş
bakanımız diyor ya, neye mal olursa olsun. Biz bu işi bitirme konusun kararlıyız. Kararlılığımız aynen sürdürümüzü bilmenizi istiyorum." dedi.
"YARGININ YÜRÜTTÜĞÜ DAVALAR HAKKINDA YORUM YAPMAK YARGIYA MÜDAHALEDİR"
Son günlerin en çok konuşulan konularından kozmik oda
aramaları ve
Ergenekon davası hakkında da değerlendirmelerde bulunan Bakan
Faruk Çelik, bu konularda fazla yorumda bulunmanın
yargıya müdahale olacağını kaydetti.
Türkiye'de devam eden davaların varlığına işaret eden Bakan Çelik, "
Kozmik odalar, bir çok soruşturmalar devam ediyor.
Ergenekon davası, diğer davalar. Bunlar, hepsi doğru. Hepimiz gün boyu izliyoruz. Bu konuyla ilgili her gece televizyonlarda hepimiz bir çoğu da aynı isimlerden kaynaklanan yorumlara ve değerlendirmeler izliyoruz.
Milletimizin bu konuda yorulduğu inancındayım." dedi.
Yargı tarafından yürütülen bir davadan siyasetçinin olamayacağını ifade eden Çelik, şunlara değindi; "Bir olay düşününüz. Bir yerde arama oluyor, bir yerde tutuklama oluyor bir yerde tahliye oluyor. Aramayı yaptıran kim, kararı veren kim: Yargı. Uygulayan kim hakim, tahliyeye kim karar veriyor yargı, uygulayan kim hakim, tutuklama kararını yargı veriyor, uygulayan kim
yargıç, ben siyasetçi olarak bu davanın neresinde olabilirim. Bu konuyla ilgili konuştuğum an yargıya müdahaledir. O kadar çok konuşuluyor ki bu konular. Bence bunların tümü yargıya müdahaledir."
Yargıda devam eden konular hakkında bilip bilmeden yorum yapmanın yanlış olacağını kaydeden Çelik, özellikle bütün yorumcular başta olmak üzere herkesin yargıda olan işlerle ilgili olmayan işlerle ilgili olmadık değerlendirmeler yaptığını söyledi.
Hukuk etrafından herkesin kenetlenmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Bakan Çelik, "Bir olay yargıya intikal etmiş. Genel Kurmay Başkanı açıklama yapıyor, aramalar hukuk çerçevesinde diyor. Bir başkası çıkıyor çok farklı değerlendirmeler yapıyor. Bu konularda artık herkesin ölçülü bir şekilde bir yaklaşım sergilemesi, yargı ve yargıç alanına girmemesi gibi bir yaklaşımın doğru bir yaklaşım olduğu, medeniyim diyen, çağdaşım diyen herkesin konuşma sınırlarını da bu çerçevede çizmesinin doğru olacağı inancındayım." dedi.
(CİHAN)