Beşir
Atalay,
Mardinliler Eğitim Vakfı(MAREV) tarafından düzenlenen 'Mardinliler Çalışma Platformu'nda konuştu. Atalay, "Bayrağımızın gölgesinde, birbirimize olanca saygıyı göstererek, herkes kendini dilini, inancını özgürce yaşasın. Bu konularda hiçbir yerde hiçbir sınırlama olmaz. Kendi ana dilini günlük hayatın içinde istediği kadar kullansın. Ama bir
çatı, üniter yapımız, devletimiz, bu bayrağımız altında resmi dilimizle ve huzurla yaşayalım. Bunu irdel
emek, bunu tartışmaya açmak sadece sıkıntıları artırır." dedi.
"TÜRKİYE SON YILLARDA DEMOKRATİKLEŞME ŞEMSİYESİNİ SONUNA KADAR AÇTI"
Demokratik özerklik tartışmalarının farklı sıkıntıları yol açacağını belirten Atalay, şöyle dedi: "Biraz daha milli birliğe, kardeşliğe gidelim diye yol ararken, vatandaşların arasında yeni tartışmaları getirir. Onun için son günlerdeki tartışmaları,
demokratik özerklik çerçevesinde vesaire şansızlık olarak görüyorum.
Türkiye son yıllarda bu konularda
demokratikleşme şemsiyesini sonuna kadar açtı. Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kürdoloji Enstitüsü açıldı. İşte bu. Kürdoloji Enstitüsü, yıllarca kurulmamış,
ihmal edilmiş.
Rusya kurmuş,
Amerika kurmuş ama, Türkiye bunu kurmamış. Kendi vatandaşımızın dil zenginliği. Şimdi bunlar oluyor işte. Günlük hayatta, radyosuyla, televizyonuyla, basınıyla vesaire ama, bunları
iki dil gibi farklı mecralara çekerseniz, yürüyen süreci de sadece baltalamış olursunuz. Bu tartışmalar, sizlere bunu Mardinli dostlarıma, kardeşlerime söylüyorum, Gaziantepliler'e söylüyorum, özellikle bu bölgede yaşayanlara söylüyorum. Bu tür kurcalamalar, yürüyen güzel süreci, demokratikleşme sürecini provoke eder. Bunu sabote eder. İnsanların kafasında tekrar tereddütler geliştirdi. Halbuki Türkiye'de hepimizin, çok emek verdiği bu süreç yürüyor. Bu vatandaşlarımızın da kabul ettiği, giderek çok benimsediği bir süreç. Yani
terör bitsin, insanlar bütün zenginlikleri ile yaşasınlar. Huzurla, kardeşçe yaşasınlar. Aynen o eski Mardin'de olduğu gibi yaşasınlar."
Yeni tartışmaların onaylamasını mümkün görmeyen Atalay, "Türkiye bazen bazı sorunları tam çözecek duruma geldiğinde birileri, 'O sorunlar çözülmesin' diye bir şeyler çıkarıyor. O yürüyüşü durduruyor. Bunları biz o manada atılmış, yanlış adımlar olarak görüyoruz." diye kaydetti.