FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYIN
Bahçeli,
Adana'da, Uğur
Mumcu Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Sözlerine ''aziz hemşehrilerim'' diye başlayan Bahçeli, gerçekleştirilecek
seçimlerin sadece belediye başkanlarının, belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyelerinin seçimi olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Geçmiş dönemlerde olduğu gibi, bu günde mahalli idareler seçimleri, çok daha büyük bir anlam çok daha büyük bir önem kazanmaktadır, çünkü
ülkemizin karşı karşıya bulunduğu iç ve dış tehditler, yoğun sosyal
ekonomik siyasi
krizler bu seçimlere farklılığı getiriyor. Bu seçimler sadece belediye başkanı, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerinin seçimi olmaktan çıkıyor.
Milletimizin geleceğinin yol haritasının da oluşturuyor.''
Seçimlerin tüm vatandaşlar tarafından önemsenmesi gerektiğini ifade edip hangi partiden olursa olsun mutlaka sandığa gidilmesini isteyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sandığa koşarak gitmeliyiz, sandığa tam katılımla gitmeliyiz. Ancak bu da yetmiyor, sandığa giderken, demokratik denetim hakkımızı kullanmak için, yöneticilere karşı bir uyarıda bulunmak için, millet iradesi olarak bir şeyi daha yapmalıyız. Ülkedeki geçmiş dönemdeki siyasi sosyal olayları gözden geçirerek,
vaat edilmişlerin ne kadarının gerçekleştirildiğini,
akıl süzgecinden geçirerek, vicdanımızın sesini dinleyerek oyumuzu kullanmalıyız. Onun için ülke senin Adana senin, ülken için Adana için karar senin olsun diyorum.''
AK Parti hükümetinin 6 yıl 4 aydan bu yana ülkeyi yönettiğini söyleyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
''AKP'nin bu
yönetim döneminde başarılı oldukları alanlar mutlaka vardır, ama parti programında, seçim beyannamelerinde 100 günlük planlarında vaat edilenlerin birçoğunun yerine getirilmediği ve ülkemizin kötü bir yönetimle muhatap olduğu bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bugün AKP yönetimi ile
Türkiye bir gerilim stratejisinde, cephelere, kamplara, çatışma ve
kavga bir
kaos ortamına sürüklenmek istenmektedir. Bunun bilerek yapıldığı kanaatinde olduğumu açıkça ifade ediyorum. Çünkü hiçbir siyasi partiye nasip olmayan bir sayısal çoğunlukla meclisteki AKP, milletvekili sayısı
Anayasa değişikliğini yapmaya muktedirken, tek başına
iktidar olma özelliğini taşımış bir siyasi parti bu necip milletimize ne vaat etmişse onun yerine getirilmesi için her türlü imkanı yakalamışken, bunları gerçekleştirmeyip, Türkiye'yi
inanç temelinde ayrışmaya etnik temelde bölünmeye, mezhep temelinde dışlamaya devlet kurumları arasında ise sinsice bir gerginliğe sebebiyet verebilecek, hatalar üzerine hatalar işlemesinini izahını yapmak oldukça zordur. O sebepten dolayı bugünkü AKP zihniyetine karşı bir uyarı görevini yerine getirmek, bugünkü AKP zihniyetine milletçe, millet iradesi ile bir
ders vermek önümüzdeki
pazar günü sizlerin ortaya koyacağı temel tertiplerle belirlenmiş olacak.''
MHP Genel Başkanı Bahçeli, AK Parti iktidarının başarılı olamadığını iddia ederek, şunları kaydetti:
''AKP yönetiminde, bir defa mali yapımızda ve milli sermayemizde güçsüzlük ve yabancılaşma, ekonomik yapımızda taviz ve teslimiyet, sosyal yapımızda güvensizlik ve kargaşa, siyasi yapımızda ilkesizlik ve istismar, milli kimlikte çözülme ve ayrışma, ahlaki bünyemizde çürüme ve yozlaşma dikkat çekiyor. Bütün bunların yanında
açlık, ahlaksızlık, adaletsizlik baş göstermiştir. Bunun yanında da yokluk, yolsuzluk yozlaşma ve yabancılaşma da bu toplumsal yapıyı çok daha fazla bir çürüme sürecine sokmuştur. İşte böyle bir ortamda 29
Mart yerel seçimleri yapılıyor.''
Başbakanın çok ili ziyaret etmekle övündüğünü belirten
Devlet Bahçeli, şöyle dedi:
''Devletin iki uçacağı biri Ata biri Ana. Hangisi müsaitse sayın başbakan ona binip, miting yapacağı ile doğru Ankara'dan hareket ediyor, orada bir helikopter bekliyor, bu arada kara yoluyla başbakanlıkta ne kadar
makam aracı varsa orada Sübhaneke boncuğu gibi diziliyor. Sonra cumhuriyet otobüsü geliyor başbakanlığa ait, ona biniyor, şehre bir
Davos fatihi gibi bir
Ortadoğu eşbaşkanı gibi, bir son
padişah gibi, son iki günde de son halife olarak giriyor.''
Konuşmasında
TOKİ'yi de eleştiren Devlet Bahçeli, TOKİ'nin yaptığı binaların parça parça döküldüğünü, müteahhitlerin de parasını alamadığını savundu. ''Ama TOKİ konut yapma aracıyla başbakanlıkta oluşturulmuş bir kurum olmakla da yetmiyor, bu seçim dönemlerinde sayın başbakanın açık hava toplantılarında kürsü yapma görevini üstleniyor'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İşte o gördüğünüz kırmızı halıları, arkadan kapılı girişleri hazırlayan, ev yapacak olan TOKİ kürsü yapıyor. Kırmızı halıya Sayın Başbakan çıkıyor, bir bu tarafa bir bu tarafa volta atıyor. Sol tarafa volta atarsa CHP'ye çarpıyor, sağ tarafa volta atarsa MHP'ye saldırıyor, Sayın Başbakan bunu yaparken gerçekleri konuşmuyor,
iftira ediyor,
hakaret ediyor, bazı davranışlarıyla herkesi küçümsüyor, dün çiftçiye 'al ananı git diyen' Başbakan, memurunu azarlayan Başbakan, birçok kurum arasında sinsice gerilim yaratan Başbakan, kürsüde konuşurken siyaseti kirlettiğinin farkında değil, siyaseti çirkefleştirdiğinin farkında değil, ya 'lan'lı ya 'be'li konuşuyor. Bir siyasi başkana, başbakana yakışmayan üslupla konuşuyor.''
MHP'nin Başbakanın üslubuna
kulak vermediğini ifade eden Bahçeli, ''Ancak haksız yere yalan ve
saldırgan bir üslupla MHP'ye saldırmaya başlarsa MHP olarak anında cevabını vereceğimizden kuşkusu olmasın'' diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekonomik krizin halkın,
yoksulun yüreğini deldiğini belirterek, ''Kriz, yandaşlarınla hanedanlarının olduğu yerde teğet geçiyor'' dedi.
Bahçeli, MHP'nin Adana'da
Uğur Mumcu Meydanı'nda gerçekleştirdiği mitingdeki konuşmasında, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın Fazilet Partisi kapatıldıktan sonra siyasi yasaklı duruma düşmesinden başbakan oluşuna kadar geçen sürenin hesabını millete vermesi gerektiğini söyledi.
Bahçeli, Erdoğan'ın iktidar olan bir partinin genel başkanı iken milletvekili olma yeterliliğinde olmadığı için seçimlere katılamadığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Bunun üzerine bugünkü sayın Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül hükümeti kuruyor ve 58. hükümet faaliyetlerine başlıyor. Aradan zaman geçiyor, bir Anayasa değişikliğine gidiliyor, bir alaca karanlıkta, karanlık odalarda, karanlık ilişkilerle Siirt'te kazanan milletvekili
istifa ettiriyor. Yasal olmayan bir ara seçimle
Recep Tayyip Erdoğan Bey Ankara'ya geliyor. Aradan tam 116 gün geçmiş, en yakın arkadaşını başbakanlıktan ayırıyor, kendisi 59. hükümeti kuruyor. Bu gelişmeyi hatırlıyor musunuz? Peki Başbakana ben soruyorum, MHP'ye dil uzatacağına, 116 günde alaca karanlıkta nasıl başbakan oldun, gel bana anlat.''
Başbakan Erdoğan'ın, 2003 yılından bu yana Türkiye'nin birçok yerine gittiğini, ancak hiçbirisinde kara yolunu kullandığını hatırlamadığını ifade eden Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:
''Bir de
yurt dışı gezileri var. Hangi ülkeye niçin gider, hangi milli çıkarlarımız peşinde koşar? Dışışleri Bakanlığında kaydı da yok. Sayın Başbakan asgari ücretin çok düşük seviyede olduğu millete
cevap ver. Bize saldıracağına, de ki 'Ben Sayın Bahçeli'nin sorusu üzerine şu günden şu güne şu ülkeye gittim, şu milli menfaatleri sağladım, ülkeme fayda getirdim, ama bunun karşılığında şu kadar Başbakan yolluğu aldım.' Senede aldığın yollukla kaç yoksul geçinebiliyor, anlat bakalım.
Bunlara sayın Başbakan hiç cevap vermiyor, hep kaçamak kalıyor, saklanıyor. Sonra da televizyon ve medya gücüyle yalan ve iftiralarla üstünlük sağlaya çalışıyor.''
-IMF KREDİSİ-
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Elazığ'da ''57.
Hükümet döneminde IMF'den 30 milyar dolar
kredi aldılar ama açıklayamıyorlar'' dediğini belirterek, 'Geçmişten bu yana devam eden
stand-by anlaşmalarının 17'ncisini gerçekleştirerek kredi aldık, bununla Türkiye'deki
banka,
finans ve reel sektörünün sıkıntılarının aşılması için gerekli kaynak sağlandı ve 1999'dan 2002 yıllarında kadar alınan kredi miktarı 28,5 milyar dolar oldu'' dedi.
Söz konusu kredinin bir kısmını 2003 yılında AK Parti hükümetinin kullandığını bildiren Devlet Bahçeli, şunları söyledi:
''İki tane büyük krizin ve depremin gerçekleştiği bir ülkede birçok acı tedbirler alınırken, IMF'de 28,5 milyar dolar kredi alınmış, yarısını biz ödedik diyorsun. Madem borç ödeyecek haldesin de 2005 yılında IMF ile anlaşma yaparak 13 milyar dolar krediyi niçin aldın?
Hani Türkiye toz pembeydi, huzur içerisindeydi. Sen gereksiz bir ortamdayken 13 milyar dolarlık IMF kredisini niçin aldığını söylemiyorsun da neden 57. hükümeti suçlamaya çalışıyorsun? Ya doğru konuşmuyorsun, ya bilgisizsin, ya da danışmanların yalan konuşarak seni halkın gözünden düşürmeye çalışıyor.''
-EKONOMİK KRİZ-
Yaşanan krizle işsizlik ve yoksulluğun arttığını kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
''Türkiye'de 5 milyon 680 bin işsiz var. İş bulanlar da işten çıkarmalarla karşı karşıya, neredeyse 500 bin kişi işinden oldu. Böyle bir ortamda Türkiye'de işsizliği yok farz eden bir anlayışla hareket etmek doğru değil. ABD'de, Avrupa'da var diyerek, Türkiye'deki işsizliği görmemezlikten gelmeyin. Her ülkede olabilir, ama bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sosyal patlamanın işaretidir'' dedi.
Yoksulluğun da önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Açlık sınırının altında asgari ücretli milyonlarca insanımız bulunuyor. Memur, esnaf ve diğerleri,
yoksulluk sınırının üstünde kaç kişi gelir temin ediyor. Emekli dul ve yetimin durumu görmemezlikten gelinecek seviyede midir? Bunlara bakıp, Türkiye'de çok ciddi bir sosyoekonomik krizin geldiğini artık görmemiz gerekiyor. Sayın Başbakan Ankara'da kriz dönemini yönetmiş değerli bürokratlar var. Onları da çağırın, ekonomik ve sosyal konseyi bir araya getirin. 1929 bunalımının izlerini taşıyan bu felaket için Türkiye'yi koruyucu tedbirleri alma zamanı gelmiştir.
'Hamd olsun bizde bir şey yok. Bazı
siyasi partiler kriz yaratarak, felaket tellallığı yaparak toplumumuzu huzursuz kılıyorlar' gibi lüzumsuz saldırlara gerek yok. 'Bana teğet geçiyor' diyecek halin yok. Eğer bir yeri teğet geçiyorsa yandaşlarınınla hanedanlarının olduğu yerde teğet geçiyor, halkın ve yoksulun olduğu yerde kriz yürekleri delip geçiyor.''